T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
4.Çerezleri Kullanım Amacı
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Oturum Çerezleri
(Session Cookies)
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
• İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
6.Veri Sahiplerinin Hakları
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, TGRT Haber’de katıldığı programda TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Yücel Koç, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan ve Gülden Kalecik Demirtaş’ın sorularını yanıtladı.
Düzensiz Göçle Mücadele Ediyoruz
Konuşmasına Suriye gündemi ile başlayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, düzensiz göç ve düzenli göçün farkına ilişkin bilgiler verdi. İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, şunları kaydetti:
“Göçe hedef olan, göçe transit rota olan ülkelerin her biri artık göçle sınanıyor. Sebeplerine girmek istemiyoruz ama bir insanın doğduğu, büyüdüğü kendi vatanından ayrılmasına iten bütün sebepler; başta savaş, düzensizlik, istikrarsızlık, geçimle ilgili pek çok sebep var ama toprağından çıkan insanlar için BM’nin bir rakamı var. Dünyada 300 milyon civarında göçmen olduğu söyleniyor. Amerika, Avrupa, pek çok ülke göçle sınanıyor. Ama biz 22 yıl bitti, 23. yıla girdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde düzensiz göç ve düzenli göçle ilgili bir politikamız var. Biz ülkemize girişi, kalışı, çalışması ve çıkışı yasal olan yabancılara düzenli göçmen diyoruz. Ama bunlar düzenli olmayan bir yabancı ise buna kaçak göçmen diyoruz. Biz ülke olarak, yasal göçmen istiyoruz. Turist de bir düzenli göçmen çünkü mesela. İstemekten kastım bu. Düzenli göçmen olan turistin sayısının artması konusunda dünyadaki bütün ülkeler rekabet ortamında. Ya da sermaye ve beraberinde gelen nitelikli iş gücü ile ilgili, mesela bir nükleer santral yapıyoruz orada bir iş gücü var. Orada çalışanlar da düzenli göçmen. Evlerimizde çalışan, İstanbul’da evlerin bir dili olsa da söylese, hastalar ile ilgili, çocuk bakımı ile ilgili ya da ev işleri ile ilgili, ikamet izinleri alınmış kişiler de düzenli göçmen. Ama biz düzensiz göçmen ile ilgili diyoruz ki, bu kabul edilemez. Bunla mücadele ediyoruz.”
“Kamu Güvenliği ve Düzeninden Asla Taviz Vermeyeceğiz”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde düzensiz göçle mücadele ettiklerini ve bu mücadeleyi ulusal ve uluslararası hukuka uygun şekilde insani ve vicdani şekilde, medeniyet değerlerine tam anlamıyla sadık ve bağlı olarak yürüttüklerini ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Kamu güvenliği ve düzeninden asla taviz vermeyeceğiz. Bu ilkeler noktasında hareket ediyoruz. Suriye sınavında da, yani 13 yıldan beri Suriyelilerin o iç karışıklık, halkını kuşatamayan zalim 61 yıllık Baas rejiminin 13 yılında da Esed ne yaptı gördük. Sedneya Cezaevinde anlatılan trajediler yüzünden insanlığımızdan utandık. Bu zaman diliminde, yanı başımızdaki ülke halkına bunu reva gören idare tarafından bunların yapılmasından büyük üzüntü duyduk. Bizim Suriye ile 911 sınırımız var. Bu insanlar oradaki zalim idareden cansiperane kaçtılar, tüm dünyaya kaçtılar. 10 milyon diye ifade ediliyor. BM kayıtlarında biraz daha az. 1 milyona yakın insanın öldüğünden bahsediliyor. Yetimler, öksüzler, engelliler de var. Büyük bir insanlık sınavı verildi orada. Biz sınırımızda tam anlamıyla, Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi hep barıştan yana yer aldık. Cumhurbaşkanımız ilk günden beri şunu söyledi, zalimin karşısında mazlumun yanında yer almak suretiyle tarihte doğru noktada yer aldık. Bu söz tam da bizim ilkemiz. Tarihte doğru noktada durmak.” dedi.
“Suriyelilerin en fazla kaldığı yer medeniyetimizin baş şehri İstanbul’umuz” İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, en çok Suriyelinin hangi bölgeden geldiği ve hangi illerde daha fazla yoğunlaştığı ile ilgili bilgileri vererek şunları kaydetti:
“Biz adres tahkikatı yaptık. 6 ay titiz bir çalışmayla. Açık ve şeffaf bir şekilde her hafta biz bunları yayınlıyoruz. Şimdi 4 milyon 163 bin Türkiye'de yasal kalışı olan yabancı var. Bunun 2 milyon 911 bini Suriyeli. 1 milyon 56 bini ikamet izinleri 194 bin uluslararası koruma altındaki yabancılar. Rakamlar bunlar ve bunların illere göre dağılımlarını da verebiliriz. Suriyelilerin en fazla kaldığı yer içinde bulunduğumuz medeniyetimizin baş şehri İstanbul’umuz. 500 binin biraz üzerinde. İkinci Gaziantep daha önce benim Valilik yaptığım şehir. O da 400 binin biraz üzerinde 408 bin. Şanlıurfa, Mersin ve Adana. Bu 5 vilayetin şöyle bir özelliği var. Bunları topladığımız zaman 1 milyon 600 bin yapıyor. 1 milyon 600 bin yani 2 milyon 911 binin 1 milyon 600 bini sadece bu 5 vilayette. Ben size bir tablo getirdim Kilis nüfusu küçük. Aslında Kilis'te 63 bin 425 kişi var ama kendi nüfusu az olduğu için oransal olarak nüfusunun %yüzde 29'u Suriyeli. Toplam yaşayan nüfusun yüzde 29'u. Gaziantep yaklaşık 16, Hatay 12,5, Şanlıurfa 10 diye sıralanıyor. Türkiye’de doğanlar, Suriye'de doğanlar diye Suriyelileri ikiye ayırırsak; Türkiye'de doğanlar yüzde 30 civarında. Aslında 911 bin Suriyelinin yüzde 30'u Türkiye'de doğan çocuklar, 872 bin 558. Suriye'de doğanlarda 2 milyon 27 bin. Ama şunu söyleyelim en fazla Halepli var, yüzde 61, o da 1 milyon 236 bin kişi. İdlip, Deyrizor, Hama, Haseke diye devam ediyor. Şam yüzde 4,5 civarında 87 bin rakamında. Suriye'nin her kesiminden olan kardeşlerimiz var.”
Düzensiz göçü gelmeden, kaynağında durdurmak gerektiğini söyleyen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Biz Suriye'nin kuzeyinde ne yaptık öncelikle Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı yani İdlip gerginliği azaltmaya ilgili o dört harekatla birlikte yaptık. Bize doğru gelmekte olan, Suriye'nin içinde zulümden kaçmaya çalışan insanlara dedik ki burada güvenle huzurla yaşamanız lazım.” dedi.
“Gönüllü, Güvenli ve Onurlu Dönüşlerle İlgili Süreci Kolaylaştırıyoruz”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye'nin yeniden inşasından sonra geri dönüşlerle ilgili izleyeceği politikalara değinen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim geri dönüşlerle ilgili aslında ilk defa olan bir şey değil. 2017'den beri Suriye'nin kuzeyinde güvenli dört bölge oluşturduk ve oradaki hayat normalleşti. Bugüne kadar Suriye'nin özgürleşmesi kadar gönüllü güvenli onurlu bir şekilde 740 bin kişi gitmişti ve düzenli bir şekilde kayıt sistemimize girdiler. Ama Suriye'de Esed'in kaçması, Suriye'nin özgürleşmesiyle biz gönüllü dönüşlerin artacağını yoğunlaşacağı biliyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımız bununla ilgili şunu söyledi: Gönüllü güvenli onurlu gidişlerle ilgili kolaylaştıran ve süreci hızlandıran onları oraya da gittiği zaman rahat ettirecek. Gelişmelere biz sivil toplum kuruluşlarımızla beraber destek olalım. Sayın Cumhurbaşkanımız, diğer taraftan da eğer ben burada kalmak istiyorum diyorsa onlara da git demeyeceğiz diyen bir prensip getirdi. Bakın bizim medeniyet iklimimizde iyiliği başa kakmak diye bir ifade var değil mi? Göçle ilgili gayretlerimiz de iyiliği hiçbir zaman başa kalkıcı değiliz. Dünyada bunu anlamakta zorluk çekiyor. Avrupa bakın 9'unun sabahı Fransa ve Almanya iltica ile ilgili süreçlerin tamamını kapattım dedi. Cumhurbaşkanımız dedi ki kolaylaştırıyoruz gönüllü gidişlerle ilgili kalmak mı istiyorsunuz, derhal buradan gideceksiniz demiyoruz.”
Ulusal ve Uluslararası Hukukun İzinden Gideceğiz
Gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşlerle ilgili rakamlar paylaşan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Suriyelilerle ilgili her gün bütün ekranlarda öyle güzel enstantaneler var ki. Dün Başakşehir'de bir okulda Muhammed hepimizi ağlattı. Orada o masum günahsız sabiler birbirleriyle kucaklaşıyor mülakat yapmışlar. Ne diyorsunuz Muhammed'in gitmesine. Aslında kalmasını isterdim ama onun da memleketi toprağına vatanına dönmesini belki kendisi için daha yani o metinleri onlara yazıp versek bunları söyle desek onu başaramaz. Ama onların o günahsız dilleri yürekleri bize öyle öğretiler veriyor ki biz de aslında tam o gönülle uyumlu bir göç politikası ve gönüllü dönüş sergiliyoruz. Gönüllü dönüş, aslında bu kelimeyi de anlatalım. Niçin gönüllü, niçin güvenli, niçin onurlu. Bu Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yani uluslararası göçle ilgili uymak zorunda olduğumuz bir yöntem. Ulusal ve uluslararası tüm hukukla ilgili biz izimiz orada olacak, oradan gideceğiz. Suriye'nin özgürleşmesinden önce 740 bin. 25 Aralık itibariyle 768 bin 912. Dün de 1720 kişi daha geçmiş. Onu da eklediğiniz zaman 770.000 geçiyor. 28 bin 909, 17 günde karşıya gönüllü giden rakam 29 bin. Şimdi bunun bir tefekkürünü yapalım, değerlendirmesini yapalım. 8 Aralık'a kavuşmadan gönüllü karşıya gidiş 2024'ün ilk 11 ayında aylık ortalama 11 bin 40’tı. 2024'te aylık 11 binin biraz üzerindeydi. Bunun anlamı şu günlük 366 gönüllü gidişten 1700’e gelmişiz.”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın son 4-5 aydan beri hep çağrıda bulunduğunu ve oradaki zulmü, iç karışıklığı ve iç savaşı durdurmaya ilgili devamlı mücadele ettiğini belirten İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya, “Ne oldu uzatılan el havada kaldı ama kendisi soluğu yurt dışında mülteci sığınmacı olarak aldı. Buradaki şey şu: biz gerçekleri söylüyoruz. Ben rakamları getiriyorum, devletin rakamları. Kapıdan çıkarken elindeki bizde kaç yıldan beri kaldıysa geçici koruma kimlik kartını en son bize teslim ediyor. Biz bu süreci bu şekilde yönetiyoruz. Sürecin nasıl kolaylaştırıldığını, nasıl yeni hamleler yapıldığını, iyilikler getirildiğini ama burada şunu söyleyelim bu giriş devam edecek.” dedi.
Öncü Göçmenler Suriye’ye Gidip Evlerinin Durumuna Bakabilir
Suriye’ye dönmek isteyen ailelere yönelik Öncü Göçmen isimli bir programı başlattıklarını ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Biz onlarla istişare ederken dediler ki orada evleriyle ilgili sıkıntı olmayan, gittiği zaman aynı gün evlerinde huzurla yaşayabilecek olanların çoğu hızla gidecek, bize söyledikleri bu. 'Gittiğimiz zaman evimiz yerinde değil.' Çünkü haberleşiyorlar. Whatsapp'tan görüntülü konuşmalar yapıyorlar. Bize şöyle bir talepte bulundular: Gönüllü, güvenli, onurlu gidişle ilgili biz bunu yapacağız ama önden birini gönderebilir miyiz dediklerinde, 'Hayır,' dedik. 'Gidelim, evimizin halini görelim. Onarıp, düzenleyip alalım; sağını solunu kontrol edelim. Çünkü biz orada olmadığımız için başka biri yaşıyor olabilir. Hakkımızı, hukukumuzu arayıp onu oradan çıkaralım,' gibi cümleler kurdular. Öncü göçmen tanımı bu şekilde getirildi. Bu, yeni bir şey.” dedi.
Öncü göçmen konusunun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı ile hayata geçirildiğini kaydeden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Sayın Cumhurbaşkanımıza da kabinede arz ettik. Dedik ki: 'Efendim, insani bir talep var. Gitmeden önce bir kişi önden gitsin, hazırlık yapsın.' Cumhurbaşkanımız da dedi ki: 'Bu gayet doğru bir şey.’ Biz, bir memur bir yere tayin olduğunda bile lojman var mı, yoksa kira mı, boyası, hazırlıkları gibi detaylarla ilgileniyoruz. Aynı şekilde burada da bu yapılabilir. Derhal bu uygulamayı başlatmamız gerektiğini belirtti. Biz de Göç İdaresi olarak genelgeyi hazırladık. 1 Ocak-1 Temmuz arasında buna 'öncü göçmen' diyoruz. Eğer aile reisi gidemeyecek durumdaysa, ergen olan, ailenin belirlediği bir kişi önden gidebilir.” ifadelerini kullandı.
Öncü Göçmenler 3 Kullanımlık İzin Belgesi
Öncü göçmen olarak Suriye’ye gidecek kişilere 3 defa kullanılabilir bir izin belgesi verildiğini belirten İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, süreci şu şekilde anlattı:
“Biz, onlara iki kapı ayarladık: Kilis Çobanbey ve Hatay'daki Zeytindalı kapısı. Çıkış ve giriş yapmalarına, 1 Temmuz'a kadar üç kez müsaade edeceğiz. Bununla ilgili randevu sistemimizi 'randevugoc.gov.tr' üzerinden oluşturduk. İkamet ettiği ildeki Göç İdaresi'ne müracaat edecek. Tıpkı gönüllü, güvenli, onurlu dönüşte olduğu gibi müracaat sürecini uygulayacağız. Başvuru sahibine 'karşı tarafa çıkış-giriş belgesi' veriyoruz. Bu belge üç kez kullanılabilir ve eşya götürülmesine izin verilmiyor. Önden giden kişi, hazırlıklarını tamamlayacak. Daha sonra ailesini gönüllü, güvenli bir şekilde götürecek. Bu süreç, insani ve vicdani olduğumuzu gösteriyor. Başvuru sürecini şöyle anlatalım. Randevu sistemi kurduk. Göçmenler, bulundukları ilin Göç İdaresi İl Müdürlüğü’ne müracaat ediyor. Öyle bir sistem kurduk ki, bugün başvurursa bile yüzde 100 ona randevu veriyoruz, İstanbul da dahil. Randevu saatinde Göç İdaresi'ne geldiğinde, önce kimlik tespiti, ardından parmak izi ve biyometrik kontroller yapılıyor. Sistemimizde bu bilgileri doğruladıktan sonra, 15 gün geçerli olan 'yol izin belgesi' veriyoruz. Bu temel ilkemiz. Hangi kapıdan çıkmak istediğini belirtiyor. Örneğin, 'Şu kapıdan çıkmak istiyorum,' diyor. Belgesini teslim ediyoruz ve süreçle ilgili tüm detayları anlatıyoruz. Nihayetinde kapıya geldiğinde, gümrük işlemleri yapılıyor. Kapıdan çıkarken tekrar parmak izi kontrolü yapılıyor. Kimliği teslim alınıyor ve 'yolun açık olsun,' deniyor.”
Sürecin gönüllülük esasına göre yürütüldüğünün altını çizen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bu süreçte, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin orada da bir ofisi var. Biz bütün süreçleri yaptıktan sonra gönüllü dönüş formu var. Kendi dili ile, kameranın karşısında kendini tanıtıp gönüllü olduğunu beyan ediyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği yoksa Kızılay ya da il insan hakları komisyonu temsilcilerinden biri ya da STK’lardan birisi var. Bu süreç, kayıt altına alınıyor ve kişiyle mülakat yapılıyor. Sadece ikisinin bulunduğu 'üçüncü göz' denetiminden geçiyor. O üçüncü göz ona diyor ki ‘sen gerçekten gönüllü mü gidiyorsun?’ Bu kadar hassas.” dedi.
“Üzerimize Düşeni Yapacağız”
Bugüne kadar muhacirlik ve ensarlık ile ilgili hem milletimiz hem de dünyanın şahitliğinde sergilenen duruştan bahseden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya şunları ekledi:
"Bundan sonra dönüşlerinde yardımcı olmak, karşı tarafta geçici hükümetin kurulması, devletin tekrar ihyası, şehirlerin ve tüm hayatın yeniden imarı noktasında üzerimize düşeni yapacağız. ‘Bak, şöyle şöyle imkanlar olabilir’ diyerek neler varsa, sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte bu adımları atalım. Böyle talimatlar oldu. İçişleri Bakanlığı olarak bizde AFAD var. AFAD zaten 2017’den beri orada, diğer kurumlarla birlikte çalışıyor. Biz bu sürece öncülük yaptık ve koordinasyon yetkisi bizde. Göç İdaresi Başkanlığı, sürecin başından beri çalışıyor. Şimdi Şam’da bayrağımız dalgalanıyor, büyükelçiliğimiz açıldı. Birkaç güne kadar Halep’te başkonsolosluk açılacak. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik, Göç İdaresi ofisi açıyoruz. İlk önce bunlar açılıyor.”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, burada kurulan sistemin orada da kullanılacağını ve ihtiyaç görülen yerlerde hizmet vereceklerinin altını çizerek şöyle devam etti:
“Burada halen aramızda gitmeden önce burada kalan 872 bin kişi vardı. Gidenlerle birlikte 1 milyonun üzerinde çocuk burada doğdu. Evlilikler, boşanmalar, ölümler yaşandı. Onlara ait tüm kayıtlar, özellikle nüfus ve göç idaresinde, burada mevcut. Şimdi karşıya gittiklerinde geçici koruma kapsamı bittiğinde, ‘Bu benim çocuğum, ama Suriye’de kaydı yok,’ diyebilecekler. Oradaki nüfus idaresinde kayıt bulunmuyor. Esed ve adamlarının nüfus ve tapuya yaptıklarını da ekranlarda gördük. Bunu kabinede arz ettim. Sayın Cumhurbaşkanımız, Şam’daki büyükelçiliğimiz aracılığıyla buradaki kayıt sistemlerimizi orada da kullanarak, ihtiyaç olan yerlerde hizmet vereceğimizi belirtti. Aksiyon alıyoruz. Kolluk, emniyet, jandarma ve sahil güvenlik birimleri ile iç güvenlik için yeni iş birlikleri yapıyoruz. Şimdi içişleri bakanı muhatabımı henüz bilmiyorum ama açıklanınca kendisini tebrik edeceğiz. Bürokrat arkadaşlarımızı gönderip ‘Bizden ne isteğiniz var?’ diye soracağız. Polis teşkilatı, jandarma teşkilatı, 166 kilometrelik Akdeniz sahilinde sahil güvenlik konularında destek olacağız.”
“Dünyaya Örnek Bir Göç Politikası Sergileyeceğiz”
Dünyaya örnek bir göç politikası sergileyeceklerini vurgulayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Şam’da üniversite öğrencileri, ‘Biz 40-45 kişiyiz, sarı yelekler giyip trafiği düzenliyoruz, çünkü burada trafik polisi yok,’ diyor. Böyle bir ortamda, komşu olarak aynı medeniyet değerlerini taşıdığımızı göstermek adına dünyaya örnek bir göç politikası sergileyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve talimatıyla bunu yapacağız. Evet, bizim de komşularımız ve dost ülkelerle güvenlik ve iş birliği konularında pek çok mutabakat zaptımız var. Ortam şu anda zaruret gerektiriyor. Düşünün, banka rejimi yok, Merkez Bankası’nda para yok. Zulme uğramış, mağdur olmuş, varlıkları soyulmuş bir halktan bahsediyoruz.” dedi.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Sednaya’da yerel otoriteden ‘Biz burayı taradık ama AFAD çok tecrübeli, gelip bakabilir misiniz?’ dediler. Büyükelçimizle irtibata geçtik. AFAD Başkanı ve 123 arkadaşımız, 43 araç ve 4 arama köpeği ile iki gün boyunca çalıştılar. Orası çok büyük bir yerleşke, 1,5 kilometrekarelik bir alan. İçerisinde mayın ve tuzakların olduğunu söylediler. Önceliğimiz çalışanların güvenliğiydi. 70 bin metrekarelik bir alanı son teknoloji cihazlarla taradık, herhangi bir şey bulamadık. Ancak gördüğümüz vahşet, yapanlara nefretimizi artırdı. O hapishaneyi o hale getirenler, içeride yaşananları anlatılabilir gibi değil. Türkiye’de muhalif medya, AFAD’ın burada yaptığı çalışmayı farklı lanse etti. Biz doğru tarafta olduğumuzu biliyoruz. Doğru zeminde duruyoruz ve medeniyet değerlerimizi savunuyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Kara Sınırından Yüzde 99,9 Kimse Çıkamaz”
Düzensiz göçle ilgili mücadelenin aralıksız sürdürüldüğünü ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya; Türkiye’nin transit bir rota olmaktan çıktığının altını çizdi. İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, şunları kaydetti:
“Bizim doğu sınırlarımızda 561 kilometrelik İran hududumuz var. 383 km Irak, 911 km Suriye sınırlarımız var. 472 km de Trakya hududumuz var. Gürcistan, Ermenistan ve Nahçıvan değil ama İran tarafı göçle ilgili düzensiz göç rotası, oradan geliyor bize. Şimdi rakam vereceğim. Ben rakamlarla konuşmayı seviyorum. Geçen yılın ilk 11 ayında 223 bin kişi gelmiş ama girememiş; duvar, optik kule, hudut kartalları engellemiş. Alınmamış. Yıllardan beri böyle ama bu son dönemdeki teknoloji ve oradaki hudut duvarları; gördüyseniz ya da görmediyseniz, mutlaka görmeniz lazım. Bu yıl yine aynı dönemde gelen ve engellenen, alınmayan sayısı 104 bin. Yani yüzde 60 düştü. Sadece bu değil. Kaynağında ama duvarda da böyle. Bakın, Bulgaristan hudutları, bu taraf Schengen istikametine gidiş. Bu 3000 km Ege kıyısı, 472 kilometrelik de Yunanistan ve Bulgaristan'ın karşısı olan bizim sınırlarımız. Biz şunu söylüyoruz: Gelirsen engellenirsin, giremezsin, hiç boşuna gelme. Çıkmak istiyorsan aklından bile geçirme. Biz seni denizde de karada da yakalarız. Rakamlar bunlar. Kara sınırında yüzde 99,9 kimse çıkamaz. Benim ülkemden birisi, eğer şu kıyıdan karşıya geçti, bir Yunan adasına çıktı, yaptığı ilk iş şu: Telefon açıyor, ben başardım, siz de gelin diyor. Buna biz diyoruz ki çekim gücü. Başaramayacak. Onun başarısı orada hayalle yaşayan, ömrü boyunca 10 dolar, 20 dolar para biriktirip göçmen kaçakçılığı organizatör ağına parasını verip hayale doğru, bir bilinmezliğe doğru canını ortaya koyarak çıkan, çıkmak isteyen insanların çıkamaması lazım. Göçün kaynağındaki akrabalarını ve çevresini arıyor. Bizi aramıyor. Tabii ki bizi aramıyor. Dolayısıyla giremez, engelliyoruz. Engellenen rakamlarında müthiş düşüş var. Çıkamaz, çıkanları yakalıyoruz. Onlarla mülakat yapıyorum ben geri gönderme merkezlerinde. Biz öyle teknik çalışıyoruz, az konuşuyoruz ama çok iş yapıyoruz.”
Mobil Göç Noktası araçlarının düzensiz göçle mücadelede büyük önem kazandığını belirten İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “19 Temmuz’da başladık, az araçla başladık. Bir baktık ki bu, polisimi, jandarmamı; hiçbir komplikasyon olmuyor. Bakın, İstanbul’a 17-18 milyon turist gelirken, kimlik kontrolü yapmam lazım. Kimin düzenli, kimin düzensiz olduğunu bilmiyorum. Turistlerin rahatsız olmaması lazım. İkamet izinli yasal kalış olanları da tedirgin etmemem lazım. Ama vatandaş benden diyor ki, ‘ben bir tane düzensiz göçmen istemiyorum.’ Haklı. Ben onun için varım. Bana o talimatı onlar veriyor. Bir sistem kuralım, emir verdiğim arkadaşım sıkıntı duymasın. Vatandaş razı olsun, rahatsızlık ve tedirginlik olmasın yasal kalış olanlardan. Bunun çözümünü dünyaya haykırdık: mobil göç noktası.” dedi.
“Transit Rota ve Hedef Rota Olmaktan Çıkacağız”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu mobil göç noktası araçlarımız, kimlik kontrol yapıyor, nezaketli, tatlı dille: ‘Kimliğinizi görebilir miyiz?’ Pasaport yok diyor. Şu aracı gördünüz mü? Gelin burada sizi bir dakikanızı alacağız" diyor. Orada parmak izi, tercüman var, göç uzmanı var, Göç Net sistemi var. Aynı kapılarda olduğu gibi, bir dakikamızı alıyor, 2 milyon 542 bin kişinin kimlik denetimini 19 Temmuz’dan beri yapmışım. 165 bin düzensiz göçmen bulmuşuz. Ama daha güzel bir haberle geldim şimdi. İlk bir ayda araba sayısı az, sorgu sayısı azdı. İlk 3 ayda ise 50 bin kişiye sorduk. Yüzde 74’ü düzensiz göçmen çıkıyormuş. Sokakta bulduğumuz 4 kişiden 3’ü kaçakmış. Ben dürüstçe kendi tablomu veriyorum. Ama baktık ki bundan hiç komplikasyon yok; göçmenleri artık polis merkezlerine götürmeme kararı aldık. Sadece suç işleyenler hariç. Şimdi kimliği olmayan düzensiz göçmenlere yönelik, son bir ayda 256 bin kişiye sormuşuz. Oran nereye düşmüş? Yüzde 2,7. Bunun anlamı şu: Umuma açık yerlerde, sokaklarda, 81 vilayette 2,5 milyon kişiye 11 ayda sormuşuz. 19 Temmuz 2023’ten beri sormuşuz. Bütün bunlar birbirine geçmiş zincirin halkaları gibi. Sen içeride kimlik kontrolünü iyi yapar, nefes aldırmazsan; dışarıda Hudut Kartalları göz açtırmazsan; 30,5 milyar TL yatırım yaptık Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla. Göç konusunda iddialı konuşuyorum çünkü inanıyorum. Vatandaşlarımız bize güvensin, inansın. Biz onları yanıltmayacağız. Şunu söylüyorum: Düzensiz göç rotası, yani transit rota ve hedef rota olmaktan çıktık. Transit rota olmaktan hemen hemen tamamen çıktık. Hedef ülke rotası olmaktan da çok az kaldı. 2025’te bu işi bitireceğiz. Yeni, inovatif kararlarla çok daha güçlü hale geleceğiz.”
Düzensiz göçle mücadelenin iş dünyası için de birçok kazanımı olduğunu kaydeden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, meslek odaları ve iş insanlarının da bu konularda şikayetleri olduğunu belirtti. İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “2025’te, çalışma hayatında yabancıların kayıt dışı çalışmaları ile ilgili düzenlemeler getireceğiz. Meslek odaları ve iş insanlarının şikayetleri vardı. Örneğin, Gaziantep, Maraş ve Konya Ticaret Odası başkanları ‘Haksız rekabeti önleyin’ diyor. Burada bir iş yeri var; çalıştırdığı yabancıların tamamı SGK’lı, tıpkı vatandaşımız gibi. Öte yandan, bazı yerlerde bu sağlanmıyor. Bununla ilgili yeni uygulamalar getirdik. Takip süreçlerini sıkılaştırdık. 2025 yılında yabancı girerken kayıtlı, çıkarken kayıtlı, çalışırken kayıtlı, okurken kayıtlı; her şey kayıtlı olacak. Göç İdaresi İl Müdürlükleri önünde özellikle İstanbul’da çok kuyruk olurdu. İkamet izin süreçleri için noterlerle anlaştık. Artık noterden müracaat yapılabilecek. Uluslararası öğrencilerle ilgili de düzenlemeler yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla YÖK Başkanımız Erol Hoca ile oturduk bir protokol imzaladık. Artık uluslararası öğrenciler Göç İdaresi İl Müdürlüklerine gitmeyecek. 208 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanlıklarına yetki verdik. Aynı mobil göç noktası sistemini oraya kurduk. Örneğin, bir tıp fakültesine 7 yıl için gelen bir öğrenci, pasaportu müsaitse 7 yıl ikamet izni alabiliyor. Neden? Çünkü onlar bizim gönül elçilerimiz.” diye konuştu.
Malvarlığına ve Kişilere Karşı İşlenen Suçlarda Düşüş Devam Edecek
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, asayiş operasyonlarına ilişkin verileri paylaşarak önceki yıllara oranla ciddi bir ilerleme kaydettiklerini belirtti. Malvarlığına karşı işlenen 9 önemli suçta ve kişilere karşı işlenen 10 önemli suçta toplam olay sayısı ve aydınlatma oranlarının 2023 ve 2024 verilerini kıyaslayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, bu konularda yakaladıkları başarıyı 2025 yılında da devam ettireceklerini kaydetti.
Önleyiciliği çok önemsediklerini kaydeden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Şunu yapmaya çalışıyoruz, iki günümüz bir olmayacak. Bir önceki aydan daha iyi olacağız. Neye göre? Bir önceki yılın aynı döneminin aynı ayına göre. Biz kendimizi öyle kıyaslıyoruz. Önleyiciliği çok önemsiyoruz. Çünkü önlemek demek, suç olay sayısını düşürmek demek. Önceden 3 ise şimdi mümkünse hiç olmasın ama 2’ye ya da 1’e iniyorsa o da başarı. Performans kriteri de getirdim. Mülki amirlerimizin koordinasyonunda kolluğunun her birinin arkasını boş bırakmıyoruz. Onlara çok güveniyoruz ama günlük takip de ediyoruz. İllerimizde huzur toplantıları da yapıyoruz, hepimiz için motivasyon haline geliyor.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Şu prensiplere dikkat ediyoruz: Liyakat, takip ve başarıyı ödüllendirme. Eğer başarı yoksa, o görevi daha iyi yapacak arkadaşlarımıza süratle hizmet bayrağını devrediyoruz. Bununla birlikte devriye ve ekip sayılarını artırdık. Örneğin, geçen yıl İstanbul'da 1.778 araç ve ilk etapta 7 bin personel görevlendirdik. Bu sene 2 bin 500 personel daha ekledik. Atatürk Havalimanı’nda ise 7 bin 204 yeni devriye ekip aracını sahada gördünüz. Bu araçların yüzde 70’ini hayırsever kurumlar, kuruluşlar ve iş insanları temin etti. Niye? Çünkü bu sisteme inanıyorlar. O yüzden her zaman şunu söylüyoruz: Milletin desteği bizim için çok önemli. Devriye ve ekip sayılarını artıracağım.” diye konuştu.
Devriye Sayıları Artırılıyor
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Önleyicilikte polis bölgesinde devriye sayısını yüzde 27-28, jandarma bölgesinde ise yüzde 22 oranında artırdık. Trafik konusunda da daha fazla kontrol ve ekip sayısıyla çalışıyoruz. Çünkü günlük olarak, özür diliyorum ama 7 vatandaşımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Nüfusumuz kadar olan Almanya’da bu sayı yarı yarıya daha az. O yüzden trafikle ilgili hep şunu söylüyorum: Kontrol ve ekip sayısını artıracağız. 2025 yılının 8. ayına kadar şu hedeflerimizi gerçekleştirmiş olacağız: Vatandaşlarımız, polisimizi, jandarmamızı veya sahil güvenliğimizi ne zaman görse, her birinin yakasında kamera olacak. Şu anda 22 bin kamera aldık. 50-60 bin kamera siparişi daha verdik. ASELSAN ile çalışıyoruz; hatta bu kameraların yüz tanıma sistemli modelleri de olacak, böylece çok daha güçlü olacağız. Böylece hem vatandaşımızı hem de personelimizi daha iyi koruyacağız. İki taraf da birbirinden razı değilse, kamera kaydedecek, 30 gün saklayacak. Kameralar, tüm ilişkilere bir standart getirecek. Hatası olan varsa kamera bunu ortaya koyacak, iyi bir iş yapıldıysa kamera onun da şahidi olacak. Böylece personelimizi daha verimli kullanacağız. Daha çok sahada olacaklar, içeride değil. MOBESE ve diğer kamera sistemleri konusunda bugüne kadar ciddi yatırımlar yaptık. Yazılımları da sürekli geliştiriyoruz. Bu alanda da savunma sanayimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle gücümüzü artırıyoruz.”
“Şehirlerimizde Bir Tane Bile Şehir Eşkıyası İstemiyoruz”
81 ilde her gün yapılan operasyonlarla ilgili açıklamalar yapan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya konuşmasına şöyle devam etti:
“Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar son organize suç örgütü lideri hapishaneye teslim edilinceye kadar, son göçmen kaçakçılığı sona erdirilinceye kadar, son motosiklet hırsızlığı bile çözülünceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu bir hizmet, bir başarıdır. Ancak bunu korumak ve istikrarı sağlamak için de durmadan hassasiyet göstermeliyiz. Göreve geldiğimiz ilk gün Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı şuydu: ‘Şehirlerimizde bir tane bile şehir eşkıyası istemiyoruz.’ Bu konuda emniyet, jandarma ve diğer kurumlarımız gerçekten çok tecrübeli. Hepsine teşekkür ediyorum. Ayrıca Adalet Bakanlığı ve başsavcılarımız da teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine verdiği birinci talimat terörle mücadele, ikincisinin ise şehir eşkıyalarının temizlenmesi olduğunu ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bu konuda görevde olduğum süre boyunca ve benden sonra gelecek olan İçişleri Bakanları da bu duruşu devam ettirmek zorunda. Çünkü kimsenin vatandaşımıza şekil yapmasına, tabiri caizse racon kesmesine izin vermeyiz.” dedi.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, organize suçlar, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu ve diğer suçlarla mücadele ile ilgili rakamlar paylaştı:
“Bugüne kadar 6 bin 385 kişi tutuklandı. 819 organize suç çetesi çökertildi. 106 milyar TL’lik mal varlığına el konuldu. Bu rakam güncellendiğinde çok daha büyük değerlere ulaşıyor. Devam eden projelerimiz var ve bu projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Örneğin, bir hırsızlık olayında, kamera sistemi hırsızın eşkalini tespit ettiğinde, bu bilgiyi kullanarak harekete geçiyoruz. Kamera görüntüleri ve izleme sistemleri sayesinde, genellikle iki gün içinde hırsızı yakalayabiliyoruz. Bunlarla ilgili planlı projelerimiz, fiziki ve teknik takiplerimiz var. MASAK, Maliye ve Hazine Bakanı ile birlikte çalışıyoruz. Hazine Bakanımıza da teşekkür ediyorum. MASAK’tan aldığımız bilgilerle, bu 106 milyarlık mal varlığının kayıt dışı ve kurallara aykırı şekilde temin edildiğini öğrendik. Bunu nasıl bilgilendireceğiz? Kolluk kuvvetleri bunu belgelendirmez. Ancak MASAK burada devreye giriyor. Bir takım çalışması var ama sokakta olan biziz. Benim polislerim, benim jandarmam sokakta çalışıyor. Dolayısıyla vatandaşın bize verdiği cesaretle, kanunun bize verdiği güç ve yetkiyle gözümüzü karartarak hareket etmemiz gerekiyor. Biz de bunlara meydan okuyoruz. Göçmen kaçakçılığı organizatörlerine meydan okuyoruz. Uyuşturucuya meydan okuyoruz.”
“Organize Suç Örgütlerinin Büyük Çoğunluğunu Etkisiz Hale Getirdik”
Uyuşturucudan 53 bin tutuklama olduğunu vurgulayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “53 bin oldukça büyük ve korkunç bir rakam. Burada takdir edilecek bir çaba var. Milletimiz de bu çabayı takdir ediyor. Ancak yeterli mi? Vallahi, bir kişi bile okulun civarında bir fişekle dolanıyorsa, ben bu konuda mahcubum. Kendimi asla övmüyorum. Vatandaşımızın büyük çoğunluğu ‘Biz razıyız’ diyene kadar çalışmak zorundayız. O durumu sağladıktan sonra da korumak daha büyük bir meşgale. Bu görevi de yapmak zorundayız. Dolayısıyla, organize suç örgütlerinin büyük çoğunluğunu etkisiz hale getirdik. Var mı? Var. Şu anda da devam eden projelerim var. Bazılarına onay için uğraşıyorum. Bazıları ise 6 ay, 4 ay veya 3 ay sürecek. Biz ve arkadaşlarımız da aynı kararlılıkla çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Birkaç vilayette çok özel tedbirler aldıklarının altını çizen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Yeni yıldan itibaren bu tedbirlerin sonuçlarını göreceğiz. Vatandaşımız, o illerde yaşayan hemşehrilerimiz, bu çalışmaları fark edecek. İnsanlar hâlâ bu bölgelerde dolaşıp TikTok üzerinden şekil yapıyorlar. Vatandaşlarımız, “Bundan rahatsızım, bu insanların hâlâ burada dolaşmasından nefret ediyorum” diyor. Gittiğim tüm huzur toplantılarında ve beni ziyaret eden siyasilerden şunu soruyorum: “Şehrinizde bu tür insanlar var mı?” Hatta ekranlarda defalarca söyledim. Vatandaşlarımız 112’yi arayıp isim vermeden, doğru ya da yanlış olduğuna bakmadan duyduklarını bize bildirsin. Bu bilgi bize çetelere karşı güç veriyor.” dedi.
Devam eden planlı ve projeli işleri olduklarını belirten Sayın İçişleri Bakanımız sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bunların ne zaman biteceğini de biliyorum. Ancak, bu işleri ‘Tamam bitti’ deyip bir saat bile durdurursak, tekrar ortaya çıkarlar. Bizim memlekette derler ki, ‘7 yıl taşın altında kaldım, neredeyse ölüyordum.’ Ama o taşın altındaki hiçbir zaman ölmez. Bizim burada dimdik, yargımızla ve maliyemizle birlikte durmamız lazım. Zaten liderimizin bu konuda talimatı ve desteği her zaman bizimle beraber. Ben niye bunun üstesinden gelemeyeyim ki? Bazıları, ‘Bunları biz yaptık’ diyor. Ancak dünyada bir trend var. Amerika’ya da Avrupa Birliği’ne de anlattım. Brüksel’e gittiğimde sordular: Siz bu sorunlarla nasıl mücadele ediyorsunuz? Benim her gün sabah yaptığım paylaşımlar var ya, onu iki amaçla yapıyorum. Birincisi, 623 bin çalışma arkadaşımı motive etmem lazım. Bu çok önemli. Biz de insanız, bizim de ailemiz, çocuklarımız var. Suç ve suçlularla mücadele, normal bir süreç değil. Çok dirayetli ve formda olmamız lazım. İkincisi ise suçlulara gözdağı vermek. Onlar kibirleniyor, ‘Kimse bana bir şey yapamaz’ diyor. Ama ben de diyorum ki, ‘Kim oluyorsun sen’ Bu sözüm özellikle kabadayılığa cesaret edenlere. Gençlerin arkasına sığınanlar, 15-18 yaşındaki çocukları istismar edenler, tehditle ya da silahla kabul edilemez davranışlar sergiliyor. Buradan gençlere sesleniyorum: Kendinizi kullandırtmayın, geleceğinizi karartmayın. Çalışana Allah verir. Ama bu işi nizami, kabul edilebilir ve milletin takdirini kazanacak şekilde yapın. Kısa süreli şatafat, eninde sonunda cezaeviyle sonuçlanır.”
Uyuşturucuyla Mücadelede Seferberlik Ruhu Uyuşturucu ile mücadeleye değinin İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, Avrupa ile kıyaslandığımızda bu konuda çok daha iyi bir durumda olduğumuzu belirterek “Onlar uyuşturucuya teslim olmuş durumda. Kullanımı serbest bırakmışlar, pes etmişler. Biz ise pes etmedik ve etmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uyuşturucuyla mücadele yüksek kurulu oluşturduk. 4-5 yıllık eylem planlarımız var. İl düzeyinde kurullarla bu planları hayata geçiriyoruz. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Yeşilay ve diğer kurumlarla birlikte hareket ediyoruz. Arınma konusunda AMATEM ve ÇAMATEM ile hakaret ediyoruz. 2025 yılına kadar bu çalışmaları daha da güçlendireceğiz. Ancak açık söylemek gerekirse, ağır bir cephede mücadele ediyoruz. Bu görev bizim Adalet Bakanlığı ile ortak hareket ediyoruz. Talep cephesinde ise 85 milyon vatandaşımızla birlikte hareket etmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki ‘Seferberlik ruhuyla bu işten zarar görmeden kurtulabiliriz’ Ancak bu şekilde ailelerimizi, gençlerimizi ve neslimizi koruyabiliriz.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, programın sonunda hiçbir vatandaşa zarar gelmemesi için büyük bir çaba ile çalışıldığını kaydetti. İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya, “Bu süreçte emeği geçen mülki idare amirlerimize, polisimize, jandarmamıza, sahil güvenliğimize, gece gündüz çalışan arkadaşlarımıza minnettarım. İyi ki varlar. Onlarla iftihar ediyorum. Şehitlerimizin mekânı cennet olsun, gazilerimize de sağlık ve afiyet diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, teşkilatımızla vatandaşlarımızın ve Türkiye’nin huzuru için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.