T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
4.Çerezleri Kullanım Amacı
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Oturum Çerezleri
(Session Cookies)
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
• İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
6.Veri Sahiplerinin Hakları
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya AA Editör Masası Programına Katıldı
24.12.2024
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda İçişleri Bakanlığının faaliyetlerine ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Programın başında Balıkesir Karesi’de yaşanan patlamaya ilişkin Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını ve idari soruşturmanın da yürütüldüğünü ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralı vatandaşlara ise acil şifalar diledi.
8 Aralık 2024 tarihinde 61 yıllık Baas Rejiminin çökmesiyle yaşananlara değinen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Suriye ile ilgili 8 Aralık’ta çok tarihi bir gün yaşandı. 61 yıllık Baas rejimi çöktü. Esed Rusya’ya kaçtı. Kendi halkına nasıl davrandığı ile ilgili de izler bırakıp gitti. Bunları biliyorduk ama daha da iyi görmemiz ve anlamamız gereken, tarihe şahitlik etmemiz gereken meseleler olduğunu da gördük. Sednaya da bunlardan birisi. 61 yıl boyunca, son 13 yılında Esed tarafından kendi halkına Sednaya türü işkenceler yapılması, bunun dışında bilinmeyen ama insanların ölümü ile sonuçlanan, BM rakamlarına göre 350 bin deniyor ama bunun çok ötesinde can kaybı olduğu biliniyor. Kendi halkı 2011’de 23,5 milyonken, düşünün yine BM rakamlarına göre 6,5 milyonun üzerinde ama gerçek rakamın bunun da üzerinde olduğu düşünülüyor, sığınmacı ve mülteci durumuna düşürdüğü kendi halkını. Ne gariptir ki, kendisi de Rusya’da sığınmacı ve mülteci durumuna düştü ama kaçarak. Nasıl kaçarak? Geride göz yaşı bıraktı, insanların can kaybı, yetim, öksüz, engelli, pek çok ülkeye dağılmış Suriyeli sığınmacılar, ülkenin son kalan zenginliklerini de beraberinde alıp götüren zalim bir rejimden bahsediyoruz.” diye konuştu.
Türkiye Doğruların Yanında, Haklıların Yanında, Mazlumun Yanında, Zalimin Karşısında
Türkiye’nin 2011 yılında ilk gelen 252 Suriyeli göçmenden itibaren göç politikasını ve gelişmeleri insani ve vicdani boyutu ile değerlendirdiğini ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımız o gün de bugün de hep şunu söyledi, zalimin karşısında, mazlumun yanında yer aldık. Tarihte biz hep doğruların yanında bulunduk dedi. Doğruların yanında, haklıların yanında, mazlumun yanında, zalimin karşısında. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Suriye'de yaşayan ve bize gelen ve dünyaya sığınan Suriyelilere bakışımız inanın hep bu noktada oldu. Göç politikamızla ilgili insani ve vicdani olmak, medeniyet değerlerimize sımsıkı bağlı kalmak, ulusal ve uluslararası hukuka riayet etmek, vicdanımızın ve kalbimizin sesini dinlemek; hep bunu önceledik. Biz tarihte, doğru noktada, doğrularla birlikte, haklarla mazlumlarla bir oluruz derken, olduk derken, olmaya da devam edeceğiz derken, maalesef bunu bugün ülkemizde siyaset yapan birilerinin de bunun çok karşısında olduğunu, daha 8’inde bile yani Suriye'nin özgürleştiği, Esed'in kaçtığı daha belli değilken bile Esed'le görüşülmesi gerektiğini söyleyenler de oldu. Göçmen karşıtlığını, yabancı düşmanlığını sosyal medyada, dilde, politikada, öyle bir aşırı halde kullananlar oldu ki anlamak mümkün değil ama günün sonunda Suriyeli muhalifler, Suriye'nin özgürleşmesi adına, insanlık adına, inandığı değerler adına Suriye Suriyelilerindir diyen, toprak bütünlüğünden yana olan insanların, Suriye'nin özgürleşmesini kazanmaları tüm dünyada ve bizde gerçekten bir sevinçle karşılandı. Bu da tabii artık geriye doğru bakıldığı zaman tarafını doğru mu yoksa yanlış yerde mi olup olmadığını değerlendirme açısından da artık bunu aziz milletimiz değerlendirecektir diye düşünüyorum.”
Sednaya Hapishanesinde AFAD tarafından yürütülen tarama faaliyetleri ile ilgili de bilgiler veren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, şunları kaydetti:
“İlk etapta Sedneya ile ilgili oradan bir talep geldi aslında. Sedneya ile ilgili arama kurtarma ile ilgili çalışmalarını tamamladıklarını ama tatmin olmadıklarını çünkü ellerinde bizimki gibi işte sismik radar, duvar ötesini gören üst teknolojik cihazlarla ilgili envanterin olmadığını ve bu noktada AFAD’dan yardım istediler. Biz de 123 arkadaşımızı AFAD Başkanımızın koordinasyonunda oraya gönderdik. Yani 43 araç, 4 arama köpeği hemen akabinde oraya gitti. Şam'daki Büyükelçimizle irtibata geçildi. Biliyorsunuz 8'inde Suriye özgürleşti, 4 gün sonra Suriye'de Şam'da büyükelçimiz Burhan hocamız görevine başladı Sayın Cumhurbaşkanımızın atamasıyla. O 47 km uzaktaki Sedneya’da, önce binanın içerisinde, binanın dışında o 1,5 kilometrekarelik yerleşkede güvenli olan yani mayınla tuzaklamanın olmadığı o 70 dönümlük arazinin içerisinde, hassas arama yaptılar. Giden arkadaşlarımız da en donanımlı arkadaşlarımız herhangi bir toplu mezar, herhangi bir yaşayan ve cezaevinde bulunan bir kişiye de rastlamadılar, bunu da kamuoyunda orada açıkladılar. Daha sonra arkadaşlarımız görevlerini tamamladılar, döndüler ama görülen, her gün hemen hemen Sednaya ile ilgili yeni bir yerler keşfediliyor. Orası bizim bildiğimiz anlamda bir cezaevi değil, halen bu zaman diliminde dünyada hemen yanı başımızda böyle bir cezaevi ve böyle işkence yapılan yerlerin olmasından insanlık adına büyük utanç duyuyoruz ve buna kimler sebebiyet verdiyse de hem bu dünyada hem de mahşeri yargılamadan da kurtulamayacağını düşünüyoruz.”
Geri Dönüşlerde AFAD’ın Rolü
Geri dönüşlerde AFAD’ın rolüne de değinen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “AFAD gerçekten dünya çapında marka değeri çok güçlü olan bir kamu kuruluşumuz. AFAD afetin hemen sonrasında müdahale ve iyileştirme, afet öncesi risk azaltma ve riski yönetme ve zarar azaltma noktasında gerçekten kendini çok geliştirmiş bir teşkilatımız. Suriye'nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı Harekâtı ile beraber AFAD o bölgede yine Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından oradaki göçün, kaynağında kontrol altına alınması noktasında aktif görev yaptı. Yani bize doğru gelen bir göç dalgası var. Bakın Sayın Cumhurbaşkanımızın ulusal STK’lar ve diğer donörlerle beraber 116 bin briket evlerin yapımını yine AFAD koordine etti. Şu anda orada 110 bin aile yaşıyor. Yine daha dün kabinede Sayın Cumhurbaşkanımız briket evlerle ilgili buradan gönüllü ve güvenli dönecek olan Suriyelilere bizim briket evler yapmamız ile ilgili talimatlandırdı. STK’larımızla beraber oturun bunu yapın diye.” ifadelerini kullandı.
Göçü Kaynağında Durdurmanın En Güzel Örneklerinden Birisi Bu Yardımlar
AFAD’ın bölgede yaptığı çalışmalarla ilgili İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya şunları kaydetti:
“Son 152 gün içerisinde AFAD TMO'dan temin ettiği 316 tır un gönderdi. 571 tırla da yine bizim kendi STK’larımızla birlikte ama AFAD’ın koordinasyonunda Suriye'nin içindeki il, ilçe, köylerde, kırsaldaki yaşayan ihtiyaç sahibi insanlara yardım yaptık. 2017'den itibaren AFAD’ın yapmış olduğu yardımlarla ilgili, bizim bunu koordine edebilmek için 2017 yılında 66 bin 200 metrekarelik bir alanda, Suriye'nin kuzeyinde hemen Kilis'in karşısında Çobanbey’de Lojistik Merkez yaptık. Burada bugüne kadar 1 milyon gıda kolisi yardımı AFAD’ın koordinasyonunda yapıldı. Orası öyle bir depo ki ben de Gaziantep valiliğimde oraya çok gittim geldim. 1 milyon gıda kolisi, 110 bin 400 ton un yardımı yıllık, bir yılda, yani demin söylemiş olduğum 316 tır sadece 15-20 gün içerisindeki yardımdı ama yıllık 110 bin 400 ton un yardımı yapıyoruz. AFAD Çobanbey Lojistik Merkezinde STK’ların, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün, Kızılay'ın ve diğer tüm yardım edecek iyilik hareketinin öncüsü olan bizim vakıflarımız orada koordinasyonu sağlıyor. Göçü kaynağında durdurmanın en güzel örneklerinden birisi bu yardımlar, diğeri de bu biriket evler ve diğer bizim kamu kurum ve kuruluşların ve STK’larla beraber eğitimden sağlığa, biz o bölgelerde hayata tutunmaya ilgili ve bize doğru gelen göçü durdurma ile ilgili gerçekten tarihi hizmetler verdik, halen de veriyoruz. Bunu yaparken ben STK’larımızla iftihar ediyorum, huzurlarınızda ben her birine yürekten teşekkür ediyorum. Her biri bizim vakıf geleneğimizin, hayır geleneğimizin, iyilik hareketimizin öncüleri ve akıncıları. Onlar sayesinde bize daha büyük gelen, gelmesi muhtemel olan göç; yerinde, toprağında önlendi. Sadece bu mu? 2017'de başlayan bu güvenli bölgelere bizden gönüllü, güvenli, onurlu dönüşler de bu sayede oldu. “
Türkiye'de yasal kalış hakkı olan yabancı sayısı ve bunların Türkiye'nin hangi illerinde yoğunlaşmış olduğuna ilişkin bilgileri de paylaşan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya; 4 milyon 164 bin 472 yabancının bugün itibariyle Türkiye'de yasal kalış hakkına sahip olduğunu ifade etti. İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bunun 2 milyon 920 bin 119’u Suriyeli geçici koruma kapsamındaki Suriyeler, 1 milyon 47 bin 921'i ikamet izinli yabancılar, 196 bin 432’si uluslararası koruma altındakiler diye söylüyoruz. Biz göreve geldikten sonra adres hakikatleri yaptık biz. Göç İdaresi Başkanlığı, Emniyet, kolluk, bütün illerimizdeki valilerimizin de koordinasyonunda, çok titiz bir çalışmayla, kapı kapı bu üç küme, yasal kalış hakkı olanların her birini saydık ve her birinin adresleri güncel ve her birinin nerede oturduğunu biz biliyoruz.” dedi.
Yapılan tahkikatların büyük bir titizlikle, il il yapıldığının altını çizen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bakın şimdi öyle bir tahkikat yaptık ki İstanbul'da şu anda 506 bin Suriyeli var. Gaziantep 2. sırada 409 bin, Şanlıurfa'da 244 bin, Hatay'da 219 bin, Adana'da 211 bin olmak üzere en çok Suriyeli bulunan illerimiz. Sayı olarak en fazla İstanbul'dan başlayıp ilk 20'ye veriyoruz ama oransal olarak yani Suriyeli sayısının ilde yaşayan toplam nüfusa oranı en fazla olan il Kilis ilimiz. Nüfusunun, yani yaşayan nüfusun yüzde 29'u Kilis’te Suriyeli. Gaziantep'te yüzde 16 civarında, Hatay'da 12,5, Şanlıurfa'da 10, Mersin'de 8,79 olarak dağılımını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“2 Milyon 920 bin Suriyelinin Yüzde 61’i Halepli”
Türkiye’de bulunan Suriyelilerin, Suriye’nin hangi bölgesinden geldiğine kadar detaylı şekilde kaydedildiğini belirten İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Göç İdaresi başkanlığında, ilk geldikleri andan itibaren kimliklendirilirken demografi bilgilerini titizlikle tutmamızın bir sonucu olarak bunları biliyoruz. 2 milyon 920 Suriyelinin yüzde 61’i Halepli. Bunun sayısı 1 milyon 239 bin. 2. sırada İdlip geliyor 187 bin, yüzde 9'un biraz üzerinde. Deyrizor 106 bin, yüzde 5,22 civarında. Hama, 102 bin, yüzde 5 civarında. Haseke yüzde 4,74, Şam ise yüzde 4,30 diye sıralanıyor. Türkiye'de doğan ve yaşayan 875 bin yaklaşık Suriyeli çocuk var, gidenler hariç ama Türkiye'de doğan ve yaşayan 2 milyon 920 binin yüzde 30'u Türkiye'de doğan çocuklar. Bunların hepsini biliyoruz. Dönüşlerde aynı bu istikamette oluyor yani birazdan gönüllü, güvenli dönüşlerle ilgili hangi şehirlerden Suriye'deki hangi illere gittiklerini de sizlerle paylaşacağız.” diye konuştu.
Suriye'de kurulan yeni yönetimde Türkiye'deki üniversitelerden mezun olan üst düzey isimlerin de olduğunu belirterek Suriyelilerin genel eğitim durumları hakkında bilgiler veren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, şunları kaydetti:
“13 yıl olunca ve ne zaman Suriye'nin özgürleşeceğini bilmeyince Suriyelilerle ilgili hükümet olarak yaptığımız temel uyumla ilgili, yani bizle yaşarken bu topluma uyum sağlamaları ile ilgili bunun da en önemli göstergesi eğitim ve eğitim sürecine katılmadır. 2 milyon 920 bin Suriyelinin 819 bin 265’i bizde okuyan öğrenciler. Lisede okuyan 103 bin öğrenci, ortaokulda 273 bin, ilkokulda 398 bin, ana sınıfında 44 bine yakın. Okullaşma oranının yüzde 76,5 olduğunu görüyoruz. Çağ nüfusundaki 1 milyon 71 bin kişiden 819 bin kişinin okuyan öğrenci olduğunu görüyoruz. Üniversiteler bunların dışında. Şu anda halihazırda 60 bin 750 Suriyeli genç bizim üniversitelerimizde eğitim görüyor. Mezun olanlar da 17 bin 379 kişi. Bunların dağılımları da var, ön lisanstan 5 bin 806 mezun, lisanstan 9 bin 223, yüksek lisans 2 bin 196, doktoradan 154 mezun olduğunu tespit ettik ve bunları vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Suriye'de şu anda yeni geçici hükümet kurulma çalışmaları içerisinde yeni göreve gelen kabine üyelerinden bazılarının bu mezunlardan olduğunu görmek de sevindirici. Diğer kabine üyelerinin henüz açıklanmadığını biliyoruz ama çok kısa zaman içerisinde de geçici hükümet, tüm kabine üyeleri, hakeza valiler, oradaki diğer kamu bürokrasisinde görev alacakları içerisinde de biz Türkiye'den mezun olanlardan önemli kişiler olabileceğini tahmin ediyoruz, değerlendiriyoruz.”
Geri Dönüşler 7 Kat Arttı
8 Aralık 2024’ten sonra Suriye’ye dönüş yapan Suriyelilerin sayısını paylaşan ve bu verileri önceki dönemlerle kıyaslayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “2017'den 8 Aralık’a kadar gönüllü, güvenli, onurlu dönüş sayılarını verelim. Göçle mücadelemizi, göç politikamızı aslında bizim kaynağında, sınırlarda, içeride etkin düzensiz göçle mücadele ve deportla, tekrar kendi ülkesine göndermekle ilgili bir başlıklar silsilesi ile takip ediyoruz. 2017'den itibaren 763 bin 443 Suriyelinin gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli yani kayıt altında oraya gittiklerini gösteriyor. Bu çok önemli bir rakam 8'inde, Suriye'nin özgürleşmesi, artık Suriye'de barış, huzur ve istikrarla ilgili güzel günlerin beklediğine olan inanış hem Suriyeliler hem dünya tarafından satın alınınca artık son 15 gün içerisinde Suriye’ye giden sayısı 25 bini geçti. 2024'te ilk 11 ayda yaklaşık 11 bin 24’tür aylık ortalaması Suriye'ye gidenlerin. Oysa 9 Aralık'tan dün akşam itibariyle yani 15 gün içerisinde Suriye'ye gönüllü gidenlerin sayısı 25 binin üzerine geçti. Bir kıyaslama yapalım; yani 8'inden geriye dönük 14 gün içerisinde Suriye'ye dönen aile sayısı 572’ydi bu da 3 bin 433 kişiydi. Esed kaçtı sözü duyulduğu andan itibaren ise, o heyecan, o gurur, o memleket özlemi Suriyelileri kendiliğinden hiçbir müdahale olmadan 4 bin 136 aileden 23 bin 440 kişi ki dünü de ekleyince 15 gün oluyor, o zaman rakam 25 bini de aşıyor. Buradaki her iki 14 günlük dönemi kıyasladığımızda 7 kat arttığını görüyoruz.” dedi.
Gönüllü Olacak, Güvenli Olacak, Onurlu Olacak
Uluslararası hukuktaki göçmenlerin statüsüne değinen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Oradaki hukukun tanımı şu: Eğer birisi size sığındıysa bu diyor zorla değil, gönüllü olacak. Şart bu. Gönüllü olacak, güvenli olacak, onurlu olacak. Biz ona bir madde daha ekliyoruz, düzenli olacak. Biz devletiz. Bizim yaptığımız her şeyin kayıt altında olması lazım. Ki biz de tam bunu yapıyoruz. Bugün karşıya gidecek kendi ülkelerine vatanlarına kavuşacak olan Suriyelilere yapmış olduğumuz birazdan da bunun detaylarını sizlerle paylaşacağım tam anlamıyla bu.” dedi.
Son iki hafta içerisinde gönüllü geri dönüşler ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya şunları kaydetti:
“Günlük ortalama son 2 hafta, 8 Aralık'a kadar 245 kişiden 41 aile günlükten, 1674 kişi yani 295 aileye ulaşmış vaziyetteyiz. Bu gerçekten zor bir süreç. Biz 2 hafta içerisinde 25 bini aşan Suriyeli de şunu görüyoruz. 13 yıl boyunca evinden uzaksın, dükkanından uzak, iş yerinden uzak, tarlandan uzak geçiminden her şeyinden uzak ve başka bir ülkede başka bir şehirde bir hayat kurmuşsun. Hemen gidiyorsun. Evet bu akşam nerede kalacaksın diye soruyoruz onlara. Evin yerinde duruyor mu? Dükkânın iş yerin yerinde duruyor mu? Düşünsenize Merkez Bankası bankaların hiçbirinde para yok. Tamamı zalim tarafından kaçırılmış. Hiçbir şey yok temel ihtiyaç maddelerinin nasıl karşılandığını biz de sizlerle beraber ekranlardan ve oradaki büyükelçimiz tarafından şimdi öğreniyoruz. Giden STK'larımızın değerlendirmeleriyle görüyoruz. Şimdi böyle bir ortamda bile duramıyor yerinde, ben diyor memleketime gideceğim. Memur maaş da alamıyor şu anda. En son Esad bu kadar parayı kaçırırken 20 dolar bile vermemiş. Aylık maaşlar 20 dolar. Hizmetlerin hepsi duruyor. Böyle bir ortamdayken diyor ki ben memleketime gideceğim diyor.”
“Suriye Suriyelilerindir”
Suriye’de hayatın devam ettiğini vurgulayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bir yandan da orada barış huzur ve istikrarın güçlenmesi lazım. Geçici hükümetle birlikte tüm kurumların ihyası, hayatın normalleşmesi lazım. Biz de bu noktada şu ana kadar nasıl sığınanlara kol kanat gerdiysek yine Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Suriye geçici hükümetine, orada hayatın ihyası ile ilgili imarı ile ilgili güçlenmesiyle ilgili Suriye'deki bütün etnik yapı; hepsini kucaklayan din, mezhep ayrımı gözetmeksizin Suriye Suriyelilerindir, onlarındır. Onlarla beraber olan bir hükümeti destekleyerek inşallah orada da huzur ve barış ikliminin olduğu kendisine ve komşularına da terörle zarar vermeyen bir Suriye'nin oluşması devlet olarak millet olarak hep onlara göstermeye devam edeceğiz.” diye belirtti.
Gönüllü geri dönüşlerde kullanılan sınır kapılarından ve bazı illerden dönüş yapan Suriyeliler hakkında bilgi veren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya cümlelerine şöyle devam etti:
“Bizim 6 kapımız var. Hatay Cilvegözü, Kilis Öncüpınar, Hatay Yayladağı, Gaziantep Kargamış, Hatay Zeytindalı, Şanlıurfa Akçakale. Biz buradan gönüllü dönüşleri son iki haftada 25 bini aşkın dönen Suriyelileri bu kapılardan gönderdik. Bu kapılardan gönderdik ve nereye gittiklerini de hangi illerden gittiklerini de müsaadenizle paylaşalım. Tabii ki doğal olarak en çok sayı olarak bulunan illerden gitmesi beklenir. Neticede o şekilde birinci sırada Gaziantep var. Gaziantep'te gidenlerin 3378’i son 2 haftalık veri bu dünkü veri yok. Hatay 3206, İstanbul 2438, Mersin 1746 şeklinde. Gittikleri yer demin konuşmamızda da bahsetmiştik gelenlerin % 61 Halepli olunca doğal olarak gidenlerin de şu ana kadar 11 bin 393’ü hemen hemen yarıya yakını Halepli. İdlip, Lazkiye, Şam, Hama, Humus, Rakka diye ekranlarda da bu şekilde dağılımlarını sizlerle paylaşmış olduk.”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya gönüllü geri dönüşlerdeki demografik yapıya dikkat çekerek şunları ekledi:
“16 bin 554 kişi, 4 bin 136 aileden oluşuyor. 4 bin 136 aile 16 bin 554 kişi. Bunlar gönüllü giden 23 bin 440’ın içerisindeki küme. Ama tek birey olarak giden de var. 6 bin 926 yani 7 bin civarında tek birey olarak giden var. 9-12 yaş 9 bin 55 çocuk. 13-18 yaş 1707, 19-65 yaş 12 bin 360, 65 yaş üstü de az sayıda 318 olduğunu görüyoruz. Kadın erkek olarak 7 bin 695 erkek, 4 bin 983 kadın 10 bin 762 de çocuk olduğunu görüyoruz.”
“Günlük Çalışma Stilimizi 7-24'e Çıkardık”
Geri dönüşleri hızlandırmak ve kolaylaştırmak için çalışmalarından bahseden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bizim 3 bin 20’ydi günlük işlem kapasitemiz ama şimdi biz burada talebin artacağını öngörerek İçişleri Bakanlığı olarak Göç İdaresi Başkanlığı illerdeki bizim bu altı kapıdaki çalışanlarımız, Gümrük Muhafıza Genel Müdürlüğü, Ticaret bakanlığımızla birlikte oradaki çalışan sayılarımız süratle artırdık. Çok hızlı bir şekilde aksiyon aldık ve günlük çalışma stilimizi 7-24'e çıkardık. 24 saat esasına çıkardık ve aynı zamanda günlük kapasitemiz 19 bin rakamına ulaştırdık. Çok ciddi bir rakam bu ve 24 saat esasına göre durmadan hazırlıklarımızı yaptık. Onunla ilgili işte araç ve diğer ekipmanla ilgili donatı ne ihtiyacımız varsa onları da hazırladık. Şu an için aksaksız hiçbir sıkıntı olmaksızın bu devam ediyor.” dedi.
“Randevuyu Gün Aynı Gün Veriyoruz”
Merkezi randevu sistemiyle geri dönüş için nasıl randevu alınacağını ve sürecin daha sonrasında nasıl ilerleyeceğini anlatan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya şunları ekledi:
“Merkezi randevu sistem yaptık 81 ilde. Suriyeli bir vatandaş ya Suriyeli birisi kendi ülkesine dönmek istiyorsa hemen web sayfamızdan randevu alabilir. Randevuyu da gün aynı gün veriyoruz. Yani hiç yorulmadan randevusunu alabilir. Bizim Göç İdaresi sayfasından gönüllü geri dönüşle ilgili olan sistemden randevusunu alabilir. Bugün bize bu müracaatı yaptığı zaman biz gün içerisinde hemen ona randevu veriyoruz. Randevusunu aldığı zaman bize geliyor. Bize geldiği zaman bizim yapmış olduğumuz ilk şey parmak izi doğrulamasını yapıyoruz. Şuna bakıyoruz önce UYAP'tan bir arama kaydı var mı, bir yakalama kararı var mı, herhangi bir tahdidi var mı bunlara bakıyoruz. Bütün bunların hepsi süratle yapıyoruz. Diyoruz ki hangi alt kapımızdan hangisine gitmek istiyorsun. O diyor ki ben ben filan kapıdan filan kapıya gitmek istiyorum. Diyoruz ki o kapıdan çıkabilirsiniz ve ona hemen ikinci aşamada bir yol izin belgesi veriyoruz.”
“Bir form var. Gönüllü geri dönüş formu. Onu kendi el yazısıyla kamera eşliğinde orada o formu kendi el yazısıyla dolduruyor ve bütün bunları yaparken de biz üçüncü göz diyoruz. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin o ildeki temsilcisi eğer o yoksa Kızılay eğer o yoksa İl İnsan Hakları İzleme Komisyonundan birisi. Ama mutlaka birisi onun bulunduğu ofiste bizim yanımızdan çıktıktan sonra mülakata alınıyor. Gerçekten gönüllü mü gidiyorsun? Yapmak istediğimiz şey bu. Bunu orada netleştiriyoruz ve tüm bunlar tamamlandıktan sonra 15 gün içerisinde artık kendinin belirlediği kapıya gidiyor. Kapıya gittiği zaman da biz onu rahat takip edebilmek için yani anlık tuşa bastığımız zaman bu şu saat şu dakika itibariyle kaç kişi gidebildi, gitmiştir. Bunu öğrenebilmek ve detay öğrenebilmek için bir kod veriyoruz. “V87” göçün kendi algoritması ve gümrük kontrolleri yapılıyor. Gümrük kontrollerinde nihayetinde polis noktasına geliyor, polis noktasında kimliğini tespit ediyor, geçici kimlik kartını teslim ediyor ve artık karşıya geçiyor. Son kez çıkarken de kapıda parmak izi kontrol yapıyoruz.”
“İzin Sistemimizi Çok Daha Hızlı Hale Getirdik”
Suriyelilerin yakınlarını almak için tekrar Türkiye'ye gelme durumları hakkında bilgiler veren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya şu şekilde konuştu:
“Bence önce bu gönüllü dönüşle ilgili ekranların başında bizi izleyen başta Suriyeliler olmak üzere onların bir meramları var yani daha açıklığa kavuşturmaları ile ilgili. Giderken yanımızda neleri götürebiliriz bunu da müsaadenizle tamamlayalım: O da şu bunu Biz Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz Bey başkanlığında ilgili bürokratlarla beraber bu durumları konuştuk. Aslında ondan önce Biz İçişleri Bakanlığı'nda 80 civarında güvenli bölgede, Suriye'de 2017'den beri başarılı hizmet veren her birine minnettar olduğumuz Sivil Toplum Kuruluşlarımıza bir değerlendirme toplantısı yaptık. 4 saate yakın bakanlıkta bunu konuştuk. Orada çok dillendirildi. Onlardan birisi de giderken ev eşyalarını götürebilirler mi? Bizim gümrüklerde geçişlerde bir algoritma var. Bütün bunların tamamıyla ilgili buradaki yaşayan 2 milyon 920 binin daha önceki 763 bindeki tecrübemizden kaynaklanarak dedik ki: Bu insanlar evlerinde ne varsa hepsini oraya götürsünler. Çünkü orada imkan yok. A ilinden gönüllü dönüş yapan bir Suriyeli eşyalarını araca yükledikten sonra bunların bir kayıtlarıyla beraber tamamını o araç Suriye'nin içinde hangi il ilçedeyse evinin önüne kadar götürebilecek. Ulaştırma Bakanlığımız bununla ilgili izin sürecini, Ticaret Bakanlığımız eşyalarla ilgili süreçleri, bundan bir 4 gün önce Hazine ve Maliye Bakanlığımız her ikisi ama nihayetinde genelge yaptı. Bu basına da yansıdı. Bu genelgeyle bunların detayları yapıldı. Aslında bu süreci kolaylaştırmaya yönelik bir adım. Dolayısıyla eşyalarla ilgili sadece ev eşyaları mı, hayır. Onun yanında eğer iş yeri, dükkânı varsa oradaki eşyalarını da götürebilecek. Bunun haricinde 200 binin biraz üzerinde araçları var. Türkiye'de, noterden aracın kaydını düşürüp, daha sonra üzerine vergi tahakkuk devam olmasın. Bu araçları da oraya götürebilirsin. Burada da kolaylaştırıcı bir durumumuz söz konusu. Ben artık bu aracı sadece orada kullanacağım diyor. O aracı da karşı tarafa giderken götürmesini de imkân tanıdık.”
STK'ların ve iş insanlarının Suriye’ye gitmeleri ile ilgili taleplere de değinen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Sivil Toplum Kuruluşlarımızla da 2017'den beri zaten bunu yapıyoruz. Daha önceki izin sistemimizi çok daha hızlı etkin hale getirdik. İş insanları ile ilgili kabinede yapmış olduğumuz sunumda da arz ettik. O da şu iş insanları karşıya gitmeleri mi gerekiyor. Evet, çünkü onlara ihtiyaç var. İş, sadece meslek odaları değil iş insanlarının oluşturduğu dernekler bunlarla görüşmemiz sonucunda biz şöyle söyledik. Ticaret Bakanlığımız, kurmuş olduğu bir masada bunların müracaatlarını süratle alıp direkt göç idaresine kapıya bize bu arkadaşlar karşıya geçecekler. İsim listeleri karşıda. Çünkü onların da güvenliği ile ilgili oradaki muhataplarımız da beraber nereye gideceklerse onlara yardımcı olmak için bu işi bu süreci kolaylaştırmak adına bunu yapıyoruz. Bu şekilde de iş insanlarımızın da meslek odalarımızın da onların derneklerinin de onlar aracılığıyla Ticaret Bakanlığımızın koordinasyonunda da bu süreci hızla yönetiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Suriye’nin Yeniden İnşasında Destek ve Dayanışma
Suriye'deki sistemsel inşa süreci, vatandaşlık ve pasaport hizmetleri gibi konular hakkında da bilgiler veren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Dün kabinede Sayın Cumhurbaşkanımızın bize talimatı, tüm kabin üyesi arkadaşlarımıza, karşıda geçici hükümetin kurulma sürecinde kabine üyeleri belli olduktan sonra onların bizim kendi görev alanımız oradaki meslektaşımızın yardıma ihtiyacı ile ilgili ne varsa bu konuda onlara bu tarihi süreçte, tıpkı 13 yıl boyunca bize sığınanlara nasıl insani bir tutum sergilediğimiz gibi onlara da yardım etmeye ile ilgili bize bir talimatları oldu.
İçişleri Bakanlığı henüz ilan edilmedi. Ama biz hazırlığımızı yaptık. Müsaadenizle şöyle bir parantez açayım burada. O da şu, 2 milyon 920 bin, 763 bin gitmiş yani gönüllü
giden bunların hepsinin kayıtları bizde. Burada yaşayan 744 bin çocuk, giden çocuklarla beraber 1 milyona yakın çocuk, bunların hep doğum bilgileri, geçici koruma kimlik kartları, evlenenler, nüfusla ilgili boşananlar, ehliyetler her şey bizde var. Ama karşı tarafta yok. Hem terör örgütlerinin hem rejimin nüfus, tapu bu binalara buradaki hafızaya buradaki arşivlere neler yaptığını da gördük. Gerçekten çok büyük yardıma ihtiyaçları var. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve müsaadeleriyle biz de bizde yaşayan Suriyelilerin tüm evrakları ile ilgili dün şu karara vardık. Şam ve Halep’teki konsolosluklarımıza Göç İdaresi kuruyoruz. Buradaki tüm kayıtların orada kullanılmasıyla ilgili. Orada bir şey yok. Şam Büyükelçiliğindeki Göç İdaresi Ofisine gelecek diyecek ki bize müracaat edecek. Biz de ona o belgeleri vereceğiz. Süratle orada İçişleri Bakanlığı'nın bizim oradaki, karşıdaki muhatap olan meslektaşın veya Bakanlığın kurum olarak nüfusla, kollukla ilgili Emniyet, Jandarma, iç güvenlikle, pasaport basımla ilgili diğer bu şekildeki insani beşeri hüviyet ile ilgili ne varsa bunlarla ilgili bize müracaat etmeleri halinde biz elimizden geldiğince yine devlet olarak hükümet olarak millet olarak onlara bu zor günlerinde hayata tutunmaları geleceğe ümitle heyecanla bakmaları için yardımcı olacağız.”
İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya sözlerine şu şekilde devam etti:
“Pasaport yok kimlik yok. Bunların baskı cihazı yok. Ekranlarda gördüğümüz Suriye gerçek Suriye'den belki daha azını yansıtıyor. Bize anlatılanlar oradaki yetkili bir arkadaşımızın İçişleri ile ilgili bizimle ilgili bilmemiz gerekenleri anlattığım zaman diyoruz ki Allah yardımcıları olsun. Onların gerçekten büyük bir sevinç günü ama aynı zamanda en çok yardıma ihtiyaç oldukları bir dönem. Sadece konu imar değil devlet dairelerinin kamu kurumu ve kuruluşun az önce demiştim ya 1 milyon 700 bin çalışan. Bütün bunların tamamıyla beraber yeniden bir sistem kurmaları gerekiyor.
Ben onların gece gündüz demeden ve artık özgür kendi ülkelerini yeniden ihya yeniden inşa sürecinin onlara vermiş olduğu bu moral ve heyecanla az zamanda çok şeyler başaracaklarına inanıyorum.”
Öncü Göçmen Modeli Uygulanacak
Gönüllü dönüş yapmak isteyen Suriyelilere seslenen İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Kabinede Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir değerlendirme sonucu bir talimat daha bize verildi. Bu iki hafta boyunca giden Suriyeliler, STK'larla yaptığımız değerlendirmeler oradaki büyükelçimizin bize anlattıkları özellikle iki gün önce Suriye'ye ilk Dışişleri Bakanı olarak ziyaretin yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan tarafından yapılması onun dünkü kabinedeki sunumları bize şunu gösterdi: Yapmış olduğumuz bütün değerlendirmelerden sonra bu süreçte bir yandan eğitim hayatı devam ediyor. 819 bin öğrenci, üniversite öğrencileriyle beraber iş hayatları var. Burada çalışıyorlar, bir yandan da 13 yıldan beri orada evlerinin yaşam yerlerinin ne halde olduklarını gerçekten bilmiyorlar veya biliyorlar. Orada eksiklikler var onu tamamlamaları gerekiyor. Suriyeliler, Suriyeli STK'lar bize şunu söylediler dediler ki önden birini gönderebilir miyiz Sayın Bakanım. Bunu dün Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Öncü göçmen deniyor. Yani ailenin reisi önden gidebilir mi eğer ailenin reisi gidemiyor ise ergen olan aileden birisi. Bize 1 Temmuz'a kadar bir süre verin biz karşıya gidelim evimizle ilgili eksiklerimizi biliyoruz. Bunları tamamlayalım. Daha sonra ailemizi alıp tekraren oraya götürelim. Bu süreç sağlıklı bir şekilde tamamlansın. Bu talebi, Sayın Cumhurbaşkanımız son derece insani, makul bir talep olarak değerlendirdi ve bize talimat verdi. Biz de bununla ilgili hazırlıklarımıza hemen bugün sabah itibariyle başlıyoruz. Buradan ekranları başında bizi izleyen Suriyelilere de bunu duyuralım: 1 Ocak'tan itibaren de hemen bununla ilgili önden bir aile ferdinin reisinin veya diğer belirlenen bir ferdinin gitmesiyle ilgili süreç.” dedi.
Çoklu giriş çıkışlar konusuna dikkat çeken İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya süreci şu şekilde paylaştı:
“01 Ocak - 01 Temmuz 2025 tarihleri arasında 6 ayda üç kere giriş çıkış hakkı tanınacak. Suriye'nin şu andaki geçici yönetimi, başta Türkiye olmak üzere dünyadaki bütün Suriyeli sığınan mülteci durumda olan vatandaşlarını kardeşlerini de çağırıyorlar. Gelin diyor yani yeniden büyük Suriye'yi inşa etmek için size ihtiyacımız var diyor. hem onların çağrıları hem buradaki Suriyelilerin memleketlerine ülkelerine olan büyük özlem bu süreci bizden karşı tarafa kendi ülkelerine gidecek olan Suriyelilerle ilgili böyle bir karar almanın daha insani vicdani olduğu yönünde. Her aileden bir kişi. Aile reisi bu süreci yönetemeyecek durumdaysa ailenin belirlediği ergen olan diğer bir fert gidebilir. Geri dönüşü hazırlamak üzere evini hazırlasın buna göre gitsin. Çünkü buradan gittikten sonra eğer orada kalacak yeri yok büyük bir heyecanla gitti. Bu sefer oradaki imkansızlar ortamında da oradaki insanlara da yük. Kışın ortasında bakın giden 25 bin içerisinde 10 bin çocuk var. Sağlık Hizmetleri yok aşı yok ilaç yok veya varsa da son derece sınırlı ne yapabilir. Tekrar orada ayrı bir dram yaşanacak. Biz bu sürecin sağlıklı olmasını istiyoruz. Burada 13 yıl sabrettik dönerlerken de sürecin hem sağlıklı hem de huzurlu bir şekilde tamamlanması için Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla böyle bir karar aldık.”
Gönüllü Dönüş İçin İki Sınır Kapısı Yetkilendirildi
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, gönüllü dönüş sürecinde düzen ve takip açısından iki sınır kapısının yetkilendirileceğini ve bu kapılardan yalnızca öncü Suriyelilerin giriş çıkış yapabileceğini belirterek Göç İdaresi çalışanlarının titiz ve özverili çalışmaları için de teşekkür etti.
“Dünyada 300 Milyona Yakın Göçmen Var”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, düzensiz göçle mücadeleye yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler paylaştı. Bakanımız Sayın Yerlikaya şöyle konuştu:
“Düzensiz göç dünyanın en büyük küresel sorunlarından birisi. Sebeplerini hiç anlatmaya gerek yok. İşte Suriye'de yaşananlar gibi dünyanın herhangi bir ülkesinde eğer barışla, huzurla, güvenle ilgili bir sıkıntı varsa savaş istikrarsızlıklar veya açlık, kuraklık. Yani insanları toprağından ayrılıp başka bir ülkeye gitme iten bir sebep varsa bu sebepler dünyada son dönemlerde arttı.”
Birleşmiş Milletlerin açıkladığı rakama göre dünyada 300 milyona yakın göçmen olduğunu dile getiren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren düzensiz göçle durmadan duraksamadan mücadele etmemiz gerektiği ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı var zaten. Ben Mülki İdare Amirliğinden geldim. Gaziantep valiliği, İstanbul valiliği yaptım. Gaziantep ve İstanbul Suriyelilerin yaşadığı iki büyükşehir'de valilik görevini yaptım. Sınır valilikleri yaptım. Şırnak'ta, Habur'da işte Gaziantep'te Ağrı'da Gürbulak’ta. Hudutları biliyorum. Dolayısıyla orada edinmiş olduğumuz tecrübe ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı ve bize vermiş olduğu, bakanlığımıza vermiş olduğu büyük destek ile düzensiz göçle ilgili şu şekilde mücadele ediyoruz: Kaynağında başlamak. İkincisi Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğünü bu kabine döneminde kurduk, orayı daha güçlü bir genel müdürlük haline getirdik Göç İdaresi Başkanlığı altında. Ve hudutlarda şu anda yapmış olduğumuz tüm entegre sınırla ilgili o teknolojik donatı ilgili olan sistemlerin tamamını İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi olarak biz yapıyoruz. Ama kullanımı oranın korunması savunma bakanlığımız ‘Hudut Kartalları’ tarafından yapılıyor.” dedi.
“Bir Yılda 223 Bin Girişi Engelledik”
İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya, düzensiz göçle mücadelede önemli başarıların söz konusu olduğunu, son kabine döneminde sınırlardan girişi engellenen düzensiz göçmen sayısının 235 bin 572 olduğunu söyledi. Bakanımız Sayın Yerlikaya konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Size burada bir rakam getirdim. Bunların hepsi birbirlerine öyle bağlantı ki kaynağı hudutlarda tutmak, engellemek. İçeride öyle bir mekanizma kuracaksınız ki hiç kimse eğer kaçak göçmense yasal olmayan bir yabancıysa gezmeye cesaret edemeyecek. Biz bu hale getirdik. Benim ülkemden hudutlardan da yasal olmayan şekilde de çıkamayacak. Bütün bunların her birini özel bir gayretle getirdik. Ve bakın ne oldu şimdi hudutlardan 2023 yılında 223 bin engelleme yaptık. Bu rakam yok orada. Bir yılda 223 bin girişi engelledik. Kim yaptı bunu, Hudut Kartalları yaptı. Ama hem kaynağında hem içeride hem de çıkışla ilgili bütün alanlara bütün basamaklara iyi basılınca 2024 yılında bu rakam yüzde 60 eksildi engellenen sayısı 104 bine düştü. Artık gelmiyorlar bizim tarafa. Geliş sayıları azalı daha da azalacak. İçeride de düzensiz göçle ilgili bugüne kadar 225 bin 854 deport yaptık. 2023 yılında bir yılda 130 bin bu yıl 141 bin. Yani bütün zamanların en büyük sınır dışı yani deport rakamlarına ulaştık. Dünyada bunu başaran yok onu da söyleyeyim. Hiç mütevazı da değilim bu noktada. Bakın 2023 yılında Frontex 449 milyon toplam nüfusa sahip 27 Avrupa Birliği ülkesinin deport sayısı 92 bin 500 biz geçen sene 130.000 yaptık. Onlar yine aynı sayıyı egale edebilirlerse çok büyük başarı. Ama biz bu yıl 141 bin deport yapıyoruz.”
“7 Bin 539 Göçmen Kaçakçılığı Organizatörü Yakalandı”
Göçmen kaçakçılığı organizatörlerine karşı bir farkındalık oluşturulduğunu ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya, “Ben gittiğim bütün illerdeki ‘Huzur Toplantıları’nda şunu söyledim: Göçmen kaçakçılığı organizatörlerine meydan okuduk. 7 bin 536 tutuklu bugüne kadar 3 bin 102 adli kontrol ve 8 bin 339 bu işi yaptıkları araçları da el koyduk. Şimdi dünyanın haritada yerini bilmediğimiz bir ülkeden arada 5 bin, 4 bin, 6 bin kilometre uzaklıktaki Türkiye'nin de yerini bilmeyen ömründe köyünden, ilçesinden çıkmamış bir yabancı nasıl olup da Türkiye'ye gelmeye cesaret edebilir? Soruyorum ben şimdi. Bu işin birden fazla ülkeler arasında bir ekosistem kurmuşlar göçmen kaçakçılığı organizatörleri. Türkiye'de de bunların ayakları var. Bu ayaklardan 7 bin 539’unu tutukladık. Ama ben şunu söylüyorum, meydan okuyorum, şimdi de söylüyorum ekranları başında benim 81 il valim, emniyetim, jandarmam istihbaratımız ve aynı şekilde Adalet Bakanlığımızda yani başsavcılarımızla beraber öyle bir uyum içerisinde çalışıyoruz ki halen göçmen kaçakçılığı organizatörlüğü yapmaya cesaret eden varsa onların cesaretine ben taaccüp ediyorum. Kesinlikle onları cezaevine göndereceğiz. Çünkü biz hiçbir göçmeni bir hayal taciri gibi onları elinden tutup bizim ülkemize getirmesi ine müsaade edemeyiz. Cezaevinde kaç kişi yattığını biliyoruz. Tahliye olacakları adli kontrol, henüz daha içeriye girmemiş olanlar da takip mekanizmamız var. Buradan da söylüyorum niyet etmesinler.”
“Bu Sistem Avrupa’da Yok”
İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya, 81 ilde faaliyette bulunan Mobil Göç Noktası Araçları hakkında açıklamalarda bulundu. Bakanımız Sayın Yerlikaya şunları söyledi:
“Diğer yeni yaptığımız inovatif bir sistem de Mobil Göç Noktası Araçları. İlk uygulamaya İstanbul'dan başladık 2023 19 Temmuz'da. Ama o günden bugüne yaptığımız şey şu: Mobil göç noktası araçları biyometrik parmak izi okuması, Göçnet sistemimiz, tercüman ve göç uzmanından oluşan bir sistem. Hatta o aracın içine şimdi kamera sistemini de yapıyoruz ki orada Tüm muamelat insani ve vicdani olsun ve kayıt altında olsun diye. Onu da bu yıl sonuna kadar tamamlayacak Göç İdaresi Başkanımız. Nereden çıktı bu fikir? Bu Avrupa'da yok Avrupalılar çok merak ediyor bunu. Muhtemelen onlar da geçecekler şimdi bu sisteme. Biz şunu yapıyoruz ben İstanbul Valiliğinde bunu tecrübe ettim. 16 milyon İstanbul'a 17 18 milyon turist geliyor. Turistleri rahatsız etmemem lazım. İstanbul'da 600 bine yakın ikamet izinli var onları da tedirgin etmemem lazım. Ama düzensiz göçte de kesintisiz mücadele etmem lazım. Bu öyle zor bir iş ki bu işi yaparken de ben hukuk kurallarına, insani, vicdani ve misafirlerime ve her beni gören bütün vatandaşların da kınayacağı bir duruma da düşünmemem lazım kendimi ve personelimi. Ama buna rağmen de onların da bununla mücadele et talimatını da baş göz üstüne diyorum. Bunu bulduk ve öyle bir başarı yakaladık ki bakın rakam veriyorum ben şimdi size: 19 Temmuz 2023'ten bu yana 2 milyon 542 bin 274 kimlik denetimini yaptık.”
“Artık Sokaklarda Düzensiz Göçmen Bulamıyoruz”
Güvenlik görevlilerinin de Mobil Göç Noktası Uygulaması ile işlerinin kolaylaştığına dikkat çeken İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Yabancı birini gördükleri zaman polis sezgisi, güvenlik sezgisi, kolluk sezgisi kimliğinize bakabilir miyim diyor. Araca giriyor parmak izi basıyor, bakıyor ki gerçekten 20 gün önce İstanbul Havalimanından girmiş bir misafir turist. Kendisinden özür diliyoruz, anlayışı için sabrı için teşekkür ediyoruz gönderiyoruz. Ama böyle olmadığı zaman yani düzensiz yabancı olduğu zaman da diyoruz ki hemen yan tarafta bekleyen bizim aracımız var. Siz kaçak yasal olmayan bir yabancısınız lütfen bize zorluk çıkarmayın sizi biz geri gönderme merkezimize götüreceğiz ve kendi ülkenize gönderme ile ilgili süreci başlatıyoruz. 2 milyon 542 bin içerisinde 164 bin 840 kişi düzensiz göçmen çıktı. Biz buna başladığımız zaman ilk 3 ayda 50 bin kimlik sorgulaması yapmışız. Yüzde 74,5 düzensiz göçmen çıkmış yani her sorduğumuz, araca getirdiğimiz, parmak izini bastırdığımız 4 kişiden üçü düzensiz göçmen çıkmış. Son bir ayda son bir ayda 256 bin sorgu yapılmışmış mobil araçta yani öncekinin 5 katı sorgulama yapılmış ve bu oran yüzde 2,7 düşmüş. Yani 100 kişi getirmişler üçün altında düzensiz göçmen çıkmış. Bunun anlamı şu: artık sokaklarda düzensiz göçmen bulamıyoruz.” dedi.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın Verdiği Destek ve Kararla Başardık”
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, düzensiz göçle mücadeledeki safhaların bir zincirin halkaları gibi birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:
“Kaynağıyla ilgili iyi tedbir alırsın, hudutlara iyi basarsın, teknoloji ve oradaki dirayet ve kararlılık gelişleri düşürsün. İçeride onlara devamlı nefes aldırmaz bütün umuma açık olan yerleri kontrol altına alırsın bir de dışarıya çıkarmazsın. Bir de şunu söyleyeyim yılın son günü vatandaşlarımız emin olsun İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi olarak bizim Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği destek ve kararla şunu başardığımızı herkese söylüyoruz: Biz göçe hedef olmaktan çıktık transit olmaktan da çıktık. Niye? Kuzey Afrika'dan veya bazı Türki Cumhuriyetlerinden veya diğer ülkelerden tek yön bilet alıp İstanbul'da uçaktan inip doğru göçmen kaçakçılığı organizatörünün arabasına binip Trakya kara odundan veya Ege'den karşı istikamete gitmeye yönelik bir transit rota vardı. Kara rotasını yüzde 99,9 bitirdik. Ege ile de ilgili de az bir işimiz kaldı. Ege’de 4 bitirdik, 5’te bir kaldı. Karşı tarafla da iyi iş birliği yapıyoruz. Biz hem Ege'deki kıyı sınırımızdan hem de Trakya'dan hiçbir şekilde Transit Rota olarak benim ülkemden kimse yasa dışı çıkamaz, çıkmayacak. 2025'te bunu tamamen bitireceğiz. Az bir şey kaldı. Artık bizim rotayı takip etmiyorlar. Daha aşağıdan Akdeniz'den İtalya'ya doğru giden Lübnan’a giden daha aşağıdan gidiyorlar.”
Vatandaşlarımızla yapılan anketlerde göçle ilgili endişe oranlarının azaldığını dile getiren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bizim 25 vilayette 32 adet 18 bin 870 kapasiteli geri gönderme merkezlerimiz var. Bu geri gönderme merkezlerindeki yakalanan kaçak göçmenlerle mülakat yapıyoruz. Öyle bir anket ki bundan daha büyük bir anket olamaz. İlk geldiğindeki ile şimdiki arasında devasa fark var. Hudutlarda çok yakın zaman içerisinde girmiş ve yakalanmış olanların çok az bir rakam olduğunu görüyoruz orada. Geldiğimde öyle değildi. 2025 yılı içerisinde göreceksiniz Türkiye'den hiç kimse çıkış yapamayacak yasal. Ben şimdi Ege’de kıyısı olan sadece valilerimize değil oradaki ilçe kaymakamlarıma bile eğer orada bir çıkış varsa diyorum ki bu bir kere oldu eğer bir kere daha olursa Balıkesir A ilçesinin kaymakamı Mülki İdare Amiri mesleğindeki en tecrübeli noktada emrinde kolluk, Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik var. Onlarla beraber gözünü dört açacak. Eğer burada bir göçmen kaçakçı bir bota binip de karşıya gidecek ve bundan hiç kimsenin haberi olmayacak kesinlikle kabul etmem bunun hesabını sorarım.” şeklinde konuştu.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, göçmen kaçakçılığına yeltenenlerin cesaretlerinin kırıldığını söyledi ve şunları ekledi:
“Girmeyi düşünemeyecek, girse yakalanacak, yakalanmadan da çıkmaya cesaret edemeyecek çünkü kesin yakalanacak. Bizim sistemimiz bu düzensiz göçle biz anca böyle mücadele edebiliriz. Dünyada böyle mücadele var ama şu an en iyisini biz yapıyoruz. Açık söyleyeyim vatandaşlarımız bize güveniyor ve yaptığımız anketlerde de sorduğumuz sorularda da bunun karşılığını onlardan görüyoruz. Her zaman onların desteklerinin dualarının bizimle olduğunu da ben biliyorum.”
“Onların Yanında Durmaya Devam Edeceğiz”
Bugüne kadar bu göçmen konusuyla ilgili farklı rakamların söylendiğini dile getiren İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Bizim duruşumuz tarihte doğru tarafta diyor Sayın Cumhurbaşkanımız. Haktan yana mazlumdan yana, zalimden yana değil diyor. Ne yapalım 911 kilometre sınırımız var. Bize geldiler ama günün sonunda kazanan zulümle abad olmayan yine tarih tekerden ibaret adam sığınmacı durumuna düştü kaçtı gitti, yanında ülkenin bütün varlığını da alarak gitti. Ama geride kalanlar Türkiye'nin dostluğunu Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına bile kalsa onlara her zaman sahip çıktığını mazlum olduklarından dolayı, bu coğrafyanın insanı olduklarından dolayı bunu tarih not etti. Biz bu şekilde de bırakmıyoruz onların tekraren güçlenmesi Suriye bütününde bütün insanlarını kucaklayan kuşatan bir devlet kurulması, bunun ihyası, hayatın tekraren normalleştirilmesi, güven, huzur, barışa kavuşmasıyla da ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yine biz onların yanında durmaya devam edeceğiz. Ama bazılarının da bir değerlendirme yapmaları lazım artık. 13 milyon 17 milyon… Bu rakamları nasıl topladınız, nereden buldunuz? Sağdan bakıyorum, soldan bakıyorum 3 kişiler, 4 kişiler ne zaman ne ara saydın bunları da bunları söylüyorsunuz.”
“Biz Doğru Taraftaydık, Vicdanımızla Ters Düşmedik”
İçişleri Bakanımız Sayın Yerlikaya sosyal medyada yabancı düşmanlığı yapıldığını bu insanların da kusurları olabileceğini ve hukuk devleti çerçevesinde ceza kanunlarının yerli içinde yabancı içinde geçerli olduğunu vurguladı ve konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Buraya gelen turist için de geçerli sığınmacı için de geçerli. İkamet izinle evde çalışan bir Türkmen için de geçerli. Hata varsa cezada şahsilik esası geçerli. Ama sadece ve sadece yabancı düşmanlığı, nefret, ırkçılık, faşistlik bunun adına toplumda etki ajanlığı yapmak, rakamları gerçek olmayacak şekilde manipüle etmek, dezenformasyon yapmak. Yaptıkları hiçbir tutarlı işleri yok ama sabahtan akşama sosyal medyada paylaşım yapmak, ekranlar başında bunları söylemek, halkımızın zihniyetini sözüm ona bulandırmak. Ama günün sonunda görülen nokta şu: Biz doğru taraftaydık, insancıl, insani bir tutum yaptık; vicdanımızla ters düşmedik. Ama onların vicdanlarıyla şimdi baş başa kalıp şu soruyu kendilerine sormaları lazım: Biz 13 yıldan beri niye böyle davrandık? Günün sonunda biz kaybeden mi olduk? Zarar eden mi olduk, kazanan mı olduk? Bunun değerlendirmesini milletimiz önünde yapmalarını rica ediyorum. Balıkesir'deki üzücü olayla ilgili tekrar baş sağlığı diliyorum. 12 vatandaşımızın orada vefat etmesinden büyük üzüntü duyduk. Yararlara geçmiş olsun diyorum, acil şifalar diliyorum. Tekrar başsağlığı diliyoruz ve onların öncelikle ailelerine, çalışma arkadaşlarına, tüm Balıkesir'e baş sağlığı diliyoruz. Acılarını, üzüntülerini paylaşıyoruz. Temennimiz bu tür müessir olayların hiçbir zaman olmaması yönünde.”