NO:2017/18
ANKARA-(04.02.2017)-İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ile Ağrı’da çeşitli temas ve ziyaretlerde bulundular.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde güvenlik korucularıyla düzenlenen kahvaltı programında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, korucularla ilgili son 6 ayda önemli yeniliklerin altına imza attıklarını, 47 bin 500 korucunun bulunduğunu ve bunların yaş ortalamasının 42 civarında olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Şu anda bunlardan 18 bin 66'sı bugün itibarıyla emekli olduğunu belirten ve yerine genç, onların evlatları, kardeşleri, akrabaları olan yeni korucularımızla, bir taraftan gücümüzü, kuvvetimizi ve adımlarımızı çok daha iyi hale getirdik. Hem o aileler içinde yeni bir istihdamı tesis ettik hem de yaş ortalamasını 31 buçuk seviyesine indirebildik. Bu çok önemliydi. Artık korucularımız operasyonlara çıkarken ek bir tazminat alacaklar. Bu operasyonlarda askerimiz, jandarmamızla polisimizle aynı mücadeleyi ortaya koyarken, bu harcırahlarını, ek tazminatlarını da alacaklar." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, korucuların silah ruhsatını harçsız almak istediğini, Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın talimatıyla konuyu Kanun Hükmünde Kararnameden çıkardıklarını kaydetti.
Korucuların artık silah için harç ödemeyeceklerini dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Önemli bir adım daha attık. Emekli olan korucularımızın hem sahaya olan aşinalıkları, saha bilgileri, tecrübeleri, güçleri, kuvvetleri, sevk ve idare kabiliyetlerinden istifade etmeyi, onları da arzu edildiğinde istenildiğinde operasyonlara çıkararak onlara da günlük harcırah vermek koşuluyla gücümüzü hem tecrübemizle, hem gençlikle, hem de birlikte hareket etmenin getireceği bir kuvvetle beraber tamamlamış olduk. Daha önemli güzel adımlar atacağız. Biz kader birliği yaptık. Kader birliğimiz, ülkemizin huzuru içindir. Çocuklarımızın bu ülkede daha rahat hayatlarını temin etmeleri ve tesis edebilmeleri içindir. Kader birliğimiz bu ülkenin üzerine oyun oynamaya çalışanlara karşı hep birlikte 'size bu ülke ve bu milletin üzerinde oyun oynattırmayız' diyen anlayışı birlikte gerçekleştirebilmektir."
"Herkes bilsin. Bizi Kürt kardeşlerimizden hiç kimse ayıramaz. Hiç kimse Kürt kardeşlerimiz üzerinden bize başka türlü bir elbise çizmeye, giydirmeye gayret edemez, bunda muvaffak olamaz." diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, milletin birbirine sıkı sıkı bağlı olduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu coğrafya içerisinde ne zaman zora düşmüşsek, sıkıntıya düşmüşsek, sırtımızı birbirimize dayayarak bize oyun, pusu kurmaya çalışanlara cevabı en güzel şekilde verdik. Birileri yanlış bir hesap içerisinde olmuş olabilir. Birileri maşalık yapıp burada insanların ticaret yapmasını, üretmesini, topraklarını bereketli hale getirebilmesini, evlatlarının ilkokula, liseye, üniversiteye gitmesine tahakküm etmeye çalışabilirler. Biz kararlıyız. Bizim işimiz söz değil, bizim işimiz icraattır." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, her türlü terör saldırısına misliyle mukabele ettiklerinin açıkça görüldüğüne işaret ederek, teröre ve teröristlere karşı kimsenin kendilerinden merhamet duygusu beklememesini istedi.
Çocukları annelerinden, babalarından, eğitimden yoksun bırakarak dağa götürüp orada taciz eden, orada onlardan terörist çıkarmaya çalışanlara soracak hesaplarının olduğuna değinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu hesabı o çocukların geleceğini çalanlara karşı yanlarında kar bırakmadığımızı ifade etmek istiyorum. Terörle mücadelemiz amansız devam etmektedir ve devam edecektir. Bir taraftan şehirde, kırsalda şehirdeki uzantılarına bir taraftan insanlarımızı tehdit edip 'sen şu kadar para vereceksin, pul vereceksin' diyenlere soruyorum. Neredesiniz? Hadi gelin, istesenize. Hadi bakalım gelin. Dükkânlara sanayi sitelerine sabah 'Bismillahirrahmanirrahim' diyerek çocuklarının rızkını kazanmak isteyenlere 'biz terör örgütüne yardım istiyoruz' diyerek onları haraca bağlasanıza. Kafanızı kırarız evelallah, kafanızı kırarız."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hava sıcaklığının sıfırın altında 20 derece olduğunu, güvenlik güçlerinin dondurucu soğukta operasyonlara devam ettiğini anlattı.
Güvenlik güçlerinin sığınak ve mağaralarda terörist aradığını dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bilmenizi istiyorum ki bu kış ne dağlardan ne terörle mücadeleden ne kırsalından ne sınırlardan ne de bu ülkede insanımızı huzurdan eksik bırakmaya çalışanlara karşı mücadeleden eksik kalmadık. Devam ediyoruz. Önümüzdeki günlerde daha şiddetli bir şekilde inlerine gireceğimiz, inlerinde onların devletin ve milletin ortak kararını bir şekilde onlara deklere edeceğimiz günleri de nasıl bu gün aynı şekilde kararlılıkla gösteriyorsak yine göstermeye devam edeceğiz. Bu coğrafyada bizim kaderimizi, geleceğimizi bu terörist bozuntularına bırakmayacağımızı, her birimizin tüm dünyaya anlatma sorumluluğumuz söz konusudur. Bu bizim kaderimiz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 23 ili cazibe merkezi haline getirdiklerini, yatırım ve istihdam yapmak isteyenlere devlet tarafından çok büyük imkânların sağlandığını anımsattı.
Devletin her türlü imkânını buradaki insanların işle, zenginlikle ve yönetimle buluşabilmesi için seferber ettiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
"Merak etmeyin, yaptığımız işleri tesadüfi yapmış değiliz. Topraklarımızı terörden temizleyeceğiz. Sonra bu topraklarda göreceksiniz, imkânlar oluşturduk. Fabrika bacalarıyla, turizm, spor ve sağlık tesisleriyle Ağrı'daki insanımızın zenginleşmesini ve daha iyi bir hayat standardına ulaşmasını sağlayabilecek sorumluluk bize aittir. Biz bunu gerçekleştireceğiz. Yıllardır ülkemiz insanının üzerinden istismar yapanlara gereken cevabı işle, üretimle ve zenginlikle vereceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. “dedi.
14-15 yıldır AK Parti iktidarının çok önemli adımlar attığını, memlekette özellikle ret, inkar ve asimilasyon politikalarının tamamını ellerinin tersiyle ittiklerini ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Bu memlekette kardeşliği tesis ettik. 'Acaba şunlar yapılabilir mi, şunlar olabilir mi ?' diye sorulan soruların tamamına bu milletin ve coğrafyanın kardeşliğiyle cevap verdik. Birbirimize itimadı ve güveni en üst noktaya taşıdık. Bunun üzerinden istismar yapmak isteyenler, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devletler vasıtasıyla bu ülkede terörün kolu haline gelenler, belediyeler vasıtasıyla terörün kolu haline getirenlere de fırsat tanımadığımızı, demokrasiyle fırsat tanımadığımızı hukukun üstünlüğüyle de fırsat tanımadığımızı bir kez daha söylemek istiyorum."
Türkiye'nin IMF'ye borç verecek düzeye geldiğini ve ülke olarak yepyeni bir döneme girildiğini anlatan Bakan Soylu, "Bu ülkede ne yapmışlarsa, ona bu ülke kendi diliyle, kendi üslubuyla cevap vermiştir. Bu millet kendi üslubuyla, kendi diliyle cevap vermiştir. Bize 2007'de 'kendi Cumhurbaşkanınızı seçemezsiniz' dediler. Demokrasiyle birlikte sandığa götürüldü ve 2007 yılında halkın kendi Cumhurbaşkanını seçmesi konusu bu millet tarafından kabul edildi. Artık bu ülkede 'iradenin sahibi benim, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözünü orada sandıkla beraber kuvvetlendirildi." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bazı güçlerin 6-7 Ekim olaylarıyla milletin kardeşliğini zedelemek ve ortadan kaldırmak istediğini aktardı.
Gizli güçlerin, Ortadoğu'nun içerisinde bulunduğu ateş çemberine Türkiye'yi de dahil etmek istediğine dikkati çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti:
"Sizler ona müsaade etmediniz. Özellikle korucularımız, sizlere söylüyorum. Bunlara müsaade etmediniz. Bu oyunu erken anladınız. Bu milletle beraber anladınız. Herkesi 'bu bir tezgâhtır, bu bir oyundur' diyerek, 'buna müsaade etmeyin' dediniz. İşte bütün bu olaylar, bu ülkenin iradesinin kendi başına olmamasını temin etmek içindir. 'Sizin verdiğiniz rey bir işe yaramaz' demek için. Bunu defalarca yaptılar. Bizi birbirimize defalarca düşürdüler. Bizim kuvvetimizi azaltmaya çalıştılar. Dünyanın en pahalı coğrafyasında, dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Bu araziyi bizim elimizden almaya çalıştılar. Ve bu araziyi bizim elimizden başkalarına peşkeş çekmeye çalıştılar. Bilemediler, bilemeyecekler ve anlayamayacaklar. Kanımız dökülse de en yakınlarımızı kaybetsek de evlatlarımızı kaybetsek de hürriyetimizden de ezan-ı Muhammedimizden de al bayrağımızın 780 bin kilometre karede dalgalanmasından da vazgeçmeyiz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ülke üzerinden oyun oynamak isteyenlerin halkın dik duruşunu yeni anladığını, bunu teröristlerin artık kaçmaya çalışmasından anladıklarını ifade etti.
Güvenlik güçlerinin dağ taş teröristlerin peşine düştüğünü belirten Soylu, "Evlatlarımız arıyorlar. Komutanlarımız, burada arıyorlar, mağaralara giriyorlar, dağların tepelerine kadar çıkıyorlar. Üs bölgelerine kadar gidiyorlar. Sesleniyorlar 'hani neredesiniz?'. 'Kadınlara, çocuklara gücünüz yetiyor. Yaşlılara gücünüz yetiyor. Alçakça bombalı eylemlere gücünüz yetiyor. Hani neredesiniz ?'. Fare gibi kaçıyorsunuz." ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın ortaya koyduğu kararlılığın ve milletin iradesinin topyekun arkasında durmasının en önemli sonucunun terörle mücadeledeki başarı olduğuna işaret etti.
Ülkenin yeni bir döneme girdiğini ve nisan ayı içerisinde halk oylamasına doğru adım attıklarını anımsatan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu önemli bir süreçtir. Onlar bir kart ortaya koyuyorlar biz de onlara cevap veriyoruz. Biz onlara sandıkla, yatırımla cevap veriyoruz. Milletimize sığınarak, cevap veriyoruz. Milletimizle hareket ederek, cevap veriyoruz. Gezi olayları yapıyorlar, biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapıyoruz. Onlar 17-25 Aralık darbesini yapıyorlar, biz 81 vilayetimizde üniversitesiyle, ilimle, bilimle çocuklarımızı, yavrularımızı buluşturuyoruz. Onlar bir taraftan 17-25 Aralık darbesini, 6-7 Ekim olaylarını, Gezi olaylarını el ele 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiriyorlar. Biz yine onlara Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü'yle, Mersin'deki Şehir Hastanesi'yle beraber cevap veriyoruz. Bizim cevabımız açıktır. Bizim cevabımız bu millete hizmetkar olmaktır. Bizim cevabımız kalkınmadır. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ülkeyi bu millet idare edecek. Sağdan soldan başkasının dürtüklemesiyle, planıyla kurgusuyla, bu ülkeyi kimse ama kimse idare edemeyecek."
"Yine milletin elinde olduğu bir döneme giriyoruz. Bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz." diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, referanduma doğru emin adımlarla ilerlediklerini anlattı.
Yeni sistemle yarınların daha güzel ve refah dolu olacağını vurgulayan Bakan Soylu, "Bu sistemin adı Cumhurbaşkanlığı'dır. Sistemin tanımı da millet sistemidir. Bu millet sistemiyle beraber, milletin egemen olduğu, milletin hakim olduğu, kararın milletin verdiği yepyeni bir anlayış. Diğer maddeleriyle birlikte demokrasinin takip edildiği bir anlayışı hep birlikte inşallah gerçekleştireceğiz. Bu süreçte bunu sindiremeyenler de olacak. Milletimiz kararlıdır. Bu yeni hükümet sistemiyle ülkemizi yarınlara bırakır ve milletimiz onay verirse yarınlar çok daha rahat olacaktır." diye konuştu.
Daha sonra Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve il protokolüyle Cumhuriyet Caddesi'ndeki bir çay ocağına geçen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, burada vatandaşlarla çay içip sohbet etti.
Bir vatandaşın kendisinin fotoğrafını çektiğini fark eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, başından geçen bir anıyı da vatandaşlara anlattı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bundan 7-8 ay evvel bir vilayete gitmiştim. Orada böyle bir çay içtik. Adam fotoğrafımı çekip Facebook'a atmış. Üzerine de 'çay içti, parasını ödemedi' diye yazmış. Ama bir de 'eğer çocuğumu işe koyarsan, sana hakkımı helal ederim' diye de yazmış." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu' nun anısı vatandaşları güldürdü.
Vali Musa Işın'dan brifing alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, valilikte kaymakamlarla bir toplantı gerçekleştirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ağrı'daki temaslarının ardından, Patnos Kaymakamlığı ek hizmet binası açılışına katıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, açılışta yaptığı konuşmada, muhalefetin sürekli hükümetin yaptığı yol, köprü gibi yaptıklara sürekli 'hayır' dediğine işaret etti.
Milletin bu nedenle muhalefeti iktidara ve ülkeyi yönetmek için geminin dümenine geçirmediğini söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti:
"Bu millet, icraat yapanları, milletin emrinde olanları, milletle beraber olanları, millete hizmetkar olanları, millete hizmeti kendine bir görev ahlak ve bu milletin bir sorumluluğu olarak bilenleri bu millet iktidara geçirdi. Şimdi de 'hayır' diyorlar. Neye 'hayır' diyorlar. Milletin iktidarına 'hayır' diyorlar. İktidara, bu milletin kendisini idare etmesine 'hayır' diyorlar. Neden, çünkü hiçbir dönem millete güvenemediler. Hep 'biz yönetelim, biz karar verelim' istediler. Şu kimi zaman poturlu ve şalvarlı dedikleri, kimi zaman kasketli dedikleri, kimi zaman kıyafetini beğenmedikleri, kimi zaman köylü diye aşağıladıkları, kimi zaman fukara diye baktıkları bu millet hiçbir zaman bu ülkeyi kaos içerisinde bırakmadı. Hep doğru istikameti buldu. Hep doğrunun yanında oldu."
Milletin ferasetiyle, aklıyla, tecrübesiyle bilgisiyle hiçbir zaman yanlışın peşinden gitmediğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, milletin hiçbir zaman yanlışı tasvip etmediğini dile getirdi.
Milletin bu feraseti karşısında muhalefetin iktidar olmayacağını gördüğünü aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
"Gün geldi 60 darbesi, gün geldi 71 muhtırası, gün geldi 80 darbesi ile gün geldi insanları kim Sünni, Alevi, Kürt, kim başörtülü, kim başörtüsüz diye insanların değerlerini, kimliklerini birbirinden ayrıştırarak, insanlarımızı başka bir noktaya ötekileştirmeye çalıştılar. 14-15 yıldır AK Parti iktidardadır ama bu iktidar sadece hükümet konaklarını yapmıyor. Sadece sıcak asfalt, bölünmüş yol yapmıyor. Sadece hastane yapmıyor, sadece insanlarımızın çocuklarımızın rahatça okuyabilecekleri anaokulları yapmıyor. Bir zihniyet devrimi ortaya koymaya çalışıyor. Eşit vatandaşlık, hukuk, demokrasi, reyin önemi nedir? Bunu anlatmaya çalışıyor. Anlatırken de bunu gerçekleştirmeye çalışıyor."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu güzel yatırımlar nedeniyle birçok saldırıya maruz kaldıklarına dikkati çekti.
Ülkenin yıllar boyu derin güçlerin oyunuyla karşı karşıya kaldığını kaydeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Aynen bugün olduğu gibi bir taraftan DEAŞ, FETÖ, PKK diğer taraftan KCK, bunların hepsinin ortaya koyduğu ve hepsinin bir taraftan yönetildiği bir saldırı disipliniyle karşı karşıyayız. Bunun tesadüf olduğunu düşünmeyin. Evet hafif tabiriyle planlı bir tesadüf olduğunu düşünebilirsiniz. Planlı bir tesadüf." diye konuştu.
Ülkenin ayağa kalkmasını istemeyenlerin olduğunu anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bazı güçlerin Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın zenginliğini, kardeşliğini, birliğini ve beraberliğinin etrafındaki coğrafyaya yayılmasını istemediğine işaret etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin kişi başına 25 bin dolar gelir seviyesine ulaşmasını istemeyenlerin olduğunu belirterek, "(Önünü tıkarız) diyorlar. Neyle tıkarız, terörü yükseltiriz, anarşiyi yükseltiriz. Bütün bunları yükselttiğin zaman siyasetin 'acaba ne olacak' diye bir endişe içerisine düşmesini bekleriz. Neyle tıkıyorlar, aynı 90'lı yıllardaki gibi terörle karşı karşıya kalsın, 28 Şubat olsun, 'terör olaylarına karşı acaba ne yapacağım' diye bir endişe olsun. Sonra 'biz istediğimiz gibi ülkeyi yönetelim ve idare edelim' diyorlar. O devirlerin geçtiğini söylemek istiyorum. O devirlerin geçmişte kaldığın, o devirlerin Türkiye'nin tarihinde eskide kaldığını söylüyorum." ifadelerini kullandı.
Konuşmasına "Şimdi DEAŞ'a karşı da mücadelemizi, nasıl yapacağımızı millet ve devletle bir kararlılık içerisinde ortaya koyuyoruz" ifadeleriyle devam eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
"Şimdi PKK'ya, KCK'ya karşı nasıl cevap verebileceğimizi ülkeye ve tüm millete gösteriyoruz. Nasıl FETÖ'ye bu ülkede paralel devlet kuramazsınız dediysek, 'bu ülkede tek devlet, tek bayrak, tek millet ve tek vatan kavramını hiç kimse ortadan kaldıramayacak' diye anlayışımızı net şekilde ifade etmeye çalışıyoruz. 15 Temmuz'u hep birlikte yaşadık. Nasıl yaşadığımızı biliyoruz. Bu ülkede demokrasiyi bir Truva atı olarak değerlendirdikten sonra bu ülkenin gelişmesini, büyümesini ve zenginleşmesini önlemeye çalışanlar, başarılı, muvaffak olamayınca etrafındaki ateşi Suriye'de, Irak'ta ve etrafındaki bütün ülkelerdeki ateşi Türkiye'ye yansıtamayınca, bir darbe girişimine kalktılar. Milletimiz onlara cevap verdi. 'Kendi ülkemin namusuna kimsenin elini dokundurtmam' dedi. 'Demokrasime kimseyi dokundurtmam ve ülkemin yarınlarına kimseyi dokundurtmam' dedi."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, milletin arasına nifak sokmak ve milleti birbirine düşürmek isteyenlerin büyük bir yanılgıya düştüğünü vurgulayarak, milletin yüzyıllardır bu topraklarda bir ve beraber yaşadığına dikkati çekti.
Milletin, kendilerini bölmek isteyenlere tepki gösterdiğini ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Neden bu tepkiyi gösterdiniz? 7 Haziran'ı hatırlıyoruz ama 1 Kasım'ı da hatırlıyoruz. 7 Haziran ile 1 Kasım arası dükkan, dükkan gittiler, insanımızı tehdit ettiler. Bazılarının çocuklarını tehdit ettiler. 'Bizim dediğimizi yapmak zorundasınız' dediler. Kimini silahla, kimini çocuğuyla, kimini işiyle tehdit ettiler. Millet sabretti. 'Yapmayın, başkalarına hizmet ediyorsunuz. Kardeşlerinize, ülkenize güvenin' dediler. Evet sonra 7 Haziran ile 1 Kasım'dan sonra hep birlikte gördük. Ne oldu? 1 Kasım'da bu millet onlara 'Siz yanlış yaptınız. Siz elinize geçen bu milletin size demokrasiyle verdiği bir emaneti bu ülkeye yanlış olarak döndürdünüz' dediler ve o emanetin önemli bir bölümünü bu millet geri aldı." dedi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
BASIN MERKEZİ