T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
T.C.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
BASIN AÇIKLAMASI
NO: 2013/118
ANKARA - (15.11.2013) - İçişleri Bakanı Muammer Güler, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda, İçişleri Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların bütçe görüşmelerinde bir konuşma yaptı.
İçişleri Bakanı Muammer Güler'in konuşması şöyle:
'Sayın Başkan,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Üyeleri,
İçişleri Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının 2014 Mali Yılı Bütçe Tasarılarının görüşülmesi amacıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Sözlerimin başında, Plan ve Bütçe Komisyonunun siz değerli başkan ve üyelerini saygıyla selamlıyor, yapılacak olumlu katkı, eleştiri ve değerlendirmeler için şimdiden teşekkür ediyorum.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN GÖREV VE YETKİLERİ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
İçişleri Bakanlığı, devlet ve toplum yaşamında çok önemli görevler üstlenmiş temel bakanlıklardan biridir.
Bakanlığımız, ülkemizin her köşesinde yaygın bir şekilde örgütlenerek vatandaşlarımıza hizmet sunmaktadır.
3152 sayılı 'İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun' ve ilgili diğer mevzuatla İçişleri Bakanlığı'na verilen görevler şunlardır:
Ø Anayasa ve yasalarımıza uygun olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü, güvenlik ve asayişi, kamu düzeni ve genel ahlâkı, Anayasamızda yazılı hak ve hürriyetleri korumak,
Ø Suç işlenmesini önlemek ve suçluları takip edip yakalamak, her türlü terörle, kaçakçılıkla ve organize suçlarla mücadele etmek,
Ø Sınır, kıyı ve deniz yetki alanlarımızın muhafaza ve emniyetini sağlamak,
Ø İllerin genel idare alanındaki hizmet esaslarının belirlenmesi, mahalli idarelerin, idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde, verimli ve etkin bir biçimde hizmet yürütebilmesi amacıyla standartlar oluşturmak ve yol göstermek,
Ø Nüfus ve vatandaşlık hizmetlerini yürütmek,
Ø Belediyeler, il özel idareleri, mahalli idare birlikleri ve köy muhtarlıkları ile ilgili olarak, mevzuatla verilen vesayet yetkisini kullanmak ve bu mahalli idarelerin merkezi idare ile ilişkilerini düzenlemek,
Ø Mahallin en büyük mülki idare amiri olan vali ve kaymakamlar aracılığıyla, il ve ilçelerdeki kamu kurum ve kuruluşlarının koordinasyon içinde çalışmasını sağlamak,
Ø Derneklere ve yardım toplama ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek, kamu yararı statüsü bulunan dernekler başta olmak üzere yerli ve yabancı dernekleri, üst kuruluşları ve birlikleri denetlemek.
Bakanlığımız, kendisine tevdi edilen bu görevleri, (6) ana hizmet birimi, (6) danışma ve denetim birimi, (6) yardımcı hizmet birimi (4) bağlı kuruluşu, (81) il valiliği, (919) ilçe kaymakamlığı ve bunlara bağlı alt birimleri vasıtasıyla yürütmektedir.
Bakanlık olarak, görevli ve sorumlu olduğumuz alanlarda yaptığımız çalışmalar ve aldığımız sonuçlar hakkında siz değerli milletvekillerimizi bilgilendirmek istiyorum.
Değerli Milletvekilleri,
Bakanlığımız, sunduğu kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesine yönelik olarak stratejik yönetim sistemini kararlılıkla uygulamaktadır. Stratejik yönetim sistemi, daha planlı ve performans esaslı bir yapıya sahip olduğundan, vatandaşlarımıza, aldıkları hizmetlerin etkinliğini ve verimliliğini izleme imkânını da beraberinde getirmiştir.
Bu doğrultuda, şeffaf ve hesap verebilir yönetimin önemli araçları olan Stratejik Plan, Performans Programı ve Faaliyet Raporu uygulamaları, Bakanlığımca etkin bir şekilde yürütülmektedir.
2010-2014 yıllarını kapsayan ilk stratejik planımızın, Bakanlığımızda planlama kültürünün, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerinin yerleşmesinde büyük bir işlev gördüğünü düşünmekteyim. Stratejik amaç ve hedeflerimizi içeren bu planımızı uygulamak için yıllık Performans Programları hazırlanmış, uygulama sonuçlarını ortaya koymak için de Faaliyet Raporları düzenlenmiştir. Bu sayede kamu kaynaklarının hangi işler için kullanıldığı açık bir şekilde her yıl kamuoyuna duyurulmuş ve ilgili kurumlar eksiksiz bir şekilde bilgilendirilmiştir.
2014 yılı İçişleri Bakanlığı Bütçe Tasarısının görüşüldüğü bu toplantıda, uygulamakta olduğumuz ilk Stratejik Planımız ile ilgili de siz değerli komisyon üyelerine kısa bir bilgi vermek istiyorum:
2010-2014 dönemini kapsayan Stratejik planımızda 6 amaç belirlenmiştir. Bunlar;
Ø Mülki İdare Sistemini Güçlendirmek ve Geliştirmek,
Ø İç Güvenlik Hizmetlerini Güçlendirmek ve Geliştirmek,
Ø Bakanlığın Yürüttüğü Kamu Hizmetlerinin Elektronik Ortamda Sunulmasını Sağlamak,
Ø Yerel Yönetimlerde Etkinliği, Verimliliği, Katılımcılığı, Açıklığı ve Hesap Verebilirliği Sağlamak,
Ø Sivil Toplumun Gelişmesini Sağlamak,
Ø Bakanlık Teşkilat Yapısını Yeniden Düzenlemektir.
Belirtmiş olduğum bu amaçlara ulaşmak için planın son yıl uygulama dilimini oluşturan 2014 yılı Performans Programında, nüfustan iç güvenliğe, il idaresinden sivil toplum ve yerel yönetimlere kadar halkımızın ihtiyaçlarını ve beklentilerini doğrudan karşılayan, hedef ve faaliyetlere odaklanılmıştır. Katılımcılık anlayışı ile hazırlanan Performans Programımız, Bakanlığımızın üstlenmiş olduğu görevlerin performans önceliklerini vurgulamakta, ülkemizin Kalkınma Planları gibi üst politika metinleriyle uyumlu ve onları destekler özellikler taşımaktadır. Söz konusu Program kapsamında 2014 yılı için belirlediğimiz 54 faaliyet ve 77 performans göstergesi ile vatandaşlarımıza sunacağımız hizmetleri etkin bir şekilde izlememiz ve değerlendirmemiz mümkün olabilecektir.
İlk Stratejik Planımızın uygulama döneminin sonuna gelirken, 2015-2019 yıllarını kapsayan ikinci Stratejik Plan hazırlıklarına da başlamış olduğumuzu, ilk plandan elde edilen deneyim ve tecrübeler ile 2015-2019 Stratejik Planımızı 2014 yılı içerisinde tamamlayarak, 2015 yılından itibaren uygulamaya koyacağımızı da ifade etmek isterim.
İÇ GÜVENLİK HİZMETLERİ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Bakanlığımız, güvenlik hizmetlerini, bağlı kuruluşlarımız olan Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı vasıtasıyla yürütmektedir.
Ülkemizin toplam nüfusunun % 79'u polis görev ve sorumluluk bölgesinde, % 21'i ise jandarma bölgesinde yaşamaktadır.
Diğer taraftan, ülkemizin toplam 8.333 km uzunluğundaki kıyı şeridinin, karasularımızın ve mavi vatan olarak adlandırabileceğimiz ülkemiz yüzölçümünün yaklaşık yarısı büyüklüğündeki deniz yetki alanlarımızın güvenliği de Sahil Güvenlik Komutanlığı'nca sağlanmaktadır.
Bugün itibariyle, Jandarma Genel Komutanlığı'nda 181.233, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde 264.477 ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda ise 5.609 personel görev yapmaktadır.
Bakanlığım döneminde güvenlik hizmetlerinde ve suçların önlenmesinde, vatandaş odaklı hizmet anlayışı ile teknolojik imkânlar da kullanılarak hizmet kalitesini ön plana çıkaran çalışmalar yapılmıştır.
Bu süreçte;
Ø Öncelikle, suçla mücadelede önleyici tedbirlere ağırlık verilmiştir. Çünkü suçu önlemek, suçu soruşturmaktan çok daha az maliyetlidir.
Bu amaçla, yakın gelecekte özellikle büyük şehirlerde havadan 24 saat esasına göre devriye, keşif ve gözetleme faaliyetleri yaygınlaştırılacaktır.
Ø Suç soruşturmasına ilişkin teknik ve idari kapasite geliştirilmiş, her türlü teknolojik imkâna ve uluslararası akrediteye sahip modern kriminal laboratuvarlar kurulmuştur.
Ø Suçla mücadelede oldukça önemli katkı sağlayan MOBESE olarak da bilinen Kent Güvenlik ve Yönetim Sisteminden (KGYS) azami oranda yararlanılmış, 81 ilimizde ve büyük ilçelerimizde bu altyapı kurulmuştur.
Ø Organize suç örgütlerine yönelik yapılan planlı operasyonlarla, bu örgütlerin birçoğu etkisiz hale getirilmiş ve bu sayede vatandaşımızın devlete olan güveni pekiştirilmiştir.
Aile içi şiddetle mücadele alanında, mağdurları oluşabilecek tehlikelerden korumak amacıyla, 6284 sayılı 'Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun' kapsamında alınan koruyucu ve önleyici tedbirlerin yanı sıra, 'Güvenlik Butonu' uygulaması, Bursa ve Adana İllerinde pilot olarak hizmete geçirilmiştir.
Toplum Destekli Polislik
Bakanlık olarak suçla mücadelede önceliğimiz, suç işlenmesini önleyecek mekanizmaları geliştirmektir.
Suçla mücadeleyi etkin kılmanın, güvenli ve huzurlu bir ortam sağlamanın yolu, güvenlik hizmetlerine toplumun katılımı ve desteğinden geçmektedir.
Bu amaçla başlatılan ve bugüne kadar başarılı sonuçlar alınan "Toplum Destekli Polislik Projesi' 81 ilimizde uygulanmaktadır.
Proje kapsamında, her mahalleden sorumlu en az bir polis memuru görevlendirilmiş, vatandaşların sorunlarını e-posta yoluyla sorumlu polis memuruna ulaştırabilmesi imkânı sağlanmıştır.
TDP kapsamında, sosyal duyarlılığı ve farkındalığı artırmaya, çocukları ve gençleri suçtan ve zararlı alışkanlıklardan korumaya, aileleri çocukların maruz kalabileceği tehlikeler konusunda bilgilendirmeye, bireylerin güvenlik önlemleri konusunda bilgilendirilmesine ve toplumda güveni artırmaya yönelik birçok proje uygulanmakta veya yaşama geçirilmektedir. Bu amaçla dezavantajlı toplum kesimlerinin sosyal yaşama dâhil edilmesi ve güvenli yaşama dolaylı olarak olumsuz yönde etki eden yoksunlukların azaltılması amacıyla, 1.530 proje hayata geçirilmiştir.
Ayrıca çocuk ve gençlere yönelik, 7 Bakanlık (İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Belediyeler Birliğinin katılımıyla Güvenli Hayat ve Güvenli Gelecek İçin Çocuk ve Gençler Sosyal Koruma ve Destek Programı (ÇOGEP) protokolü imzalanmış ve 120 milyon TL'lik proje 2012 yılı itibariyle uygulanmaya başlanmış ve bu program kapsamında bugüne kadar 190 proje hayata geçirilmiştir.
Toplum Destekli Polislik uygulaması ile 23.170 olaya el konulmuş, 15.880 kişi yakalanmış ve elde edilen bilgiler sonucunda 6.450 olay aydınlatılmış ve adli makamlara intikal ettirilmiştir.
Özel Güvenlik Hizmetleri
Kamu güvenliğinin tamamlayıcı bir unsuru olarak kabul ettiğimiz özel güvenlik hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla gerekli yasal ve idari her türlü düzenleme yapılmaktadır.
Bu kapsamda; 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun gereğince, Bakanlığımız tarafından ülke genelinde faaliyet gösteren özel güvenlik şirketlerine ve özel güvenlik eğitim kurumlarına 'faaliyet izni' verilmektedir.
Özel güvenlik hizmetleri kapsamında 585.786 kişi polis sorumluluk bölgesinde, 114.159 kişi de jandarma sorumluluk bölgesinde olmak üzere toplam 699.945 özel güvenlik kimlik kartı verilmiş; bunlardan polis sorumluluk bölgesinde 239.488 kişi, jandarma sorumluluk bölgesinde ise 41.427 kişi olmak üzere toplam 280.915 kişi özel güvenlik sektöründe fiilen istihdam edilmektedir.
Yeni faaliyete geçen 'Özel Güvenlik Bilgi Sistemi Otomasyon Projesi' ile özel güvenlik hizmetleriyle ilgili tüm bilgilere anlık olarak ulaşılabilecek, bu alandaki kurum ve birim, kişi koruma ve eğitim hizmetleri, alarm izleme merkezleri, kimlik, sertifika ve sınav kayıtları vb. hizmetlerin bütün safhaları sistem üzerinden sağlanacak, kontrol edilebilecek ve Pol-Net ağı üzerinden on-line denetim imkanı sağlanacaktır.
İç Güvenlik Personel Politikası ve Eğitimi
Bakanlık olarak kolluk personelimizin eğitimini çok önemsiyoruz. Son yıllarda bu konuda çok önemli adımlar atılmıştır.
Bu kapsamda, Emniyet Teşkilatımıza orta ve üst kademede amir yetiştiren Polis Akademisi, tam donanımlı, modern bir eğitim-öğretim kurumu olarak, dünyanın en iyi ve en kaliteli güvenlik üniversitelerinden birisi haline getirilmiştir.
Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Fakültesi ve Polis Meslek Yüksekokullarıyla, Güvenlik Bilimleri ve Adli Bilimler Enstitüleriyle ve Araştırma Merkezleri ile ülkemizde güvenlik alanındaki tek üniversite olma özelliği taşımaktadır.
Polis Akademisi'nin öğrenci kaynağı olan Polis Kolejlerinden, Bursa Polis Koleji kapatılarak mevcut öğrencileri Ankara Polis Kolejine aktarıldığından, 2013-2014 eğitim öğretim döneminde yeni öğrenci alınmamıştır. Polis Kolejinde halen 935 öğrenci eğitim görmektedir.
Polis Akademisi'ne bağlı olarak 27 Polis Meslek Yüksekokulu polis memurlarını yetiştirmek amacı hizmet vermektedir.
Bu yıl, Güvenlik Bilimleri Fakültemizde 311'i yabancı olmak üzere toplam 1.921, Polis Meslek Yüksekokullarında ise toplam 14.683 öğrenci eğitim görmektedir.
Polis Akademisi, polis eğitimi sunmanın yanında, güvenlik alanında araştırmalar, projeler ve bilimsel sempozyumlar yapan bir yükseköğretim kurumu haline gelmiştir.
Bu bağlamda, kuruculuğunu Türkiye Polis Akademisi'nin yaptığı ve dünya polis akademileri arasında etkinlik ve verimliliğe dayalı iletişim, işbirliği ve eşgüdüm sağlamayı amaçlayan Uluslararası Polis Akademileri Birliği (INTERPA) kurulmuştur.
Başkanlığını 2011 yılından itibaren Türkiye Polis Akademisinin yaptıgı INTERPA'nın üyeleri arasında 40 ülkeden 46 polis eğitim kurumu bulunmaktadır.
Emniyet personelimizin her yıl yaklaşık yarısı, hizmet içi eğitimden geçirilmektedir.
2012 yılında 142.848, 2013 yılı Ekim ayı itibariyle de 140.172 personel hizmet içi eğitime tabi tutulmuştur.
2013 yılında asayiş birimlerinde 8.966 personel hizmet içi eğitime tabi tutulmuş, İnsan Hakları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 3.217 personelimize de İnsan Hakları eğitimi verilmiştir. 2014 yılında da 63.798 personelin hizmet içi eğitime tabi tutulması planlanmaktadır.
Polis Meslek Yüksekokulları ve Polis Meslek Eğitim Merkezleri aracılığıyla son 10 yılda toplam 110.606 gencimiz polis teşkilatına kazandırılmıştır.
2014 yılında ise Polis Meslek Yüksekokullarında 7.632 kişi, Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde ise üniversite mezunu 3.300 kişi olmak üzere, toplam 10.932 polis memuru yetiştirilerek, Emniyet Teşkilatına kazandırılacaktır.
Bu çabalarımız sonucunda, iktidara geldiğimizde Emniyet Teşkilatında % 21 olan yüksekokul ve üniversite mezunu polis oranı % 90'a çıkarılmıştır.
Polis Teşkilatımızın eğitim alanında göstermiş olduğu bu başarı ülkemizle sınırlı kalmamış, yurt dışında da BM, AGİT, NATO, AB gibi kuruluşların da dikkatini çekmiştir.
Bu kapsamda, Emniyet Genel Müdürlüğü sahip olduğu birikim ve deneyimi diğer ülke polis teşkilatlarıyla paylaşmak ve dünya polislerinin suçla mücadele kapasitelerinin arttırılması adına uluslararası eğitimler düzenlemektedir.
Afganistan Ulusal Polisine eğitim verilmesi için Sivas Polis Meslek Eğitim Merkezi tahsis edilmiş olup, toplam 6 ay süren ilk dönemde 490 öğrenci, 2. Dönemde ise 482 öğrenci eğitimini tamamlayarak mezun edilmiştir. 3. Dönem eğitimine ise 491 öğrenci ile başlanılmış olup, 2013 Aralık ayı itibarı ile mezun edilmeleri planlanmaktadır.
NATO Afganistan Eğitim Misyonu makamları ile birlikte belirlenen eğitim müfredatına göre eğitim gören bu öğrenciler, nitelikli ve rütbeli birer polis amiri olarak Afganistanlı kardeşlerimize hizmet vereceklerdir.
Yine, Libya Ulusal Polisini yetiştirmek üzere İstanbul Adile Sadullah Mermerci Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nde bir eğitim programı başlatılmış ve toplam 804 Libya Ulusal Polisi eğitimini tamamlayarak mezun olmuştur.
Somali ile 12/02/2013 tarihinde imzalanan Güvenlik İşbirliği Anlaşması ve Eğitim İşbirliği Mutabakat Zaptının yürürlüğe girmesinden sonra, Somali Polis Gücü'nde görev alacak polis memur ve amirinin ülkemizde eğitim alması için gerekli çalışmalar sürdürülmektedir.
Jandarma Genel Komutanlığı da, personelinin eğitim çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmektedir.
Jandarmamızın subay/astsubay ihtiyacını karşılamak amacıyla, 2002 yılında başlanan sözleşmeli subay/astsubay temini devam etmektedir. Bu kapsamda, şu ana kadar 977 sözleşmeli subay istihdam edilmiştir.
Jandarma Genel Komutanlığı'nda halen 8.758 uzman erbaş göreve devam etmekte olup, personel yapısının uzmanlaştırılması çalışmaları sürdürülmektedir.
Jandarma Genel Komutanlığı personelinin eğitim seviyesinin asgari ön lisans düzeyine yükseltilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında, bugüne kadar 21.223 personel eğitimini tamamlamıştır.
Bunun yanında, Jandarma Teşkilatımız dünyanın çeşitli kriz bölgelerinde barışı destekleme harekâtlarına katkı sağlamaktadır.
Avrupa ve Akdeniz Jandarmalar ve Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Birliği (FIEP)'nin asli üyesi olan Jandarma Genel Komutanlığımız, bu teşkilât içindeki çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmektedir.
Ayrıca, kriz bölgelerinde asayişin sağlanması maksadıyla teşkil edilen Avrupa Jandarma Kuvveti'nde (AJK) 2010 yılından itibaren gözlemci üye statüsünde yer almakta ve dünyanın çeşitli bölgelerinde barışı destekleme harekâtlarına katkı sağlamaktadır.
Barışı destekleme harekâtı kapsamında Bosna Hersek, Kosova, Afganistan ve Libya'da hâlen 195 Jandarma personeli görev yapmaktadır.
Bunun yanında, Orta Asya ve Kafkas ülkeleri askeri statülü kolluk kuvvetleri arasında bilgi ve tecrübe değişimini amaçlayan Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatı (TAKM), 25 Ocak 2013 tarihinde, Mutabakat Muhtırasının Türk Jandarma Genel Komutanlığı, Azerbaycan Dahili Koşunlar Komutanlığı ve Kırgızistan İç Kuvvetler Komutanlığı tarafından imzalanması ve Moğolistan İç Kuvvetler Komutanlığının imza beyanı ile kurulmuştur. TAKM Dönem Başkanlığı 2014 Haziran ayına kadar Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yürütülecektir.
Jandarma Genel Komutanlığı'nın 21 ülke ile ikili askerî ilişkileri bulunmaktadır. Bu kapsamda, 2013-2014 eğitim ve öğretim döneminde 7 ülkeden 51 misafir askerî personel Jandarma Genel Komutanlığı eğitim kurumlarında öğrenim görmektedir. Bunun yanında Azerbaycan başta olmak üzere yurt dışında yerinde eğitim faaliyetleri de başarılı bir şekilde sürdürülmektedir.
'Bologna Süreci'ne uyum ve personelin görev etkinliğinin artırılması kapsamında;
Ø Uzman jandarma kadrolarının tamamının yıllara sâri olarak, bir plan dâhilinde astsubaya dönüştürülmesi planlanmış,
Ø Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulu bünyesindeki akademik personel kadroları ile okutulacak dersler yeniden düzenlenmiş,
Ø Jandarma Okullar Komutanlığında öğretim kadrolarında görevlendirilen personelin lisansüstü eğitimi almış/devam eden personel olması sağlanmış,
Ø Toplam mevcudun %60'ı akademik personelden oluşturulmuş ve 2014 yılında bu oranın % 98'e çıkarılması hedeflenmiştir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın müstakil yapıya kavuşması ile birlikte 2005 yılından itibaren Deniz Harp Okulundan 282 ve TSK bünyesinde bulunan Astsubay Meslek Yüksekokullarından 638 olmak üzere toplam 920 gencimiz Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde göreve başlamıştır. Aynı dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanlığından 318'i subay 842'si astsubay olmak üzere toplam 1.160 personel Sahil Güvenlik Komutanlığına geçiş yapmıştır. Ayrıca sözleşmeli subay olarak 33, sözleşmeli astsubay olarak 8 personel istihdam edilmiştir. Söz konusu personelden 7 subay ve 1 astsubay bayandır.
2014 yılında ise Deniz Harp Okulundan 7 subay ve TSK bünyesinde bulunan Astsubay Meslek Yüksekokullarından 91 astsubay mezun olacak ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ailesine katılacaktır. Sahil Güvenlik Komutanlığının rütbeli personel ihtiyacının karşılanması maksadıyla her yıl ortalama 60 subay ve 90 astsubay temin ve yetiştirilmesi hedeflenmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda 2012 yılı içerisinde 3 personel yurt dışında, 1.972 personel yurt içinde; 2013 yılı Ekim ayına kadar ise 2 personel yurtdışında, 2.128 personel yurt içinde görev etkinliğini arttıran çeşitli kurslardan geçirilmiştir.
Sahil Güvenlik Komutanlığınca ikili askeri anlaşmalar kapsamında 2012 yılında 7 ülkeden 32 personele, 2013 yılında 8 ülkeden 43 personele Sahil Güvenlik Eğitim Öğretim Komutanlığında eğitim verilmiştir.
İnsan Hakları İhlal İddiaları
Yapılan tüm mevzuat değişiklikleri, kurumsal ve fiziki düzenlemeler ve eğitim çalışmalarına rağmen, suç ve suçluyla mücadelede, insan hakları ihlallerine konu olan kolluk görevlileri az da olsa bulunabilmektedir.
Hükümet olarak, demokratik bir hukuk devletinde asla kabul edilemez olan insan hakları ihlallerinin üzerine şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da büyük bir kararlılıkla gidilecektir.
İnsan hakları ihlali iddialarına konu olan görevliler hakkında gerekli adli ve idari işlemler hiçbir müsamahaya yer vermeyecek şekilde yürütülmektedir.
2004 yılında Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde İnsan Hakları İhlalleri İnceleme Bürosu kurulmuş olup bu büroya intikal eden insan hakkı ihlal iddiaları, bu alanda kurs görmüş Mülkiye Müfettişleri marifetiyle incelenmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından İnsan Hakları konusunda ilk defa 2012 yılı İnsan Hakları Faaliyet Raporu Ağustos 2013 tarihinde yayınlanmıştır.
Bakanlığımız tarafından, kolluk personeli ile ilgili şikâyetlerin daha etkili soruşturulması ve izlenmesi için Kolluk Gözetim Komisyonu kurulmasına ilişkin Kanun Tasarısı, T.B.M.M.'nin ilgili Komisyonlarında görüşülmüş ve Genel Kurul gündemine getirilmiştir.
Oluşturulması düşünülen bu mekanizmanın amacı, vatandaşların insan hakları ihlalleri ile ilgili başvurularının bağımsız bir birim tarafından soruşturulmasının sağlanması ve güvenlik birimlerimiz hakkındaki yersiz iddiaların önüne geçilmesi, aynı zamanda vatandaşlarımızın kolluk birimlerine olan güveninin artırılmasıdır.
İnsan hakları alanında son yıllardaki çalışmalarla, jandarma personeli eğitimden geçirilmiş, nezarethaneler ile ilgili ulusal ve uluslararası standartları ortaya koymak maksadıyla, Jandarma Genel Komutanlığı Nezarethane Konsepti hazırlanmış, jandarma iç güvenlik birliklerinde bulunan mevcut 2.052 nezarethanenin standartlara uygun hale getirilmesi için başlatılan çalışmalar yüksek oranda tamamlanmıştır. Bu çalışmaların sonucunda jandarma personeli hakkındaki insan hakları ihlali ile ilgili şikayetlerin her geçen gün giderek azalması memnuniyet vericidir.
İç Güvenlik Birimlerinin Bina, Araç, Gereç Durumu
Hükümet olarak, vatandaşlarımıza sunulan güvenlik hizmetlerinin daha etkin ve verimli olması amacıyla, iç güvenlik birimlerimizin her türlü bina, araç, gereç ve diğer ihtiyaçlarının zamanında karşılanmasına özel önem veriyoruz.
Gelişmiş ülkelerde güvenlik güçleri hangi fiziki şartlarda, hangi imkânlara sahiplerse, biz de aynı imkânları güvenlik güçlerimize sağlıyoruz.
Geçmiş dönemde polisimiz, devriye gezecek taşıt, taşıtına koyacak yakıt bulmakta zorlanırdı. Bugün ise polisimiz, en modern taşıtlara sahip bulunmaktadır. Yapılan alımlarla, ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtların büyük bir kısmı envanterden düşülmüştür.
AK PARTİ Hükümetleri döneminde Emniyet Teşkilatımıza, 25.554 zırhsız, 910 zırhlı olmak üzere toplam 26.464 taşıt kazandırılmıştır.
2013 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü'ne genel bütçe aracılığıyla toplam 1.931 adet taşıt alınması planlanmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü suç ve suçlularla mücadelede daha aktif rol almak için, insanlı çok maksatlı keşif ve gözetleme uçağı alım projesi kapsamında King Air 350i model uçak alınmış ve yurt genelinde hizmet vermeye başlamıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğünün ihtiyaçlarına yönelik yurt genelinde suç ve suçlularla daha etkin mücadele etmek için 7 Sistem 17 uçaklı Mini İnsansız Hava Aracı (MnİHA) ve 1 Sistem 2 Uçaklı Midi İnsansız Hava Aracı (MdİHA) alımı yapılmış, aktif olarak görevlerde kullanılmaya başlanmıştır.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile müşterek yürütülen 15 adet Orta Tip Helikopter Alım Projesi kapsamında 6 adet Bell 429 Helikopterin kabul işlemleri tamamlanmış olup, geri kalan helikopterlerin 2014 Mart ayında kabullerinin tamamlanması planlanmaktadır.
Yine Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile müşterek yürütülen 20 Adet Çift Motorlu Genel Maksatlı Helikopter Alım Projesi, 4 Adet Sikorsky S-70i Helikopter Alım Projesi ve 3 adet Keşif Gözetleme Uçağı Alım Projesine başlanmış, çalışmalar devam etmektedir.
Vatandaş memnuniyetini esas alan güvenlik hizmetlerinin yürütülmesinde, hizmet sunulan polis yerleşim binaları ve diğer mekânlarımızın düzen, tertip ve yeterliliğinin önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Bu amaçla Emniyet Teşkilatımızın halka hizmet sunduğu binalarda, vatandaş ve personel memnuniyetini esas alan, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmaları hızlı bir şekilde sürdürülmektedir.
Yeni inşa edilecek olan hizmet binalarının mimari görünüm seçimlerinde, özellikle Türk mimari anlayışı ve yörenin mimari geçmişiyle örtüşen estetik ve modern görünüme önem verilmektedir.
Ayrıca, Emniyet Teşkilatımızın hizmet yürüttüğü tüm bina, mekân ve tesislerin engelli vatandaşlarımızın ulaşımına uygun hale getirilmesine yönelik gerekli düzenlemeler de devam etmektedir.
Jandarma Genel Komutanlığı'nda; Terörle Mücadele Harekâtındaki birliklerin etkinliğini artırmak, Bölücü Terör Örgütü tarafından askeri araçlara yönelik yapılan mayın ve tuzaklama eylemlerine karşı alınan tedbirleri geliştirmek ve personel zayiatını önlemek maksadıyla, keşif, gözetleme ve mayına karşı koruma imkanlarından üst seviyede istifade edilmesi için 2012 yılında tedarik edilen 65 adet yeni nesil zırhlı araç birliklerin kullanımına verilmiştir. 2013 yılında ise birliklerin kullanımına 99 adet Hafif Zırhlı Cobra Aracı verilmiştir.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen Mayına Karşı Korumalı Taktik Tekerlekli Araç (Kirpi) Projesi kapsamında, 2013 yılında üretimi tamamlanan 20 adet Kirpi Aracı Ocak ayında teslim alınarak kullanılmaya başlanmış, kalan 55 adet Kirpi Aracının teslim alınması beklenmektedir.
19 adet Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA)'nın tedarik işlemleri devam etmekte olup, 4 adedinin Aralık 2013'te, 15 adedinin ise Mart 2014'te teslim alınması planlanmaktadır.
Jandarmanın güvenlik hizmetleri kapsamında ihtiyaç duyduğu havacılık desteğinin arttırılması ve doğal afetlere yönelik verilecek görevler ile arama-kurtarma ve halka yardım faaliyetlerinde kullanılmak üzere toplam 30 adet genel maksat helikopteri alımına yönelik ilgili firma ile sözleşme görüşmeleri devam etmektedir.
Ayrıca, envanterde bulunan helikopterlerin Kara Kuvvetleri Komutanlığı helikopterleri ile uyumlu hale getirilmesi, seyrüsefer kolaylığı ile kriptolu hava-hava ve hava-yer muhaberesini sağlamak maksadıyla gelişmiş modern sistem ve teçhizatlarla donatılmasına yönelik sürdürülen modernizasyon projesi fiilen 2009 yılında başlamış olup, çalışmalara takvim dahilinde devam edilmektedir.
2012 yılında, toplam 82 adet inşaat (karakol hizmet binaları, depo, harekat alarm iskan tesisi gibi) tamamlanarak hizmete açılmıştır. Bu inşaatlardan toplam 45 adedi TOKİ Başkanlığı kanalı ile tamamlanmıştır.
2013 yılında ise, muhtelif tip inşaat olmak üzere toplam 375 tesisin inşa faaliyetlerine devam edilmektedir. Bu inşaatlardan toplam 271 adedi TOKİ Başkanlığı kanalı ile yapılmaktadır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı olarak; deniz yetki alanlarımızda can ve mal emniyetine verdiğimiz önem kapsamında, 2013 yılı içerisinde 2 adet 1700 tonluk Arama Kurtarma Gemisi ile 3 adet KAAN-19 Sınıfı SG Botu hizmete alınmıştır. Yılsonuna kadar 2 adet 1700 tonluk Arama Kurtarma Gemisi ile 1 adet KAAN-19 Sınıfı SG Botunun da hizmete alınması öngörülmektedir. Ayrıca maliyetinin %75'i AB fonlarından karşılanan 10 adet kontrol botunun da 2013 yılı içerisinde envantere alınması planlanmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığının görev ihtiyaçlarını karşılamak üzere halen envanterinde bulunan Sahil Güvenlik botlarının yenilenmesi kapsamında, 2014 yılı içerisinde 4 adet KAAN-19 Sınıfı Sahil Güvenlik botunun envantere girmesi planlanmıştır.
Ayrıca 6 adet arama kurtarma maksatlı orta büyüklükte helikopter tedariki ile deniz yetki alanlarımızın gözetlenmesi kapsamında ihtiyaç duyulan 12 adet İnsansız Hava Aracı temin edilmesi projeleri devam etmektedir.
Meltem-2 projesi ile modifikasyonu tamamlanan 3 adet CN-235 (CASA) tipi Deniz Gözetleme Uçağı Mart 2013 tarihi itibariyle Sahil Güvenlik Komutanlığı envanterine girmiştir.
5 adet SAR 33 Sınıfı botun ana tahrik ve yardımcı sistemlerinin modernizasyonu ile büyük tekne onarımlarının yapılmasına yönelik sözleşme imzalanmıştır.
Güvenlik Alanında Teknoloji Kullanımı
Bakanlık olarak, güvenlik birimlerimizin hizmet sunarken en yeni teknolojilerden azami derecede istifade etmelerine özel önem vermekteyiz.
Suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenen suçların faillerinin yakalanması konusunda büyük yararlılıklarını gördüğümüz KGYS (MOBESE) sistemi bütün ülkeye yaygınlaştırılmıştır.
2006 yılından bu yana MOBESE sistem kurulumları için genel bütçeden 258 milyon 323 bin 187 TL harcanmıştır. Ayrıca bu rakama yakın bir kaynak da il özel idareleri başta olmak üzere yerel imkânlardan sağlanmıştır.
Ekim 2013 İtibariyle, 81 il merkezinde MOBESE kurulumu tamamlanarak faaliyete geçirilmiştir. Ayrıca, 112 ilçemizde sistemin kurulumu tamamlanmış olup, 55 ilçemizde kurulum çalışmaları, 42 ilçemizde de ihale işlemleri devam etmektedir.
İlerleyen süreçte nüfus ve asayiş gibi bazı kriterler de dikkate alınarak, bu sistem diğer ilçelerimize de yaygınlaştırılacaktır.
Emniyet Kolluk Hizmetleri (EKİP) Projesi
Kasım 2011'de gerçekleştirilen Strateji Geliştirme Kurulu toplantısında 'Olay Bazlı Uygulamaların Tek Bilgi Sisteminde Birleştirilmesi Projesi' nin yapılması kararlaştırılmıştır.
Suçla mücadele eden birimlerimizin benzer ihtiyaçları için kullandıkları farklı uygulamaların tek bir uygulama altında birleştirilmesi amacıyla Emniyet Kolluk Hizmetleri Projesi (EKİP) geliştirilmiştir. Böylece birimlerimizce farklı uygulamaların önüne geçilerek kaynak israfı engellenmiştir.
EKİP, öz kaynaklarla üretilen bir uygulama olduğu için birimlerimizin değişen ihtiyaçlarının uygulamaya aktarılması dış alımla temin edilen uygulamalara nazaran daha düşük bir maliyetle ve daha hızlı bir şekilde sağlanacaktır. Ayrıca suça ilişkin verilerin tek bir uygulama kullanılarak kaydedilmesi birimlerimizin suça ilişkin hatalı istatistik üretmesinin önüne geçecektir.
Suçla mücadele eden birimlerimize ek yük getiren vukuat bildirimi, kayıp şahıs/buluntu ceset/çalıntı araç/gözaltı olaylarında yapılan ek bildirimler ve düşüm bildirimler vb. işleri EKİP uygulaması üzerinden ek bir yazışmaya gerek duyulmadan yapılabilecektir. Böylece bildirim işlemleri sırasında evrakın çıktısının alınması, faks çekilmesi gibi işlemlere gerek duyulmayacağı gibi yapılan bu işlem zaman kaybını da önleyerek soruşturma dosyasının birim maliyetini düşürecektir.
Yukarıda bahsedilen EKİP uygulaması, Elektronik Belge ve Yönetim Sistemi (EBYS) ile entegre bir şekilde çalışacak yapıda hazırlandığı için dış kurumlarla (UYAP vb.) yürütülecek yazışmaların takip edilebileceği bir uygulamadır. Böylece birimlerimizin adli birimlerle yaptığı yazışmaların, kâğıt ortamından elektronik ortama aktarılması daha hızlı bir şekilde yapılabilecektir.
EKİP, 19.08.2013 tarihinde kullanıma açılmış olup; 11.10.2013 tarihi itibariyle, 15.142 Aktif kullanıcı 277.608 adet Olay, 336 adet İhbar ve 18.714 adet Gözaltı işlemi yapmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Veri Analizi ve Veri Madenciliği Çalışmaları
Emniyet Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı altında birçok proje kapsamında bilgiler ve veriler toplanmaktadır. Bunlar değerlendirilmediği veya analiz edilmediği sürece alt kısımda işlenmeyen maden hükmündedir. Bu verilerin değerlendirilmesi, analiz edilmesi, zenginleştirilmesi ve anlamlandırılması günümüz literatürü ile 'İş Zekâsı (Buisness Intelligence) veya 'Veri Madenciliği' (Data Mining) çözümleri ile yapılmaktadır. Anlamlandırılma ve analiz çalışmaları sayesinde ilk olarak proaktif polislik çalışmalarına ciddi manada katkı sağlayacaktır. Örneğin belli bir bölgede suçların arttığını gören veya periyodik dönemlerde benzer olayların yaşandığını tespit eden bir amir veya müdür veya ilgili yönetici kendine bağlı ekipleri oraya yönlendirecektir.
Bu sayede elimizdeki bu veriler ve işlenmiş bilgiler sayesinde gelecekte yapılacak aktiviteler ile ilgili yol haritaları çizilecek, daha sonra ise verilerin birbiri ile olan ilişkileri sistem tarafından ortaya konacaktır. Böylece olay gerçekleştikten sonra da faillerin aranmasında suçlu profilleri çıkartılarak çemberler daraltılacaktır. Bununla birlikte yalnızca adli projelerde değil Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı kapsamında işletilen tüm projeler üzerinde benzer çalışmalar yapılarak personel yönetimi, performans değerlendirmeleri, karar destek sistemleri ve kaynak yönetimi etütleri yapılarak daha az maliyetle daha büyük ve efektif hizmetlerin sunulması sağlanacaktır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi 12 Şubat 2012 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. Bu sayede, başta Nevruz ve 1 Mayıs etkinlikleri olmak üzere yapılan eylem ve etkinliklerde, halkın huzur ve güvenliğinin sağlanması için, İl polis birimleri tarafından alınan güvenlik tedbirlerinin merkezden takibi ve koordinasyonu gerçekleştirilmiştir.
Jandarma Teşkilatımızın teknolojik yeniliklerden azami derecede yararlanması için de aynı hassasiyeti göstermekteyiz.
Jandarma Genel Komutanlığınca; haberleşme ve bilgi sistem teknolojilerinin sunduğu en ileri seviyedeki imkan/kabiliyetleri kazanmak ve bilginin en küçük birime kadar kesintisiz, eş zamanlı, doğru, emniyetli şekilde ulaştırılmasını sağlamak maksadıyla, milli teknolojiler ve çözümler geliştirilmek suretiyle kısa adı JEMUS olan 'Jandarma Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi Projesi' yürütülmektedir.
JEMUS dünya standartlarına uygun olarak geliştirilmiş bir kamu güvenliği haberleşme sistemidir. JEMUS sayesinde, jandarma birimleri arasında hızlı koordinasyon ve yönetim imkanı ile emniyet ve asayiş hizmetlerinin süratli bir şekilde yürütülmesi sağlanmaktadır. Bunlara ek olarak, JEMUS Projesi ile doğal afetler sonrasında da kullanılabilecek, beka kabiliyeti yüksek ve yaygın bir kamu güvenliği haberleşme alt yapısına sahip olunmaktadır.
Ayrıca, Sağlık Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı arasında, Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, kurulumu tamamlanan veya devam eden toplam 50 ilin JEMUS altyapısından faydalanabilmesine yönelik protokol, 12 Nisan 2013 tarihinde imzalanmıştır.
JEMUS halen 40 ilde faaliyete geçirilmiş olup, 11 ilde kurulum-montaj çalışmalarına, 8 ilde de ihale hazırlık işlemlerine devam edilmektedir. JEMUS projesinin 2018 yılı sonuna kadar ülke genelinde tamamlanması planlanmaktadır.
JEMUS Sisteminin sağladığı altyapı kullanılarak Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından da SAHMUS (Sahil Güvenlik Emniyetli Muhabere Sistemi) Projesi başlatılmış ve ortak altyapı yatırımı sayesinde önemli miktarda tasarruf sağlanmıştır.
SAHMUS Projesi kapsamında Sahil Güvenlik Komutanlığı da emniyetli haberleşme, araç takip ve suç kayıtlarının sorgulanmasına yönelik veri tabanı sorgulama imkânı kazanmıştır.
Hâlihazırda SAHMUS Sistemi, Doğu Karadeniz ve Doğu Akdeniz Bölgeleri hariç diğer sahil bölgelerinde kullanılmaktadır. 2014 yılı ilk yarısında Doğu Akdeniz, 2015 yılında ise Doğu Karadeniz Bölgesinin kapsanması planlanmaktadır.
Sahil Güvenlik Komutanlığımız tarafından yürütülen diğer bir önemli proje de denizlerimizin MOBESE'si olacak 'Sahil Gözetleme Radar Sistemi Projesi'dir.
Proje ile Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün sahillerinde, iç suları olan Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında, liman ve körfezlerinde, karasularında, deniz güvenliğinin sürekli ve etkin bir şekilde tesisinin sağlanması planlanmaktadır.
Mart 2013 tarihinde sözleşmesi imzalanan proje tamamlandığında, Türkiye kıyılarında tam radar kaplaması sağlanacak, kaçakçılık ve yasa dışı göçün önlenmesi gibi konularda önemli ilerlemeler kaydedilecektir.
Suçla Mücadelede Delilden Sanığa Ulaşma
İşlenen suçların hızlı bir şekilde aydınlatılması amacıyla, modern bilimsel metot ve teknikler kullanılarak, delilden sanığa ulaşılması, üzerinde önemle durduğumuz bir husustur.
Suç ve sanık arasındaki ilişkinin kurulmasında, özellikle delillerin incelenmesi ve adli makamların kararlarına esas teşkil etmesi bakımından Kriminal Laboratuvarları ile Olay Yeri İnceleme Birimlerinin teknik çalışmaları büyük önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, 'Otomatik Avuç ve Parmak İzi Alma Projesi (APFİS)' ve 'Olay Yeri İnceleme Malzemelerinin Geliştirilmesi Projesi' gibi büyük projelerle, olay yeri inceleme işlemlerinde kalite standartları artmaktadır.
AB ile ortak yürütülen 'Türkiye'nin Adli Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi', 'Kovan ve Mermi Çekirdeği Bilgisayarlı Analiz ve Tanıma Sistemi (BALİSTİKA)' gibi büyük projelerle de, kriminalistik incelemelerde kalite standartları artmakta ve inceleme süreleri kısalmaktadır.
Bu durum, soruşturma ve kovuşturma süreçlerini doğrudan olumlu etkilemekte, özellikle de tutukluluk sürelerinin azalmasında büyük önem taşımaktadır.
Halen ülke genelinde, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait 11 adet, Jandarma Genel Komutanlığına ait 4 adet Kriminal Laboratuvar faaliyet göstermektedir.
Asayiş Suçları ile Mücadele
Vatandaşlarımızın korku ve endişeden uzak, huzur ve güven içinde bir yaşam sürmesini sağlamak, Devlet olarak en temel görevimizdir.
Toplumun huzurunu bozan, korku ve endişeye sebep olan suçların başında asayiş suçları gelmektedir.
Bu suçlarla etkin mücadele etmek ve toplum gündeminden çıkarmak için, 81 ilimizde kurulan Güven Timleri ve Yıldırım Ekiplerinin çalışmaları ile önemli başarılar elde edilmiştir.
2013 yılının ilk 9 ayında yapılan 359 planlı operasyonda, 2.191 şahıs yakalanarak haklarında adli işlem yapılmıştır.
Spor Projesi
Spor Projesi ile spor müsabakalarında istenmeyen olayların meydana gelmesinin önlenmesi ve bu olaylara karışan şahısların bir sonraki müsabakaya girişlerinin engellenmesi amaçlanmaktadır.
6222 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden günümüze kadar 4.895 kişi hakkında yasal işlem yapılmış, 2.038 şahıs hakkında spor müsabakalarını seyirden men cezası verilmiş olup, cezaları halen devam etmektedir.
Pol-Net Mobil Uygulamalar Projesi üzerinden de, T.C. Kimlik Numarası ile on-line sorgulamalar yapılmakta, fotoğraflı karşılaştırmalar ile seyirden men cezası alanlar spor müsabakalarına alınmamaktadır.
Projede, seyirden yasaklı kişilerin kolluk birimlerine müracaatlarının takibi de yapılmaktadır.
Elektronik Bilet (E-Bilet) uygulamasına geçilmesiyle birlikte, yasaklı kişilere bilet satışının ve spor alanlarına girişlerinin Türkiye Futbol Federasyonu ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından da engellenebilmesi için Projenin bu kurumlar ile paylaşılması planlanmaktadır.
Spor müsabakalarında güvenliğin daha etkin bir şekilde sağlanabilmesi amacıyla 6222 sayılı Kanun'da gerekli ek hukuki düzenlemelerin yapılabilmesi için ilgili Bakanlık yetkilileri ile koordineli bir şekilde çalışılmalar devam etmektedir.
Güvenli Okul, Güvenli Eğitim Projesi
Geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz ve çocuklarımızın, güvenli ve sağlıklı bir ortamda eğitim alması konusunda hepimize sorumluluklar düşmektedir.
Bakanlığımız ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan Protokol çerçevesinde hazırladığımız, 'Güvenli Okul Güvenli Eğitim Projesi' bugüne kadar başarıyla uygulanmıştır.
Denizlerimizin Güvenliği
Karada icra edilen asayiş faaliyetlerine ilave olarak, ülkemiz yüzölçümünün yaklaşık yarısına yakın bir alanını kaplayan mavi vatan denizlerimizde;
Kolluk görevleri kapsamında ulusal mevzuatımız ve uluslararası hukuk uyarınca taraf olduğumuz mevzuatın etkin olarak uygulanması,
Ø Yasa dışı su ürünleri avcılığı,
Ø Balık çiftliklerinin kontrolü,
Ø Deniz çevresinin korunması amacıyla, gemilerden kaynaklı deniz kirliliği tespit ve denetim faaliyetleri, tüm Türkiye sahillerinde 66 farklı üs/limanda konuşlu Sahil Güvenlik Komutanlığı yüzer ve hava unsurları tarafından yerine getirilmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından, 2013 yılının ilk dokuz ayında;
Ø Deniz kirliliği, yasa dışı su ürünleri avcılığı ve balık çiftliklerine ilişkin olarak 2.885 olay tespit edilmiş,
Ø Sorumluları hakkında toplam 5 milyon 550 bin 725 TL cezai işlem yapılmıştır.
Ø 2012 yılında 50.879 deniz aracı, denizde can emniyeti ve güvenlik hususlarında kontrol edilerek, 10.273 adedi hakkında yasal işlem yapılmak üzere ilgili makamlara sevk edilmiştir.
Ø 2013 yılının ilk dokuz ayında, 44.911 deniz aracı, denizde can emniyeti ve güvenlik hususlarında kontrol edilerek, 9.952 adedi hakkında yasal işlem yapılmak üzere ilgili makamlara sevk edilmiştir.
Ayrıca başta Türkiye-Suriye deniz yan hududu olmak üzere, komşu ülkelerle çizilen deniz yan hudutlarımızda icra edilen denetim faaliyetleri ile bu bölgelerde yaşanması muhtemel yasa dışı faaliyetlerin ve kontrolsüz geçişlerin önlenmesi sağlanmaktadır.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele
AK PARTİ Hükümetleri döneminde, suç örgütleriyle mücadelede yasal boşlukları gidermeye yönelik olarak, başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere mevzuat düzenlemeleri yapılmış, ağır cezalar ve caydırıcı hükümler getirilmiştir.
Ayrıca 2010-2015 Organize Suçlarla Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve 2010-2012 Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı, 19 Temmuz 2010 tarihi itibariyle Başbakanlık Makamı tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Organize suçlarla mücadeleyi sistematik ve etkin kılmak için ilgili birimlerin/kurumların katılımıyla mevcut '2010-2012 Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı' üzerinde revize çalışmaları yapılarak, Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı (2012-2015) 02 Eylül 2013 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu çerçevede yaptığımız çalışmalarla, toplumu olumsuz etkileyen her türlü illegal yapılanmaların cesareti kırılmış, kamu düzenini bozmaya yönelik pek çok suç girişimi, yapılan operasyonlar sayesinde işlenmeden önlenmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğünce kamuoyu tarafından mafya veya çete diye bilinen organize suç örgütleri ile mücadele kapsamında;
2012 yılında, organize suç örgütlerine yönelik 120 operasyonda 3.310 şüpheli, 2013 yılının ilk dokuz ayında ise 92 operasyonda 2.103 şüpheli şahıs yakalanarak haklarında yasal işlem yapılmıştır.
Silah ve mühimmat kaçakçılığına yönelik 2012 yılında 205 operasyonda 834 şüpheli yakalanırken, 2013 yılının ilk dokuz ayında 197 operasyonda 777 şüpheli şahıs yakalanarak haklarında yasal işlem yapılmıştır.
Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 2012 yılında, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele kapsamında; 19.377 kaçakçılık, 4.037 yasadışı göç, 8 insan ticareti, 166 organize suç ve 230 bilişim suçu, 2013 yılının ilk dokuz ayında ise, 17.469 kaçakçılık, 3.978 yasa dışı göç, 7 insan ticareti, 100 organize suç ve 204 bilişim suçu olayına müdahale edilmiştir.
Uyuşturucu İle Mücadele
Bakanlığımızca uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadeleye özel bir önem ve öncelik verilmektedir.
Yapılan yasal düzenlemeler, eğitim programları, ihtisaslaşma, özverili çalışmalar, ilgili kurumlarla birlikte, diğer ülke ve kuruluşlarla yapılan ileri düzeyde işbirliği neticesinde kolluk kuvvetlerinin uyuşturucu ile mücadele etkinliği her yıl artmaktadır.
Son yıllarda, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarımız, özellikle uyuşturucu kaçakçılığı konusunda faaliyet gösteren suç şebekelerine karşı büyük başarılar elde etmiştir.
Türkiye'nin bu mücadelesi, uluslararası platformlarda da takdirle karşılanmaktadır. Birleşmiş Milletlerin son iki yıldır yayınlamış olduğu Dünya Uyuşturucu Raporunda Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadelesinden övgü ile bahsedilmektedir.
2011 yılı Dünya Uyuşturucu Raporunda, Avrupa genelinde gerçekleştirilen eroin yakalamalarının dünya geneli yakalamaların % 38'ini teşkil ettiği ve Türkiye'nin eroin yakalamalarında ilk sıralarda yer aldığı ifade edilmiştir.
2012 Raporunda ise 2010 yılında Türkiye'nin 13 ton ile küresel eroin yakalamalarının %16'sını tek başına gerçekleştirdiği ifade edilmiştir.
Kolluk güçlerimiz büyük uyuşturucu yakalamalarının yanında torbacılar diye tabir edilen sokak satıcılarına yönelik ülke genelinde başarılı operasyonlar yapmıştır. Bu alandaki çalışmalar artarak kararlılıkla devam etmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı birimlerce, 2013 yılının ilk 9 ayında, uyuşturucu suçlarıyla mücadele kapsamında, 21.109 operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonlarda, 37.928 şüpheli ile birlikte 129 ton 730 kg esrar, 7 ton 667 kilo eroin, 243 kilo kokain, 7.744.689 tablet uyuşturucu nitelikli hap ele geçirilmiştir.
Jandarma Genel Komutanlığı'nca, 2012 yılında 3.760 narkotik ve psikotrop madde kaçakçılığı suç olayına müdahale edilmiş, bu olaylarda 5.770 şüpheli yakalanmıştır. 2013 yılının ilk dokuz aylık döneminde ise 3.280 narkotik ve psikotrop madde kaçakçılığı suç olayına müdahale edilmiş, bu olaylarda 5.020 şüpheli yakalanmıştır.
Mali Suçlarla Mücadele
Yolsuzluk suçları, vergi kaçakçılığı, parada sahtecilik, belgede sahtecilik, tefecilik suçları ve nitelikli dolandırıcılık suçlarıyla mücadele kapsamında 2012 yılında 13.258 operasyonda 30.315 şahıs hakkında işlem yapılırken, 2013 yılının ilk dokuz ayında ise 7.617 operasyonda 19.482 şahıs hakkında işlem yapılmıştır.
Yolsuzluk suçları ile etkin mücadele sergileme yalnızca şüphelileri yakalamakla değil bu suçların ekonomik boyutunu da göz önünde bulundurmak ve suçun işlenmesi ile ortaya çıkacak kamu zararının önüne geçmek suretiyle mümkün olacaktır.
Yolsuzluk suçlarının ekonomik etkileri ve kamu zararına sebep olması operasyonların oldukça önemli olduğu gerçeğini açık şekilde ortaya çıkartmıştır.
Suç Gelirleriyle Mücadele
Örgütlü suçlarla daha etkili suç mücadelesi yapılması amacıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığına bağlı olarak 'Suç Gelirleriyle Mücadele Şube Müdürlüğü' kurulmuş ve 28.01.2013 tarihi itibari ile faaliyete geçmiştir.
Örgütlü suç soruşturmaları kapsamında; 2012 yılında 2.196 olayda yaklaşık 83.619.815 TL değerinde para ve şirket hissesine, 2.377 adet araca ve 507 adet gayrimenkule el koyma işlemi uygulanmıştır.
İnsan sağlığını direkt tehdit eden, vergi kaybına sebep olan, haksız kazanç elde eden suç örgütleri ile Emniyet Teşkilatı etkin mücadele etmektedir.
Bu çerçevede Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Birimleri tarafından 2013 yılı içerisinde fikri mülkiyet suçları kapsamında yapılan 4.345 operasyonda, 4.700 kişiye işlem yapılmış, 7.371.202 adet korsan veya taklit ürün ele geçirilmiştir.
Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele
Ülkemizi ekonomik ve sosyal olarak olumsuz etkileyen kaçakçılık; çok boyutlu, çok aktörlü, değişken yapılı bir süreçtir.
Kaçakçılık suçları niteliği itibariyle, doğrudan sınır ihlali yapılmak suretiyle ya da temel gümrük işlemlerine aykırı hareket edilerek gerçekleştirilmektedir.
Bu noktada; kaçakçılığa konu edilen eşya ve ürünlere ülkeye giriş aşamasında müdahale edilmesi, kaçakçılıkla mücadelenin etkili olarak yürütülmesi açısından önemli bir zorunluluktur.
İşleniş yöntemleri ve çeşitliliği ile ülkelerin ticari faaliyetlerini ve ekonomik gelişimini olumsuz yönde etkileyen kaçakçılık suçları ile mücadele çerçevesinde, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak önemli operasyonlar gerçekleştirilmiştir.
2012 yılında, 22.466 operasyonda 38.788 şüpheli hakkında işlem yapılırken; 2013 yılının ilk dokuz ayında, 20.864 operasyonda 35.030 şüpheli şahıs hakkında yasal işlem yapılmıştır.
Kaçakçılıkla mücadele, kolluk birimlerinin yanı sıra, diğer kurum ve kuruluşları da ilgilendirmektedir. Kaçakçılıkla mücadelede etkinlik ve verimliliğin arttırılması açısından, kolluk birimleri ve ilgili diğer birimler arasında iyi işleyen işbirliği, iletişim ve eşgüdüm önem taşımaktadır.
Bu kapsamda, Bakanlığımız ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı arasında, kaçakçılıkla mücadelede etkinlik ve verimliliği artırmak amacıyla, 'Kaçakçılıkla Mücadele Alanında İşbirliği Protokolü' imzalanmış ve başarı ile uygulanmaktadır.
Kaçakçılıkla mücadele, terörle mücadelenin de ayrılmaz bir parçasıdır. Başta bölücü terör örgütü olmak üzere, onunla bağlantılı suç örgütlerinin önemli gelir kaynaklarını, kaçakçılıktan elde edilen gelir teşkil etmektedir.
Geçtiğimiz aylarda, Diyarbakır'da hint keneviri yetiştiren ve elde ettiği uyuşturucudan milyonlarca dolar kazanan bölücü terör örgütüne düzenlenen operasyonlarla büyük darbe vurulmuştur.
Son yıllarda artış gösteren ve örgütlü bir şekilde işlenmeye başlayan, sebep olduğu vergi kaybı ve toplum sağlığına zararı nedenleriyle doğrudan ve dolaylı olarak ülke ekonomisine büyük zarar veren sigara kaçakçılığıyla mücadele de başarılı bir şekilde devam etmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğünce, 2012 yılında yakalanan yaklaşık 99 milyon paket kaçak sigaranın yaklaşık piyasa değeri 594 milyon TL, 2013 yılının ilk dokuz ayında ele geçirilen 80 milyon paket kaçak sigarının yaklaşık piyasa değeri ise 479 milyon TL'dir.
Jandarma sorumluluk bölgesinde, 2012 yılında toplam 6.819 sigara kaçakçılığı olayına müdahale edilmiş, bu olaylarda 7.869 şüpheli yakalanmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından son 4 yılda toplam 22 olayda, 3.179.965 paket kaçak sigara, 8 milyon adet sigara kağıdı, 4.802 adet elektronik sigara ele geçirilmiş ve 49 şahıs yakalanmıştır.
Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında;
Emniyet Genel Müdürlüğünce, 2012 yılında yakalanan yaklaşık 16 milyon litre kaçak akaryakıtın yaklaşık piyasa değeri 72 milyon TL, 2013 yılının ilk dokuz ayında ele geçirilen 12 milyon litre kaçak akaryakıtın yaklaşık piyasa değeri ise 53 milyon TL'dir.
Jandarma Genel Komutanlığınca, 2012 yılında toplam 2.292 olayda 2.488 şahıs hakkında işlem yapılarak 9.187.000 litre, 2013 yılının ilk dokuz ayında ise, 1.261 olayda 1.394 şahıs hakkında işlem yapılarak 7.235.695 litre kaçak akaryakıt ele geçirilmiştir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından, 2013 yılının ilk dokuz aylık döneminde, 1.942 denetim gerçekleştirilmiş olup, 15 olayda 1.710.107 litre kaçak akaryakıt ele geçirilmiştir.
Emtia kaçakçılığı ile mücadele kapsamında;
Emniyet Genel Müdürlüğünce, 2012 yılında meydana gelen 2.050 olayda yakalanan toplam kaçak emtianın yaklaşık piyasa değeri 166 milyon TL, 2013 yılının ilk dokuz ayında meydana gelen 2.769 olayda ise yakalanan toplam kaçak emtianın yaklaşık piyasa değeri 133 milyon TL'dir.
Ülkemizin kültürel mirasının korunmasına yönelik olarak Kültür ve Tabiat Varlıkları Kaçakçılığı suç örgütlerine karşı yürütülen çalışmalar da başarılı bir şekilde devam etmektedir. Ülkemizden yurtdışına kaçırılan eserlerin iadesi konusunda ise ilgili kurumlarla işbirliği içeresinde yürütülen çalışmalar çerçevesinde 2005 yılında Uşak müzesinden çalınarak kaçırılan 'Kanatlı Denizatı Broşu' ve Şanlıurfa ilimizden kaçırılan 'Orpheus Mozağinin' ülkemize iadesi sağlanmış olup, halen yurtdışına kaçırılan eserlerimizin iade çalışmaları kararlılıkla sürdürülmektedir.
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
Son yıllarda önemi gittikçe artan göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları ile mücadelede, uluslararası alanda faaliyet gösteren suç organizasyonlarının irtibatları ortaya çıkarılarak uluslararası operasyonel çalışmalara ağırlık verilmektedir.
Bu kapsamda, 2013 yılının ilk 9 ayında Almanya, Avusturya, Bulgaristan, İtalya, Yunanistan, Romanya ve Macaristan makamları ile gerçekleştirilen işbirliği neticesinde; 7'si Avrupa ülkelerinde olmak üzere 73 organizatör ve 22'si Avrupa ülkelerinde olmak üzere 583 yasadışı göçmen yakalanmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; 2013 yılının ilk dokuz ayında göçmen kaçakçılığı suç örgütlerine yönelik gerçekleştirilen 232 operasyonda, 663 organizatör şahıs ile birlikte 2.290 göçmen, insan ticareti suç örgütlerine yönelik gerçekleştirilen 12 operasyonda ise 82 tacir yakalanmış ve 109 insan ticareti mağduru kurtarılmıştır.
Jandarma Genel Komutanlığı'nca, 2013 yılının ilk dokuz ayında, 3.978 yasa dışı göç ve 7 insan ticareti olayında, toplam 30.525 yasa dışı göçmen, 339 organizatör ile 8 insan taciri yakalanmıştır.
Yasa Dışı Göç
Ülkemiz, Avrupa göç yolları üzerinde jeo-politik açıdan son derece hassas bir konumda ve aynı zamanda her geçen gün bir yenisi eklenen iç karışıklıklar ve siyasi çalkantıların yaşandığı bir bölgenin merkezi konumunda bulunmaktadır.
Bu hassas konumu sebebiyle yasa dışı transit göç hareketlerine daha fazla maruz kalmaktadır. Ayrıca Ülkemiz artan refah seviyesi nedeniyle hedef ülke olarak da yasadışı göç hareketlerinden etkilenmektedir.
Ülkemiz, yasa dışı göçe karşı ulusal düzeyde etkin tedbirler alarak bu konudaki kesin tavrını ortaya koymuştur.
Yasa dışı göç ile mücadele kapsamında, 2012 yılı sonunda 47.510 yasadışı göçmen yakalanmıştır.
Jandarma Genel Komutanlığı'nca, 2012 yılında, 4.037 yasadışı göç olayında, toplam 26.053 yasadışı göçmen ile 386 organizatör, 8 insan ticareti olayında ise 13 insan taciri yakalanmış, 8 insan ticareti mağduru ise kurtarılmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından, 2013 yılı ilk dokuz ayında toplam 232 yasa dışı göç olayında 6.885 yasadışı göçmen yakalanmış, 6.857 yasadışı göçmen denizden sağ olarak kurtarılmış ve 80 organizatör/mürettebat yakalanmıştır.
Yasa dışı göçle mücadelede, önemli unsurlardan biri de, yasa dışı göçü organize eden örgütlerin çökertilmesidir.
Bu kapsamda, kolluk birimlerimizce yürütülen çalışmalar sonucunda, 2012 yılında, göçmen kaçakçılığına karıştığı belirlenen 505 şahıs hakkında adli işlem yapılmıştır.
Yasa dışı göçün önlenmesi amacıyla 22.05.2012 tarihinde hudut kapılarımızda 'Seyahat Belgesi İnceleme ve Risk Analizi Büroları' kurularak ilk etapta İstanbul Atatürk Havalimanında konularında uzman 10 personel bu iş için yeni kurulan büroda istihdam edilmiştir.
Yine bu kapsamda bahsi geçen bürolarda; gerçeklikleri hakkında şüpheye düşülen belgeler ile ilgili resmi rapor düzenleyebilecek 15 personele Kasım 2013 ayı içerisinde Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı ile Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlınca ortaklaşa Seyahat Belgesi Sahteciliği Uzmanlık ve bu uzmanlara yönelik Eğiticilerin Eğitimi Kursu düzenlenmesi planlanmaktadır.
Yine Ülkemizin göç yönetimi alanında yapmış olduğu çalışmaları desteklemek amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) işbirliğiyle 'Sahada Çalışan Personelin Sahte Seyahat Dokümanlarının ve Oturma Belgelerinin Tespiti Alanında Kapasitelerini Artırmak Vasıtasıyla Yasadışı Göç ile Mücadele' isimli proje kapsamında, katılımcı ve eğitici personelin ikamet ve seyahat giderlerinin Uluslararası Göç Örgütü tarafından proje bütçesinden karşılanmak üzere; 2013 yılı içerisinde hudut kapılarında çalışan toplam 123 kişiye sahtecilik eğitimi verilmiştir.
Sınır kapılarımızda Seyahat Belgesi Sahteciliğinden işlem yapılanların sayısı; 2011 yılında 634, 2012 yılında 3.636 ve 2013 yılında 4.091 kişidir.
Siber Suçlarla Mücadele
Bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, yaşamımızın her alanında getirdiği kolaylıkların yanında, suç işleyen kişiler için yeni suç yöntemleri üretmede de kolaylık sağlamaktadır.
Bilişim yolu ile işlenen asayiş suçlarının önlenmesi ve diğer suçların soruşturulması ve aydınlatılmasında bilişim teknolojisinin önemi hepimizin malumudur.
Gelişen teknolojiyle birlikte her geçen gün artan ve yaygınlaşan bilişim suçları ile daha etkin mücadele edebilmek amacıyla, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı kurulmuştur.
Türkiye'de bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yapılan yatırımlar neticesinde 2000-2010 yılları arasında internet kullanımı %1.650 oranında büyük bir artış göstermiştir. 2011 yılı verilerine göre Türkiye 35 milyon kullanıcısı ile internet kullanımında Avrupa'da 6. sırada yer almaktadır. TÜİK verilerine göre ise 2012 Nisan ayında nüfusumuzun % 47,2'si eğlenceden alış verişe kadar birçok ihtiyacı için evinden internete erişmektedir. 2012 yılındaki e-ticaret hacmimiz yaklaşık 42 milyar TL'ye ulaşmıştır. Hiç kuşkusuz bu artışların en önemli sebebi Hükümetimizin gerçekleştirdiği reformlar ile ülkemizdeki refah seviyesinin artması ve Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşüm sürecidir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hayatımıza kattığı sayısız güzellikler yanında vatandaşlarımızdan başlayarak bu sistemleri kullanan tüm kamu ve özel kurumlarımız için büyük risk ve tehditleri de beraberinde getirmektedir. Bu teknolojilerin ortaya koyduğu, kendisi sanal, sonuçları gerçek siber dünyada failleri ve mağdurları her geçen gün artan suçlar yanında, siber risk ve tehditler ile mücadelede hükümetimiz önemli bir çok adım atmıştır.
Bunların en yenisi Siber Güvenlik Kurulu'nun kurulması ve dünyada çok az sayıda ülkenin sahip olduğu Ulusal Siber Güvenlik Stratejisinin yayınlanmasıdır.
Teknoloji odaklı suçla mücadele için hükümetimiz bilgi çağının gereği olarak Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, merkezde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığını ve illerde de Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerini kurmuştur.
2002 yılından bu yana siber suçlarla mücadele kapasitesini artıran hükümetimiz, kolluğun suç önleme ve soruşturması için ihtiyaç duyduğu teknoloji, eğitim ve modernizasyon alanlarında, geçtiğimiz yıl 19 milyon TL'nin üzerinde yatırım yapmıştır.
Sadece 2012 yılı içerisinde dijital delillere ilk müdahale, veri kurtarma, veri inceleme ve suç soruşturma eğitimlerini tamamladığımız emniyet personeli sayımız 350'dir.
Kapasitesini artırdığımız siber suçlarla mücadele birimlerimiz, işbirliği yürüttükleri uluslararası kuruluşlar nezdinde de hatırı sayılır bir konuma erişmişlerdir. Takdir gören uzmanlıkları vesilesiyle artık farklı ülke polis teşkilatlarına da eğitim programları düzenleyebilen bir birim haline gelmiştir.
Hükümet olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da siber suçlar alanındaki kararlı mücadelemiz devam edecektir.
Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Siber Suçlarla Mücadele Eğitim ve Araştırma Akademisi koordinesinde ülke genelinde siber suç ve işleniş yöntemlerine karşı bilinçlenmenin artırılmasını sağlamak amacıyla 'İnternet Güvenliği' , 'Güvenli İnternet Kullanımı' ve 'Siber Suçlar' alanında aralarında banka görevlileri, iş adamları, öğrenci ve öğretmenlerin bulunduğu 160.303 katılımcıya seminer verilmiştir.
Ayrıca; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığımızca, Uluslararası Eğitim kapsamında yabancı ülke polislerinin talepleri doğrultusunda, Tunus ve Kıbrıs Polis Teşkilatına yönelik Siber Suçlarla Mücadele alanında eğitimler verilmiş, Zambiya, Makedonya, Bosna Hersek, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tunus, Arnavutluk ve Pakistan'a yönelik eğitim verilmesi de planlanmaktadır.
Siber suçları ile mücadele kapsamında, 2011 yılında 3.992 operasyonda 4.366 şüpheli şahıs; 2012 yılında 7.976 operasyonda 7.282 şüpheli şahıs; 2013 yılının ilk dokuz ayında ise, 12263 operasyonda 8.299 şüpheli şahıs hakkında yasal işlem başlatılmıştır.
Jandarma Genel Komutanlığı'nca, 2012 yılında 230 siber suç olayına müdahale edilmiş, bu olaylarda 182 şüpheli yakalanmıştır.
Sonuç olarak, Hükümetimizin en başarılı olduğu alanlardan birisinin, devlet ve vatandaş arasındaki güven bağını zedeleyen organize suç örgütleri, çeteler ve her türlü kaçakçılık suçları ile mücadele olduğunu vurgulamak istiyorum.
Bu başarı, Hükümetimizin, Bakanlığımızın, mülki amirlerimizin ve gece gündüz demeden fedakârca çalışan güvenlik güçlerimizin ortak başarısıdır.
Bu vesileyle, bu başarıda emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.
Uluslararası Polis Faaliyetleri
Son yıllarda adli makamlarımızca aranan terör suçlularından 44 şahsın ülkemize iadeleri sağlanmıştır.
Terör suçlarından dolayı aranan 811 şahıs ülkemize iadeleri amacıyla uluslararası düzeyde arattırılmaktadır.
Ayrıca, 2013 yılı içerisinde terörle mücadele kapsamında yürütülen yoğun çalışmalarda, ülkemiz adli makamlarınca aranan ve daha önce herhangi bir uluslararası aramaya konu olmamış 108 şahıs, yapılan tahkikat neticesinde tespit edilmiş ve bu şahısların uluslararası düzeyde arattırılmaları için gerekli girişimler başlatılmıştır.
Tüm bu çalışmalar neticesinde, Ekim ayı sonu itibariyle toplam 1.577 şahıs işlemiş oldukları çeşitli suçlardan ülkemize iadeleri amacıyla uluslararası düzeyde arattırılmaktadırlar.
Bununla birlikte, 2012 yılı içerisinde 81 şahsın ülkemize iadesi, 30 şahsın ülkemize transferi, ülkemizden diğer ülkelere ise 6 şahsın iadesi ve 5 şahsın transferi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca 11 Ekim 2013 tarihi itibarıyla 68 şahsın ülkemize iadesi, 21 şahsın ülkemize transferi, ülkemizden diğer ülkelere ise 3 şahsın iadesi ve 2 şahsın transferi gerçekleştirilmiştir.
Terörle Mücadele
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Ülkemiz, yıllardan beri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine kasteden iç ve dış destekli terör örgütleriyle mücadele etmektedir.
Hükümet olarak, milli birlik ve beraberliğimizi, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, devletimizin bekasını ve üniter yapımızın korunmasını en büyük öncelik olarak görüyoruz.
Ülkemizin geleceğini teminat altına almak ve bu terör belasıyla daha uzun yıllar uğraşmak istemiyorsak, bu sorunu mutlaka çözmek durumundayız. Bunun için de bu sorunu siyasete alet etmeden milli bir mesele olarak ele alıp, hep birlikte sorumluluk almalı ve taşın altına elimizi koymalıyız.
Terörle mücadelenin kolay olmadığını, her alanda çok boyutlu, kapsamlı ve topyekün bir mücadele gerektiğini tecrübelerimizden biliyoruz.
Bu nedenle, Hükümetimiz terörle mücadelede bütün imkânları seferber etmekte; vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, ülkemizin birlik ve beraberliğini güçlendirmek için her türlü tedbiri almaktadır.
Operasyonel faaliyetlerle birlikte, gençlerimizin terör örgütlerinden korunması, terör örgütlerinin eleman temini faaliyetlerinin önlenmesi, terörü besleyen kaynakların kurutulması ve sebeplerin ortadan kaldırılması amacı ile vatandaşlarımızı bilgilendirme ve bilinçlendirmeye yönelik çalışmalara da ağırlık verilmektedir.
Aynı zamanda, istihbari ve operasyonel çalışmalarla elde ettiğimiz bilgiler ışığında bölücü, sol ve dini istismar eden terör örgütleriyle mücadelemiz etkin bir şekilde devam etmektedir.
Bunun yanı sıra son dönemde eylem ve etkinlikleri ile tekrar gündeme gelen sol terör örgütleri ile mücadele kapsamında yapılan başarılı operasyonlar neticesinde pek çok örgüt mensubu yakalanarak vatandaşlarımızın huzur ve güven ortamı tesis edilmektedir.
Diğer taraftan, uzun yıllardır devam eden terörist faaliyetlerden bıkmış olan halkımız, çözüm süreciyle birlikte sağlanan sükûnet ortamıyla büyük oranda rahatlamış ve kendini daha rahat ifade etmeye başlamış olup, normalleşme ortamının kazanımları görüldükçe geriye dönüş karşısında bir toplumsal direnç gelişmektedir.
İçişleri Bakanlığı olarak, önümüzdeki süreçte de, vatandaşlarımızın huzurunu, ülkemizdeki güvenlik ortamını bozma amacı taşıyan, başta terör olmak üzere her türlü olumsuzlukla mücadelemiz kararlılıkla sürdürülecektir.
Bu mücadeleyi büyük bir fedakârlık ve azim içerisinde sürdüren güvenlik birimlerimize, bu vesileyle, bir kez daha içtenlikle teşekkür ediyor, şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi de minnetle anıyorum.
Terörle Mücadelede Ekonomik ve Sosyal Tedbirler
Terörle mücadelenin önemli bir yönünü de alınan ekonomik ve sosyal tedbirler oluşturmaktadır.
AK PARTİ iktidarı olarak, konunun bu yönüne de büyük önem veriyoruz ve gereklerini yerine getirmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz.
Bölgelerimiz arasındaki ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme farklılıklarını ortadan kaldıracak, geri kalmışlığın getirdiği işsizlik ve göç gibi sorunları çözmeye yönelik projeler yürütüyoruz.
Bu kapsamda, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Konya Ovası Projesi (KOP) gibi büyük projelerle, ülkemizin top yekün kalkınması için, ekonomiden sosyal hayata, eğitimden sağlığa, altyapıdan enerjiye her alandaki yatırımlara ağırlık veriyoruz.
Terör zararlarını karşılayacak hukuki altyapıyı oluşturarak, terör nedeniyle yerinden olmuş kişilerin istekleri halinde dönüşlerini kolaylaştıracak destek mekanizması kurulmuştur.
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma kapsamında, eğitim, sağlık ve diğer alanlarda sosyal destek faaliyetleri ile eğitim ve sağlık altyapısı geliştirilmiştir.
Ekonomik gelişmenin teşvik edilmesine ve istihdamın artırılmasına yönelik önemli tedbirler alınmıştır.
Halkımıza birinci elden hizmet götüren belediyelerimiz ve il özel idarelerimiz, başta gelir kaynakları olmak üzere, her konuda siyasi parti ayrımı yapılmaksızın desteklenmiştir.
Bütün bu çalışmalar, sağduyu sahibi vatandaşlarımız tarafından görülmekte ve takdir edilmektedir.
Bu tedbirler arasında, Bakanlığımızca yürütülen birkaç konuda sizleri kısaca bilgilendirmek istiyorum.
Vatandaşların Terörden Doğan Zararlarının Karşılanması
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde, terör ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören vatandaşlarımızın zararları karşılanmaktadır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 10 Ekim 2013 tarihine kadar Zarar Tespit Komisyonlarına, toplam 364.165 başvuru yapılmış, bu başvuruların 330.234 adedi sonuçlandırılmıştır.
Bugüne kadar, zarar gören vatandaşlarımıza toplam 3.098.774.389 TL ödenmiştir.
2013 yılı bütçesinden tahsis edilen 398.828.000 TL ödeneğin, 203.479.470 TL'si 10 Ekim 2013 itibariyle kullanılmış, kalan 195.348.530 TL ödenekle, terör zararlarıyla ilgili karar verilen dosyalar için ödeme yapılmaya devam edilecektir.
2014 yılı için ise 50.000.000 TL ödenek öngörülmektedir.
Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi (KDRP)
Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi ile,
Ø Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde, terör ve güvenlik kaygılarıyla yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalan vatandaşlarımızdan gönüllü olarak geri dönmek isteyenlerin geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasını,
Ø Geri dönülen yerlerde gerekli sosyal ve ekonomik alt yapının tesisi ile sürdürülebilir yaşam koşullarının oluşturulmasını,
Ø Geri dönmek istemeyenlerin ise, mevcut yaşadıkları yerlerde şehir hayatına uyumlarının sağlanmasını, ekonomik ve sosyal durumlarının iyileştirilmesi amaçlamaktadır.
Bu kapsamda, 2013 yılında Valiliklerce teklif edilen 74 yeni proje, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarından devam eden 4 proje ve 4 cari proje ile birlikte toplam 82 projenin desteklenmesi uygun görülerek, 25.000.000 TL ödenek Valiliklerimize aktarılmıştır.
Proje çerçevesinde, 1999-2013 yılları arasında Bakanlığımız bütçesinden KDRP kapsamındaki illere toplam 171.015.000 TL ödenek aktarılmıştır.
2014 yılı Bütçesi için ise 19.000.000 TL ödenek öngörülmektedir.
Şehit Aileleri ve Gazilerle İlgili Yapılan Çalışmalar
Bakanlık olarak, şehit ailelerimiz ve gazilerimizin her türlü sorunları ile yakından ilgileniyoruz.
Konunun önemine binaen, Bakanlığımız İller İdaresi Genel Müdürlüğü'nce, harp ve vazife malûlleri, gaziler ve şehitlerimizin dul ve yetimleri ile bunların kurdukları sivil toplum örgütlerinin talepleri ve karşılaştıkları sorunlara ilişkin müracaatları, ilgili mercilere yönlendirilerek bunların takibi yapılmaktadır.
Şehit yakınları, gaziler ve sivil toplum örgütlerinin sorunlarıyla yakından ilgilenmek üzere İllerimizde Şehit ve Gazi İşlemleri Şube Müdürlükleri kurulmuş olup Şube Müdürlüklerine atamalar yapılmıştır.
Köy korucuları dâhil, Bakanlığımız mensuplarından, terörle mücadelede şehit olanların yakınları ile yaralananlara tazminat ödenmektedir.
Öte yandan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki kamu görevlileri, er-erbaş, geçici köy korucuları ve gönüllü köy korucularından terör eylemleri nedeni ve etkisiyle şehit olanların yakınları ile gazilerimize, çalışamayacak durumda olan gazilerimizin ise yakınlarına verilmiş olan kamuda iş hakkının kapsamı 6353 sayılı Kanunla genişletilerek, 2'ye çıkarılmıştır.
12.07.2013 tarih ve 6495 sayılı Kanunla da, iş hakkından yararlanacaklar arasına, görev şehidi ve gazileri, terör nedeniyle hayatını kaybeden veya malul olan sivil vatandaşlarımız ile görevleri nedeniyle hayatını kaybeden veya malul olan sivil memurlar da alınmış ve bugüne kadar 15.606 hak sahibi, Bakanlığımız koordinasyonunda kamu kuruluşlarında istihdam edilmiştir.
2330 ve 3713 sayılı Kanunlar kapsamında, şehit ailelerine ve gazilerimize bağlanan aylıklarda da artış sağlanmıştır.
2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereği, 2012 yılında 1.877.456,55 TL 2013 yılı Ekim ayı sonu itibariyle ise 1.990.884 TL nakdi tazminat ödemesi yapılmıştır.
Trafik Güvenliği
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Her yıl meydana gelen trafik kazalarında birçok insanımız hayatını kaybetmekte, yaralanmakta veya sakat kalmaktadır. Bu da gösteriyor ki; trafik güvenliğinin sağlanması, en önemli sorunlarımızdan birisidir.
Trafik kazalarındaki kayıplarımızı asgariye indirmek ve kademeli olarak ortadan kaldırmak amacıyla, 2011-2020 yılları arasında trafik kazalarında meydana gelen ölümleri % 50 azaltmayı hedefleyen 'Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı' 31.07.2012 tarihinde Başbakanlık Genelgesi ile yürürlüğe girmiştir.
Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında; Trafik Güvenliği Platformu kurulmuş ve 3 Nisan 2013 tarihinde yapılan törenle Sayın Başbakanımız tarafından açılışı yapılmıştır.
Bu doğrultuda; ülke genelinde trafik güvenliği alanında faaliyet gösteren tüm oluşumların çatısı olması planlanan Trafik Güvenliği Platformu ile başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere sivil toplum örgütleri, üniversiteler, iş dünyası ve medya ile birlikte toplumu oluşturan her kesimden kurum ve kişilerin destekleri beklenmektedir.
Yapılan araştırmalarda, kazalarda meydana gelen ölümlerin;
Ø Emniyet kemeri kullanılması durumunda % 50,
Ø Hız limitlerine uyulması halinde ise % 35-40 oranında azaldığı tespit edilmiştir.
Bu sebeple, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu 4. toplantısında 2013 ve 2014 yılları 'Emniyet Kemeri ve Hız Kontrol Yılları' olarak belirlenmiştir.
Karayolu ulaşımını daha verimli ve etkili kullanmak, trafik denetimlerinde teknolojiden faydalanılarak trafik güvenliğini sağlamak, trafik yoğunluğunu etkin bir şekilde yönetmek amacıyla belediyeler tarafından il/ilçe emniyet müdürlükleri ile koordineli olarak kurulumu yapılacak Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES)'nin ülkemiz trafik ve ulaşım sorununu büyük oranda çözebileceği değerlendirilmektedir.
Bakanlığımıza bağlı trafik kuruluşlarımız başta olmak üzere ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarımız ile sivil toplum kuruluşları ve medyamız son yıllarda etkin, planlı, programlı ve hedefe yönelik faaliyetler yürütülmektedir. Bu kapsamda; sürücüler, trafik kuralları ve güvenliği konusunda bilgilendirilmekte olup, güvenli bir trafik ortamı sağlanarak, trafik kazaları ve sonucundaki ölüm, yaralanma ve maddi kayıpları azaltmaya yönelik gayretler kamuoyunda takdirle karşılanmaktadır.
Araç ve sürücü sayısında meydana gelen artışlara rağmen karayollarımızda altyapının iyileştirilmesi, duble yolların hizmete girmesi ve teknoloji destekli etkin denetimin yaygınlaştırılmasıyla birlikte, 2012 yılında, 2007 yılına göre ölümlü kaza sayısında % 22.4, ölüm sayısında % 25.1 azalma olmuştur. 2013 yılının ilk sekiz ayında, 2007 yılının ilk sekiz ayına göre; ölümlü kaza sayısında % 24.2, ölüm sayısında ise % 27.1 azalma olmuştur.
Jandarma sorumluluk alanında ise trafik hizmetleri 1.089 Jandarma Trafik Timi tarafından yerine getirilmektedir. 2012 yılı ilk 8 ayına göre, 2013 yılının ilk 8 ayında Trafik Timleri tarafından müdahale edilen trafik kazalarında % 1,8, yaralı sayısında % 5, ölüm sayısında ise % 7 artış meydana gelmiştir.
Yeni Karayolları Trafik Kanunu Çalışmaları
6487 ve 6495 sayılı Kanunlar ile alkol ve uyuşturucu etkisinde araç kullanımından kaynaklanan trafik kazalarını önlemek amacıyla yaptırımlar ağırlaştırılmıştır. İlk defa sürücü belgesi alanlar için aday sürücülük uygulaması getirilmiştir. Ülkemiz sürücü belgeleri sınıflarının, bu sınıfların sürmeye yetkili olduğu araçlar ile sürücü belgelerinin şekil ve içerik olarak Avrupa Birliği mevzuatına ve taraf olduğumuz 1968 tarihli Karayolu Trafiği Konvansiyonuna uyumlaştırılması amacıyla düzenleme yapılmıştır.
Kanunda yapılan değişiklik sonrasında, aday sürücülük şartları ile mevcut sürücü belgelerinin yeni tip sürücü belgeleri ile değiştirilmesi, sürücü sertifikalarının sürücü belgesine dönüştürülmesinin merkezi sistemle yapılarak ilgililerine posta yoluyla teslim edilmesini sağlayacak gerekli çalışmalar devam etmektedir.
Ayrıca, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN başkanlığında 30/5/2012 tarihinde toplanan Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulunda alınan kararlar ve Başbakanlıkça yayımlanan Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı'nda (Genelge No: 2012/16) yer alan hususlar doğrultusunda Karayolları Trafik Kanunu'nda düzenleme yapılması gerekmektedir.
Bu kapsamda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı hazırlanmış ve kurum görüşlerine gönderilmiştir.
Trafik Hizmetleri Alanındaki e-Devlet Hizmetleri
Araç tescil ve sürücü belgesi düzenleme sistemimizin, Avrupa Birliği ve e-Devlet normlarına uygun, güvenilir bir yapıya kavuşturulması ve bu işlemlerin elektronik ortamda on-line olarak yapılması, tescil belgesi ve sürücü belgelerinin ilgililerin adreslerine gönderilmesi amacıyla 'Araç Tescil ve Sürücü Belgesi İşlemlerinin Elektronik Ortamda Online Olarak Yapılması Projesi' başlatılmıştır.
Bu kapsamda; Emniyet Genel Müdürlüğü Pol-Net sistemi aracılığıyla; Maliye Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğümüz, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği ve Türkiye Noterler Birliği'nin bilgisayar veri tabanlarının güvenli bir şekilde on-line olarak birbirleriyle irtibatlandırılması sağlanmıştır.
Noterde satış işlemi tamamlanan aracın tescil belgesi, vatandaşlarımızın talebine bağlı olarak PTT yoluyla ikamet adreslerine gönderilebildiği gibi, talebi halinde en yakın trafik tescil kuruluşundan elden de teslim alınabilmektedir.
Araç satış, devir ve tescil işlemleri, önceden ortalama 3 iş günü içerisinde tamamlanırken, bu yeni uygulamayla en fazla 5 dakikada sonuçlandırılmaktadır.
Bu sayede, eskiden aylık ortalama 142.000 araç satışı ve tescili yapılırken, yeni uygulama ile % 180 artışla aylık ortalama 397.000 aracın satışı ve tescili yapılmaya başlanmıştır.
Ayrıca, yetkili bayiler tarafından satılan otomobil cinsi sıfır araçların tescil işlemleri, gerekli bilgilerin ilgili birimlerden elektronik ortamda temin edilmesi suretiyle, araç sahiplerinden hiçbir belge istenilmeden elektronik ortamda gerçekleştirilmektedir.
Otomobil cinsi araçların tescili 23.09.2013 tarihi itibarıyla zorunlu olarak Türkiye genelinde ASBİS Projesi üzerinden yapılmaya başlanılmış olup, 11 Kasım 2013 tarihi itibariyle sistem üzerinden 264.316 adet otomobilin tescili yapılmıştır.
2014 yılı Ocak ayı itibarıyla kamyonet cinsi araçların tescil işlemleri de sistem üzerinden yapılmaya başlanacaktır.
Okunabilir e-Pasaportlar
Yeni e-pasaportlar uluslararası düzeyde gerekli görülen asgari güvenlik özelliklerinin tamamına sahiptir. İşlemler tamamen güvenli bilgisayar ağı üzerinden gerçekleştirilerek pasaportlar posta yoluyla sahiplerine çok kısa sürede ulaştırılmaktadır. Acil durumlarda aynı gün içerisinde e-pasaportların teslimi de mümkündür. Bu uygulama ile uluslararası standartların üzerine çıkılmıştır.
Yeni tip, makinede okunabilir, çipli pasaportların yürürlüğe girdiği Haziran 2010 tarihinden günümüze kadar 8 milyon 972 bin 355 pasaport tanzim edilerek hamillerine ulaştırılmıştır.
Eski tip pasaportların temdit (süre uzatımı) işlemlerine 31.01.2011 tarihinden itibaren son verilmiştir. Ancak 24 Kasım 2015 tarihine kadar geçerliliği bulunan eski tip pasaport hamilleri bu pasaportlarını anılan süreye kadar kullanabileceklerdir.
Vatandaşlarımızın kendilerine en yakın yerden hizmete daha kolay ulaşabilmesi için 260 ilçede yeni pasaport birimi oluşturulmuştur.
Bugün itibariyle yurt genelinde 81 il ve 370 ilçe olmak üzere toplam 451 pasaport müracaat birimi faaliyettedir. Gerekli alt yapı ve hazırlıklar tamamlanarak diğer ilçelerimizde de Pasaport Birimi kurulmasına devam edilecektir.
Ayrıca güvenli belge üretiminde standardizasyonun, Avrupa Birliği Müktesebatına uyum sağlanması, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılması amacıyla Trafik belgeleri (Araç Tescil Belgesi, Sürücü Belgesi, Motorlu Araç Trafik Belgesi) ve özel güvenlik teşkilatı kimlik kartlarının tek merkezden ID-1 formatında yüksek güvenlik özellikleriyle tanzimi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Pasaport ve Güvenli Belge Daire Başkanlığınca Kartların kişiselleştirilmesi için endüstriyel üretim makineleri tedarik edilerek Gölbaşı yerleşkesinde üretim için konuşlandırılmıştır.
Halen kullanımda olan 24.475.730 adet sürücü belgesi; 700.000 adet özel güvenlik personel kartı; 365.000 EGM personel kartının kişiselleştirilmesi kurulan bu sistem ile yapılacaktır.
YEREL YÖNETİMLERİN GÜÇLENDİRİLMESİ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
12/11/2012 tarihinde kabul edilen 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun getirdiği hükümler çerçevesinde, 2014 yılında yapılacak mahalli idare seçimleri sonrasında Türkiye'de 51 il özel idaresi, 1.394 belediye ve 18.252 köy bulunacaktır.
1.394 belediyenin 30'u büyükşehir belediyesi, 51'i il belediyesi, 519'u büyükşehir ilçe belediyesi, 400'ü ilçe belediyesi ve 394'ü belde belediyesi olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilan edildiği yıllarda, ülkemiz nüfusunun % 85'i köylerde, % 15'i şehirlerde yaşamaktaydı. Yapılacak mahalli idare seçimi ile birlikte ülkemizdeki nüfusun % 93'ü belediye sınırları içerisinde, % 7'si ise belediye sınırları dışında yaşayacaktır.
Zaman içinde ülkemizin sosyal, ekonomik, demografik ve kültürel yapısında köklü değişimler yaşanmıştır. Bütün bu değişimlere bağlı olarak, AK PARTİ iktidarı ile birlikte Türkiye'de kamu yönetimi alanında kapsamlı bir reform çalışması başlatılmıştır.
Bu reform çalışmalarının en önemli ayaklarından birisini de mahalli idarelerle ilgili olarak gerçekleştirilen yasal düzenlemeler oluşturmaktadır.
Yaptığımız bu çalışmalarla belediyeler ve il özel idarelerinin yetki alanları genişletilmiş, gelirleri artırılmış, vesayet denetiminin kapsamı asgariye indirilmiştir.
Mahalli idarelerle ilgili reform sürecinde 2005 yılından bugüne kadar;
Ø 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
Ø 5393 sayılı Belediye Kanunu,
Ø 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu,
Ø 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu,
Ø 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun,
Ø 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
Ø 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun,
Ø 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,
çıkarılarak yürürlüğe konmuştur.
Yeni yasal düzenlemelerde; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlüklerine önem verme, katılımcılık ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğinin ön plana çıkarılması; saydamlık, açıklık, hesap verme sorumluluğu, yerinden yönetim, yetki devri ve yerindelik prensipleri esas alınmıştır.
Yeni mevzuatla merkezi idarece yürütülen mahalli nitelikli kamusal hizmetlerin yerel yönetimlere devri sağlanmıştır.
Özetle, mahalli idareler alanında yapılan bu değişikliklerle, hem bu alanı düzenleyen temel mevzuat çağdaş esaslara göre yenilenmiş, hem de mahalli idare sistemimizin uluslararası normlara ve özellikle de 'Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı' na uyumu sağlanmıştır.
Yerel yönetimlerin kaynaklarının artırılması, Hükümetimiz tarafından sürekli bir hedef olarak görülmüş ve bu konuda çıkardığımız kanunlarla, yerel yönetimlerin mali kapasiteleri önemli oranda artırılmıştır.
Ayrıca, pay dağıtımında nüfus kriterine ilave olarak gelişmişlik endeksi, kırsal alan nüfusu ve illerin yüzölçümü gibi yeni kriterler getirilmek suretiyle, bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılması da sağlanmıştır.
Mahalli idarelerde personel istihdamı kolaylaştırılmış, nitelikli personel çalıştırılmasına imkân verilmiş ve etkili hizmet sunumunu esas alan bir teşkilat kurulması benimsenmiştir.
KÖYDES Projesi
Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve en önemli kırsal kalkınma projelerinden biri olan KÖYDES Projesi, kırsal kesimin yol ve içme suyu gibi en temel altyapı hizmetlerinin karşılanmasında çok önemli katkılar sağlamıştır.
Proje kapsamında 2005-2013 yılları arasında toplam 8 milyar 728 milyon TL ödenek gönderilmiştir. 2013 yılında ise 878 milyon TL ödenek tahsis edilmiş olup ödeneğin tamamı 79 ile ( Kocaeli ve İstanbul hariç) gönderilmiştir.
01.10.2013 tarihi itibariyle 2013 yılında muhtelif nitelikte toplam 4.840 km yol, 102 yeni içme suyu tesisi, 354 tesis geliştirme, 450 içme suyu tesisinin bakım ve onarımı yapılmıştır.
KÖYDES Projesi kapsamında 01.10.2013 tarihi itibariyle;
Köy yollarında;
Ø 102.761 km asfalt yol (45.113 km birinci kat asfalt, 57.648 km ikinci kat asfalt),
Ø 2.557 km beton yol,
Ø 75.761 km stabilize yol,
Ø 1.709 km ham yol,
Ø 5.299 km tesviye,
Ø 37.435 km onarım,
Ø 11.879.402 m² parke taşı yapılmıştır.
Sanat yapısı olarak;
Ø 35.336 adet menfez,
Ø 1.253 adet köprü tamamlanmıştır.
İçme sularında;
Ø İçme suyu bulunmayan 4.093 adet köy ve bağlısına şebekeli içme suyu tesisi yapılmış,
Ø İçme suyu yetersiz 44.378 köy ve bağlısının içme suyu tesisleri yenilenmiştir.
İçme suyu tesisi yapılan veya mevcut tesisleri iyileştirilen 48.471 köy ve bağlısında toplam 13.785.787 vatandaşımız yaşamaktadır.
Küçük Ölçekli Sulama sektöründe ;
Ø 13 adet Gölet yapımı,
Ø 34 adet Göletten Sulama Tesisi,
Ø 377 adet Yerüstü Sulama Tesisi,
Ø 59 adet Yeraltı Sulama Tesisi,
Ø 9 adet Hayvan İçmesuyu Göleti,
tamamlanarak 55.811 hektar alana hizmet götürülmüş ve 60.807 çiftçi ailesinin yararlanması sağlanmıştır.
NÜFUS VE VATANDAŞLIK HİZMETLERİ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Vatandaşımıza yönelik temel hizmetlerden birisi de nüfus ve vatandaşlık işlemleridir.
Bu alanda son yıllarda Bakanlığımızın yaptığı çalışmalarla; kamu hizmetlerinde önemli değişim ve dönüşüm gerçekleştirilmiştir. Bürokrasiyi azaltıcı tedbirler uygulamaya konulmuş ve iş süreçleri hızlandırılarak, vatandaş memnuniyeti artırılmıştır.
Bu kapsamda nüfus ve vatandaşlık hizmetleri alanında hayata geçirilen MERNİS, T.C. Kimlik Numarası, Kimlik Paylaşımı Sistemi, Adres Kayıt Sistemi ve Mekânsal Adres Kayıt Sistemi uygulamaları başarıyla yürütülmektedir.
MERNİS sayesinde nüfus kayıtlarının elektronik ortamda ve merkezi bir yapıda gerçekleştirilmesine ve tutulmasına imkân sağlanarak bugün her nüfus idaresi Türkiye nüfus idaresi, her nüfus memuru Türkiye nüfus memuru gibi çalışmaktadır. Diğer bir ifadeyle, nüfus hizmetleri vatandaşlarımıza kayıtlı oldukları ilçeye bakılmaksızın herhangi bir nüfus müdürlüğünden verilebilmektedir.
T.C. Kimlik Numarası uygulaması ile vatandaşlara sistem tarafından elektronik ve otomatik olarak atanan ve değiştirilemeyen bir numara verilerek; birden çok numara kullanılmasına son verilmiş böylece kurumlar arasında mükerrer işlem yapılmasının önüne geçilmiştir.
Anahtar tek bir numara aracılığı ile nüfus kayıtlarına ulaşılması, bunlar arasında bağ kurulması ve değişik kurum ve alanlardaki (vergi, sağlık, askerlik, sosyal güvenlik gibi) kişilerle ilgili kayıtlara kolayca erişilmesi sağlanmıştır.
Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS) kurularak elektronik ortamda ve merkezi bir yapıda tutulan nüfus kayıtları belirli esaslar çerçevesinde, güncel ve güvenli bir şekilde, 7 gün 24 saat süreyle elektronik olarak kurum ve kuruluşların paylaşımına açılmıştır.
Böylece, kurum ve kuruluşların ihtiyaç duydukları nüfus kayıt örneği ve yerleşim yeri adresi gibi bilgi ve belgeleri nüfus müdürlükleri ile yazışma yapmadan veya vatandaşlardan istemeden doğrudan ve anında KPS' den temin ederek hizmet vermeleri mümkün hale gelmiştir. Bugün itibariyle Kimlik Paylaşım Sistemi'ne bağlanarak, hizmet yürüten kurum ve kuruluş sayısı 2.687 olup, bu sayı her geçen gün artmaktadır.
Adres Kayıt Sistemi (AKS) ile adreslerin belli bir standarda kavuşturulması, adres bilgilerinin elektronik ortamda, merkezi bir yapı içerisinde güncel olarak tutulması sağlanmıştır. Sistemde; adres bileşenleri (İl, ilçe, köy veya mahalle, cadde, sokak isimleri, dış kapı ve iç kapı numarası gibi) ile kişilerin yerleşim yeri (ikamet adresleri) ve diğer adresleri (yazlık, kışlık vs adresi gibi) elektronik ortamda güncel olarak tutulmakta ve ilgili kurum ve kuruluşlar ile paylaşılmaktadır.
Bu sayede, nüfus sayımı ve tespitlerinde kesin sonuçlar her an ve ilave maliyet gerektirmeksizin alınabildiğinden sokağa çıkma yasağı uygulaması ile vatandaşları evlerine hapsederek yapılan nüfus sayımları tarihe karışmıştır.
Ayrıca, adres bazında ve her ölçekte nüfusun büyüklüğü, yaş, cinsiyet, doğum, ölüm, evlenme, boşanma ve göç gibi güncel ve sağlıklı veriler sayesinde her türlü kamu yatırımları ve hizmetlerinin doğru ve hızlı planlanması ve yürütülmesine imkân sağlanmıştır.
Mekânsal Adres Kayıt Sistemi başlatılarak Ulusal Adres Veri Tabanında metin olarak tutulan adres bileşenlerini (il, ilçe, köy ve mezra isimleri, mahalle, bulvar, cadde, sokak isimleri ve bina numarası gibi adres verilerini) harita tabanlı hale getirmek suretiyle bu bilgilere mekânsal boyut (coğrafi konum) kazandırılmasına dönük merkezi teknik altyapı oluşturulmuştur. Altyapısı hazır olan yetkili idarelerce (belediyeler ve il özel idareleri) sistemin kullanımına başlanmıştır.
Bu proje ile;
Ø Ulusal Adres Veri Tabanı mevcut metin tabanlı yapıdan mekânsal yapıya geçirilmiştir.
Ø Ulusal Adres Veri Tabanında bulunan alt bileşenlere ait coğrafi konum bilgileri kayıt altına alınmıştır.
Ø Yetkili idarelerin numarataj ve idari bağlılık ile ilgili değişiklikleri, görsel bir şekilde gerçekleştirmeleri sağlanmıştır.
Ø Yetkili idareler bünyesinde kullanılan Coğrafi Bilgi Sistemleri veya Kent Bilgi Sistemleri ile çalışan entegrasyon noktaları hazırlanmış ve Ulusal Adres Veri Tabanı bu sistemlerden gelen bilgilerle beslenmektedir.
Ø Ulusal Adres Veri Tabanı bünyesindeki bilgiler, konum bilgileri ile birlikte diğer kurum ve kuruluşlarla paylaşılmaktadır.
Ø Halen belediye ve il özel idarelerince elle yapılan adres güncelleme işinin, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni otomasyonuyla entegre edilmesi ile otomatik güncellenmesi sağlanmaktadır.
Ø Yapı ruhsat ve yapı kullanım izni kayıtları sisteme aktarılarak, bu kayıtların mülkiyet ve adres verileri ile entegrasyonu yapılmıştır.
Ø Kaçak yapıların tespit edilmesine altlık teşkil edecek bir yapı oluşturulmuştur.
Hükümetimizin öncelikli hedeflerinden olan kırtasiyeciliğin ortadan kaldırılması, hizmetlerde sürat ve etkinliğin sağlanarak vatandaşlarımızın yaşamının kolaylaştırılması amacıyla nüfus ve vatandaşlık alanında hayata geçirdiğimiz bu önemli projelerimiz yanında devam eden e-Vatandaşlık, Dijital Arşiv ve Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Projesi gibi yeni projelerimiz de bulunmaktadır.
e-Vatandaşlık Projesi
İki aşamadan oluşan projenin birinci aşaması olan vatandaşlığa alınma ve kaybettirme işlemlerinin elektronik ortamda yürütülebilmesine yönelik çalışmalar tamamlanmıştır.
İkinci aşamada ise nüfus olaylarına ilişkin doğum, evlenme, boşanma, ölüm, kayıt düzeltme gibi ilgili kurumlar tarafından düzenlenen ve nüfus kayıtlarına dayanak teşkil eden belgelerin bu kurumlardan elektronik ortamda alınarak MERNİS veri tabanına işlenmesinin sağlanması ile ilgili teknik alt yapı oluşturulmuştur.
İlgili kurumların entegrasyon çalışmalarını tamamlamaları ve gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılması ile birlikte genel uygulamaya geçilecektir. Böylelikle, bu belgeleri düzenleyen kurumların nüfus müdürlükleri ile kağıt ortamında yazışmasına veya vatandaşların nüfus müdürlüklerine gitmelerine gerek kalmaksızın, bu kurumlardan elektronik ortamda anlık olarak alınarak tescilleri gerçekleştirilebilecektir.
Dijital Arşiv Projesi
Kâğıt ortamında bulunan nüfus kayıtlarının tutulduğu aile kütükleri ile bu kayıtlara esas teşkil eden dayanak belgelerinin elektronik ortama aktarılarak arşivlenmesi ve güvenli bir şekilde saklanmasını sağlayacak bu projenin Ar-Ge çalışmalarına Bakanlığımız ve TÜBİTAK işbirliği ile başlanmıştır.
Böylece, belgelerin zaman içerisinde aşınma, zarar görme, okunmaz hale gelme veya doğal afetler gibi nedenlerle yok olma riskine karşı korunması ve belgelere sistem içerisinden anlık olarak ulaşım sağlanarak bilgi ve kayıtların güvenliği daha kolay ve hızlı bir şekilde kontrol ve temin edilebilecektir.
Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Projesi
Bakanlık olarak yürüttüğümüz önemli projelerimizden biri de, kolay taşınabilir, taklit, tahrif ve sahteciliğe imkân tanımayan; geleneksel ve elektronik ortamda güvenli kimlik doğrulama amacıyla kullanılabilecek; biyometrik unsurlar da içeren; uluslararası standartlara uygun yeni bir kimlik kartının geliştirilmesi ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Projesi'dir.
Pilot uygulama Bolu İlinde üç aşamalı olarak yürütülmüş ve 1 Kasım 2010 tarihi itibarıyla tamamlanmıştır. Pilot uygulamada biyometrik veri olarak 'parmak izi' yer almış ve 220.000 Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı dağıtılmıştır.
Kimlik kartının ülke geneline yaygınlaştırılmasına yönelik yürütülen hazırlık çalışmaları kapsamında, pilot uygulamada elde edilen sonuçlar değerlendirilmiş, yaygınlaştırma ihalesi yapılmış ve 16.05.2012 tarihinde işe başlanmıştır.
Proje ile 10 yıllık kullanım ömrüne sahip, polikarbon materyalden oluşan, temaslı ve temassız çip içeren ve uluslararası standartlara uygun, en gelişmiş güvenlik öğelerini içinde barındıran bir kimlik kartının üretilip, vatandaşlara dağıtılması hedeflenmektedir.
Kimlik kartlarının, 2014 yılından itibaren 3-4 yıl içerisinde tüm vatandaşlara dağıtılması öngörülmektedir.
Proje ile:
Ø Kimlik kartı ile vatandaş farklı belge, kart vb. taşımak durumunda kalmadan kimlik doğrulaması yapılabilecektir.
Ø T.C. Kimlik No uygulamasında olduğu gibi tek kart-tek şifre dönemine geçilecektir.
Ø Sahtecilikten kaynaklanan vatandaş mağduriyeti önlenecektir.
Ø e-Devlet kapsamında sunulan hizmetlere, internetin bulunduğu her yerden (ev, iş yeri vb.) kimlik kartı ile erişilebilecektir.
Ø Kimlik kartı seyahat belgesi olarak kullanılabilecektir.
Ø Kimlik Kartı, elektronik imza olarak kullanılabilecektir.
Ø Kimlik kartı, kamu kurumlarının vatandaşa yönelik sunacakları hizmetlerde elektronik iş süreçlerini destekleyerek bürokrasiyi azaltacaktır.
Ø Kamu hizmetlerinden yararlanan kişilerin hak sahipliği denetimi kolay ve güvenli bir şekilde yapılacaktır.
Ø Yetersiz kişi doğrulamasından kaynaklanan usulsüzlük, yolsuzluk ve mali kayıplar (sosyal güvenlik, sağlık, sigorta, bankacılık vb.) asgariye inecektir.
Ø Sağlayacağı güvenli kişi doğrulaması nedeniyle e-Devlet hizmetlerinin niteliği ve sayısı artacaktır.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ
Sivil toplum kuruluşları (STK), sivil toplumun, katılımcılığın, çoğulculuk ve demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Bu nedenle, Bakanlık olarak sivil toplum örgütlerine büyük önem veriyor ve onları destekliyoruz.
Bu kapsamda 24 Haziran 2013 tarihinde Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek son şekli verilen Yardım Toplama Kanunu Tasarısı ile; 1983 tarihli ve 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu yürürlükten kaldırılarak, yardım toplama ile ilgili usul ve esaslar demokratik ve sivil bir anlayışla yeniden düzenlenmiştir.
Ayrıca; söz konusu tasarı ile Türk Medeni Kanununda, Dernekler Kanununda ve İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda da değişiklikler yapılması öngörülmektedir.
Ekim 2013 tarihi itibariyle ülkemizde toplam aktif dernek sayısı 97.924'dir.
Dernekler Bilgi Sistemi Projesi, Dijital Arşiv Projesi ve Derneklere Proje Karşılığı Verilen Mali Destekler, derneklerle ilgili yürütmekte olduğumuz önemli çalışmalarımızdandır.
Halen kullanımda olan 'e-Dernek Kurumsal Yazılımı'nı daha işlevsel hale dönüştürmek, hizmet sunumunu basitleştirmek ve elektronik hizmetlere geçiş amacıyla 'Dernekler Bilgi Sistemi Projesi' hazırlanmıştır.
DERBİS olarak adlandırılan bu proje; on-line dernek kuruluşu başta olmak üzere her türlü dernek iş ve işlemlerinin elektronik ortamda yapılabilmesine; e-İçişleri, MERNİS, UYAP, KPS, TAKBİS, KEP ve benzeri yazılımlarla entegrasyona imkân sağlayacaktır.
Proje yazılımına 2012 Ocak itibariyle başlanmış olup, 2014 yılında da devam edilecektir.
Dijital Arşiv Projesi ile Türkiye'nin sivil toplum hafızası (dernekler boyutuyla) elektronik ortama aktarılmaktadır.
Proje ile arşivlerimizde yer alan, 226 bini aşkın faal ve gayrifaal dernek dosyası içerisindeki yaklaşık 25 milyon evrak taranıp indekslenerek dijital ortama aktarılmıştır.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü arşivlerinde bulunan Osmanlıca metinlerin de aynı yöntemle elektronik ortama aktarılmasıyla, Osmanlı Dönemi dâhil 'Sivil Toplum Hafızamız', derneklerimizin ve bu konuda çalışma yapmak isteyen araştırmacılarımızın 'bir tık mesafesinde' hizmetine sunulacaktır.
Bunun yanında, 30.04.2010 tarihinde yürürlüğe konulan ''İçişleri Bakanlığı Bütçesinden Derneklere Yardım Yapılması Hakkında Yönerge'' çerçevesinde derneklere mali destek sağlanmaktadır.
Yönerge ile belirlenen konularda hazırlanan projeler Valilikler aracılığıyla Bakanlığımız Dernekler Dairesi Başkanlığına gönderilmekte ve uygun görülen projeler desteklenmektedir.
2011 yılında 77 dernek, 2012 yılında 219 dernek proje karşılığı desteklenmiştir. 2013 ve 2014 yıllarında da proje karşılığı derneklerin desteklenmesine devam edilecek olup, 2013 yılı için 175, 2014 yılı için 250 derneğin proje karşılığı desteklenmesi hedeflenmektedir.
Ayrıca 10.10.2013 tarihli ve 2013/47 sayılı 'Sendikal İşlemler' adlı genelge gereği sendika ile ilgili iş ve işlemler Emniyet Genel Müdürlüğü ve İl Emniyet Müdürlüklerinden alınarak; merkezde Dernekler Dairesi Başkanlığına, taşrada İl Dernekler Müdürlükleri ve İlçe Dernekler Büro Şefliklerine devredilmiştir.
ENTEGRE SINIR YÖNETİMİ
Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinde 'Entegre Sınır Yönetimi' konusu, 'Adalet, Özgürlük, Güvenlik' faslında yer alan önemli başlıklardan birini oluşturmaktadır.
Entegre Sınır Yönetimi, ülkemizin sınır ve dolayısıyla da iç güvenliği için fevkalade önemli bir konudur.
Sınırlarımızın, İçişleri Bakanlığı'na bağlı ve uzman personele sahip yeni bir kolluk teşkilatı tarafından korunması ile ilgili yapılacak çalışmaları detaylandıran bir 'Eylem Planı', Sayın Başbakanımızın onayıyla 2006 yılında, Bakanlar Kurulu Kararı ile yayımlanan Ulusal Programı ise 2008 yılında yürürlüğe girmiştir.
Bakanlığımızca bir yandan; sınır kontrolü ve gözetimi ile görevli kurumlar arasında işbirliği ve koordinasyon geliştirilip, bu birimlerimizin idari ve teknik kapasitelerini arttırmaya yönelik projeler uygulanırken, diğer yandan da sınırlarımızda görevli olan kurumlar arasındaki koordinasyondan ve sınırlarımızın korunmasından sorumlu olacak yeni, profesyonel bir sınır kolluğu teşkilatının kurulması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Türkiye'nin kara ve deniz sınırlarında yaşanan güvenlik sorunları da sık sık kamuoyu gündemine gelmektedir. Son dönemde Suriye'de yaşanan olaylar da konuya ayrı bir hassasiyet kazandırmıştır.
Her ne kadar 10.11.1988 tarih ve 3497 sayılı 'Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun' ile kara sınırlarında güvenliğin sağlanması görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na verilmiş ise de, sınırlarda yaşanan her türlü güvenlik sorunu ve yasadışı geçişlerin iç güvenliği, dolayısıyla Bakanlığımızı doğrudan etkilediği açıktır. Diğer taraftan 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı 'Elektrik Piyasası Kanunu' ile sınır güvenliğinin önemli bir unsuru olan sınır aydınlatmalarına ait yatırımların yapılması ve tüketim giderlerinin ödenmesi görevi de İçişleri Bakanlığı'na verilmiştir.
Ayrıca 18.12.1981 tarih ve 2565 sayılı 'Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu' sınır bölgelerinde fiziki güvenlik sistemi kurulması ve idame ettirilmesi görevini de Millî Savunma ve İçişleri Bakanlığına vermiştir.
Bu amaçla Bakanlık olarak, öncelikli olanlarından başlamak suretiyle, bütün kara sınırlarımızda modern bir gözetleme sistemi tesisini amaçlayan 'Entegre Sınır Güvenliği Sistemi Projesini' hazırladık. Hedefimiz sınır aydınlatması ile birlikte en kısa zamanda ülkemizin güvenliği için çok önemli bu projeyi hayata geçirmektir.
İLTİCA VE GÖÇ
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Ülkemize yönelik dış kaynaklı göç son yıllarda hızla yükselmektedir. Kaldı ki yakın gelecekte demografik farklılıklar, çevresel değişikliklerin etkileri, küresel siyasi ve ekonomik gelişmeler, teknolojik yenilikler ve ulus ötesi ağların büyümesi gibi nedenlerle uluslararası göçün daha farklı boyutlara ulaşması kaçınılmaz görülmektedir. Göçün, ekonomik gelişmeye ve yoksulluğun azaltılmasına sağladığı katma değer ile toplumların sosyal ve kültürel hayatına kattığı zenginlik gibi bir dizi fırsatı da beraberinde getirdiği tartışmasızdır. Bunun bilincinde olarak bugün pek çok devlet, uluslararası nüfus hareketlerini etkili bir şekilde yönetebilme ve yeni dinamiklere cevap verebilme kapasitesine sahip olma amacıyla büyük çaba sarf etmektedir.
90'lı yıllardan itibaren göçün giderek karmaşıklaşan yapısından sonra, uluslararası göç hareketlerine farklı araçlar, politikalar ve tedbirlerle cevap verebilmek kaçınılmaz olmuştur. Örneğin Türkiye, uzun yıllar boyunca başka ülkelere göç veren kaynak ülke konumundayken, giderek yükselen istikrarının yanında bölgesel ve küresel dinamiklerin etkisiyle uluslararası nüfus hareketleri bakımından geçiş ve hedef ülkesi konumuna gelmiştir. Bu çerçevede, düzenli olarak ülkemize gelip kalan ya da yerleşen yabancıların sayısı her geçen gün artış göstermektedir.
Öte yandan, uzun bir tarihi geçmişiyle 'sığınma ve iltica' alanında merhamet ve hoşgörü temelli bir geleneğe sahip olduğumuz herkesin malumudur. Dünyada ve özellikle bölgemizde yaşanan savaş, çatışma ve siyasi baskılar, bölgesinde güvenli bir liman olan ülkemizin uluslararası koruma (iltica) hareketlerinden daha fazla etkilenmesine yol açmaktadır.
Son olarak, 29 Nisan 2011'den itibaren Suriye'den ayrılmaya zorlanmış, geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı bir şekilde geçmiş olan Suriyelilere ve Suriye'de mukim vatansızlara, hiçbir ön koşula bağlı kalmaksızın insanî mülahazalarla acil ve kitlesel sığınma durumlarında uygulanan 'geçici koruma' sağlanmaktadır.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Göç ve iltica hareketlerinin dünyada ve bölgemizde bu denli önem kazandığı günümüzde, bu alanın layıkıyla yönetilebilmesi için gerekli adımların atılması bu çerçevede göç ve iltica konularında sağlam bir mevzuat altyapısı ve etkin işleyen kurumsal bir yapının kurulması, yasadışı göçle mücadelenin hukuki alt yapısının güçlendirilmesi ve etkinleştirilmesi, yasal göçte ise, bürokratik işlemlerin olabildiğince azaltılarak tutarlılık ve güvene dayalı bir göç yönetimi anlayışının hâkim kılınması büyük önem arz etmektedir.
Ülkemiz, uluslararası yükümlülüklerini gözeterek, iltica ve göç alanındaki mevzuatı ve idari kapasitesini iyileştirme çabası içerisindedir.
Öncelikle ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamak, menfaatlerini korumak ve gerekli politika ve stratejilerimizi oluşturmak amacıyla hazırlanan 6458 sayılı 'Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu' 4 Nisan 2013 tarihinde TBMM Genel Kurulunda Kabul edilmiş ve 11 Nisan 2013 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Bu Kanunla, İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunuyla; Ülkemizin göç ve uluslararası koruma mevzuatı ve idari sistemi, uluslararası standartlara uygun bir altyapıya kavuşturulacaktır.
Yabancıların Türkiye'ye girişleri, Türkiye'de kalışları ve Türkiye'den çıkışları ile Türkiye'den uluslararası koruma talep eden yabancılara ilişkin usul ve esaslar, taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara uygun bir anlayışla, kanun seviyesinde düzenlenmiştir.
Kanunla, Göç alanına ilişkin politika ve stratejileri uygulamak, bu konularla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak, yabancıların Türkiye'ye giriş ve Türkiye'de kalışları, Türkiye'den çıkışları ve sınır dışı edilmeleri, uluslararası koruma, geçici koruma ve insan ticareti mağdurlarının korunmasıyla ilgili iş ve işlemleri yürütmek üzere kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, merkez teşkilatının yanı sıra 81 ilde ve ihtiyaç duyulacak ilçelerde, ayrıca yurtdışında teşkilatlanacaktır.
Kanunun, Göç Hukukumuza getirdiği belli başlı hususları şu şekilde özetleyebiliriz:
Ø Yabancılara tanınacak temel hak ve özgürlükler ile kamu düzeni ve güvenliğinin korunması arasında denge kurulmuştur.
Ø Göç alanında görev yapan Bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları arasında etkin işbirliği ve koordinasyon sağlanacaktır.
Ø Ülkemizin ihtiyaç duyduğu kısa, orta ve uzun vadeli göç politika ve stratejileri, 'Göç Politikaları Kurulu' tarafından geniş katılımla belirlenecektir.
Ø Göç ve iltica alanını düzenlemek ve yasal alt yapısını oluşturmak amacıyla hazırlanan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Türkiye'nin vizeyle ilgili mevzuatı, 05.04.2010 tarihinde yürürlüğe giren yeni Avrupa Birliği Vize Yasası ile uyumlaştırılmış olmaktadır.
Ø Hâlihazırda, sınırlarda verilmekte olan bandrol (kaşe) vizeler, yasayla birlikte istisnai bir uygulamaya dönüşmektedir.
Ø Yeni dönemde, ikamet izinleri esas itibariyle ülke dışından verilecektir. Böylece; Yabancıların Türkiye'de kalış amaçları önceden belirlenecek, gerekli belgelerin ülkeye girmeden ibraz edilmesi sağlanacaktır. Bu kapsamda, yabancıların Türkiye'ye geldikten sonra ikamet tezkeresi almayla ilgili bürokratik işlemleri olabildiğince azaltılmış olacaktır.
Ø Çalışma izinleri ikamet izni yerine geçeceğinden, aynı şekilde birden çok kuruma başvurma ve izin alma uygulamasına son verilmektedir.
Ø Uzun dönem ikamet izni uygulamasıyla, uzun süredir Türkiye'de kalmakta olan yabancılar uzun süre ikamet etme hakkı elde edeceklerdir.
Ø Aile içi şiddete maruz kalan kadınların ve çocuklarının haklarını koruyan düzenlemelere paralel olarak, bu durumdaki yabancıların Türkiye'de kalışları yasal güvenceye alınmıştır.
Ø Vatansız (haymatlos) olup devlet korumasından yoksun olan kişilerin hakları, ilk defa açık bir şekilde kanunla güvence altına alınmıştır.
Ø Avrupa Birliği müktesebatına paralel bir uygulamayla Türkiye'deki yabancı öğrencilere çalışma hakkı tanınabilecektir. Ayrıca Türkiye'deki öğrenimlerini tamamlayanlara bir yıl daha ikamet izni alabilme hakkı tanınabilecek, nitelikli işgücünün Türkiye'de kalması sağlanabilecektir.
Ø İnsan ticareti mağdurlarına sağlanan haklar, taraf olduğumuz Palermo Protokolü ve diğer sözleşmelere uyumlu olarak Kanunda yer almaktadır. Öte yandan, bir kimsenin kandırılarak veya zor kullanılarak çalıştırılması ve emeği üzerinden haksız kazanç elde edilmesiyle ortaya çıkan ve bugün dünyada, silah ve uyuşturucu kaçakçılığından sonra getirisi en yüksek üçüncü illegal faaliyet alanı kabul edilen insan ticareti suçunun önlenmesi ve bu suçun mağdurlarının korunması amacıyla, Genel Müdürlük bünyesinde Daire Başkanlığı yapılanması altında bir birim görev yapacaktır.
Ø İçişleri Bakanlığı, ülkenin ekonomik ve mali imkânları ölçüsünde, yabancıların ülkemizde toplumla olan karşılıklı uyumlarını kolaylaştırmak amacıyla, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ile uluslararası kuruluşların öneri ve katkılarından da faydalanarak uyum faaliyetleri planlayabilecektir.
Ø Sınır dışı etme kararına karşı idari yargıya yapılan başvurularda yargılama süresini kısaltan düzenlemeler getirilmekte, sınır dışı ve idari gözetim kararları için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına çerçevesinde hukuki zemin güçlendirilmektedir.
Ø Kanundan kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmeyen ya da Kanun hükümlerine aykırı hareket eden yabancılara idari yaptırım cezaları öngörülmekte, böylece emredici hükümlere etkinlik kazandırılmaktadır.
Ø Uluslararası koruma şekilleri, usul güvenceleri, itiraz usulleri, idari gözetim şekilleri, uluslararası koruma başvuru sahipleri ve uluslararası korumadan yararlananların hak ve yükümlülükleri, kitlesel akın durumlarında sağlanacak geçici korumanın kanuni dayanağı gibi konularda; başvuru sahipleri ve uluslararası korumadan faydalanan kişilerin temel insani hak ve ihtiyaçlarına ve ülke ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir sistemin oluşturulması hedeflenmiştir.
E-İÇİŞLERİ YAZILIM GELİŞTİRME VE İDAME PROJESİ
Hizmetleri daha kaliteli ve hızlı sunabilmek, zamandan ve mekândan bağımsız hale getirmek, vatandaş odaklı hizmet anlayışını yaygınlaştırmak, katılımcı, şeffaf, etkin ve basit iş süreçlerine sahip olmak amacıyla hayata geçirilen e-İçişleri Projesi, 2012 yılından itibaren 'e-İçişleri Yazılım Geliştirme ve İdame Projesi' adı altında Bakanlığımız merkez birimleri ile valilikler, kaymakamlıklar ve il-ilçe özel idarelerinde başarıyla uygulanmaktadır.
Proje ile Bakanlığımız merkez birimleri, valilikler, kaymakamlıklar ve il-ilçe özel idarelerince yürütülen tüm iş süreçlerinin tamamen elektronik ortamda sürdürülmesi, yazışmalarda evrakların kağıt ortamında gönderilmesine son verilerek, birimlerin kendi aralarında elektronik ortamda e-İmza ve mobil imza kullanmak suretiyle yazışması sağlanmıştır. Ayrıca proje kapsamında uygulamaya alınan vatandaş odaklı hizmetler elektronik ortamda sunulmaktadır. Kağıtsız ofis uygulamasına geçilmesiyle bir yılda, kâğıt, zarf, toner, postalama vb. maliyetlerden yaklaşık olarak 12 Milyon TL tasarruf edilmektedir.
e-İçişleri Projesi Elektronik Belge Yönetim Sistemi ile üretilen bütün evraklar elektronik imza ile imzalanmaktadır. Bugün itibariyle toplam 51.655 kullanıcıya elektronik imzaları teslim edilmiştir.
Elektronik imza kullanımı yanında cep telefonu veya mobil cihazlarda ilgili mevzuata uygun olarak ıslak imza niteliğinde güvenli elektronik imza işlemi yapılmasına imkân sağlayan e-İçişleri Mobil İmza uygulaması, 07.06.2013 tarihi itibariye e-İçişleri Projesi içerisinde kullanıma açılmıştır.
Bilindiği üzere 2011 yılı Şubat ayında başlatılmış olan e-Yazışma Projesi, kamu kurumları arasındaki resmi yazışmaların elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak ortak kurallar setinin geliştirilmesi amacını taşımaktadır. Bununla birlikte Bakanlığımız dışındaki bakanlıkların taşra teşkilatlarının Vali, Vali Yardımcısı ve Kaymakam imzası ve havalesini gerektiren yazışmalarının dijital olarak sürdürülebilmesi için Otoban Projesi uygulama çalışmaları devam etmektedir. Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ortak çalışmalara başlanmıştır. E-Yazışma Projesine sağlanan destek ve Otoban Projesinin geliştirilmesi ile İçişleri Bakanlığı e-Devlet dönüşümünün diğer kurumlarla entegrasyonu noktasında üzerine düşen görevleri büyük bir titizlikle yerine getirmeye devam etmektedir.
Bakanlığımız e-İçişleri Projesi ile 2012 yılında TÜSİAD ve TBV (Türkiye Bilişim Vakfı) tarafından organize edilen ve TBMM Başkanının himayelerinde düzenlenen e-TR Ödüllerinde 'Kamudan Kamuya e-Hizmetler', kategorisinde birincilik ödülüne layık görülmüştür.
Bakanlığımız içinde başarı ile uygulanan e-İçişleri Projesinin kaynak kodları diğer kamu kurum ve kuruluşları ile hiçbir bedel talep edilmeden paylaşılmaktadır. Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı 2013 yılında imzalanan protokol ile e-İçişleri modüllerini kendi bilişim altyapılarına entegre ederek başarı ile uygulamaya başlamışlardır. Projenin diğer kurumlara bedelsiz olarak verilmesi ile bu kurumların yaklaşık 40 Milyon TL tasarruf edeceği değerlendirilmektedir.
Projeye ait kaynak kodları önceki yıllarda olduğu gibi kamu yararı düşünülerek talepte bulunan bütün kamu kurum ve kuruluşları ile bedelsiz olarak paylaşılmaya ve böylelikle Bakanlığımızca diğer bakanlıkların ve kurumların e-Devlet Dönüşüm faaliyetlerine katkı sağlanmaya devam edilecektir.
Bakanlığımız taşra teşkilatının bilişim altyapısının ileri bir teknolojiye sahip olması için de gerekli yatırımları yapmaya devam etmektedir. 81 Valilik ve 919 Kaymakamlığın bütün iş ve işlemlerinin elektronik ortamda uygun performansta yapılabilmesi için gerekli donanım ve ağ alt yapısı yenilenmekte ve güçlendirilmektedir. Taşra birimlerinin internet bağlantılarının standardizasyonu sağlanmıştır. Ayrıca data tabanlı güvenli iletişim altyapısının kurulması çalışmalarında son aşamaya gelinmiştir.
İnternet Sayfaları Hizmeti
Diğer yandan Valilik ve Kaymakamlıklarımızın güvenli bir şekilde internet sitesi hizmeti sunabilmeleri için geliştirilen İSAY projesi ile taşra birimlerimiz ayrıca bir maddi kaynak ayırmadan hazır tasarımlar üzerinden tanıtımlarını yapmakta ve güvenli bir şekilde vatandaşlara ulaşabilmektedir.
İçişleri Bulut Projesi
e-İçişleri Projesi bünyesinde geliştirilen elektronik uygulamalara tek kapıdan girişin sağlanacağı, günümüz bilgi sistemlerinin ihtiyaç duyduğu yazılım, donanım, dosya saklama ve barındırma gibi temel ihtiyaçların merkezi bir noktadan karşılanacağı İçişleri Bulut Projesi hazırlanmış olup, 2014 yılı içerisinde proje uygulama çalışmalarına başlanacaktır.
Bulut Belediye Etüd Projesi
Ayrıca küçük ve orta ölçekli belediyelere yönelik olarak belediye hizmetlerinin elektronik ortamda ve merkezi bir yapıda sunulması, vatandaş odaklı e-belediye hizmetlerinin hızlı ve etkili bir şekilde vatandaşa ulaştırılmasına imkân sağlayacak yazılım ve donanım altyapısı standartlarının belirlenmesi amacıyla Bulut Belediye Projesi etüt çalışmalarına başlanmıştır.
112 ACİL ÇAĞRI MERKEZLERİ PROJESİ
Ülkemizde farklı acil çağrı durumları için (yangın, sağlık, güvenlik-asayiş) hâlihazırda farklı hizmet numaraları kullanılmakta, acil durum çağrısı yapma ihtiyacı halindeki vatandaşlarımız, birden çok numarayı bilmek zorunda kalmaktadır. Bu durum olaylara müdahaleyi geciktirmekte, zaman ve kaynak israfına yol açmaktadır.
Bu sakıncayı gidermek ve birden fazla olan acil çağrı numaralarının, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tek numara 112 altında toplanması amacıyla Bakanlığımız koordinesinde 112 Acil Çağrı Merkezleri Projesi yürütülmektedir.
Proje kapsamında, Antalya ve Isparta illerimizde sürdürülen pilot uygulama tamamlanmış ve 2013 yılı içerisinde 10 ilimizde (Afyonkarahisar, Aksaray, Burdur, Denizli, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Mersin ve Niğde) daha çağrı merkezleri faaliyete geçirilmiştir.
2014 yılı içerisinde 6 ilimizde (Ankara, Hatay, Kahramanmaraş, Trabzon, Kocaeli, Yalova) daha 112 Acil Çağrı Merkezlerinin faaliyete geçirilmesi için çalışmalar yapılması planlanmaktadır.
HÜKÜMET KONAKLARI
İlk defa 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunuyla, hükümet konaklarının yapımını programlamak, satın alma ile kiralanması işlemlerini yürütmek ve bunların onarımlarını yapma görevi Bakanlığımıza verilmiştir. Bu görevin Bakanlığımıza verildiği tarihten itibaren 61 hükümet konağının yapımı tamamlanmıştır.
Son dönemde, vatandaş odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde kamu hizmetlerinin vatandaşlarımıza en iyi şekilde sunulmasını sağlamak, bulundukları yörenin tarihi ve kültürel dokusuna uygun, yerel mimariyi ön plana çıkaran tarzda Hükümet Konaklarının yapılması noktasında yoğun bir gayret içine girilmiştir.
2013 yılı yatırım programında 70 hükümet konağı yer almaktayken, 25 hükümet konağı daha ek yatırım programına alınmıştır. 15 hükümet konağı için ise etüt-proje ödeneği aktarılmıştır. Yılsonu itibariyle 22 hükümet konağının bitirilmesi hedeflenmektedir. Toplamda 110 hükümet konağının inşaat ve etüt-proje süreçleri devam etmektedir.
6360 sayılı Kanunla kurulan 27 yeni ilçede ihtiyaç duyulan hükümet konağı ve kaymakam evlerinin kiralama, mefruşat ve araç ihtiyaçlarının temini tamamlanmıştır.
2013 yılında hükümet konaklarının büyük bakım onarımları için 33.000.000 TL ödenek ayrılmış olup, Ekim ayı itibariyle 24.418.513 TL aktarılmıştır. Küçük onarımlar için ise 3.170.000 TL ödenek ayrılmış olup, 2.512.974 TL aktarılmıştır.
Bilindiği üzere, 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu ve yürütülmesi, ilin tanıtımı, gerektiğinde merkezi idarenin taşrada yapacağı yatırımların yapılması ve koordine edilmesi, temsil, tören, ödüllendirme ve protokol hizmetlerinin yürütülmesi, ildeki kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik edilmesi ve bunların denetlenmesini gerçekleştirmek üzere valiye bağlı olarak Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kurulmuştur. Bu başkanlıkların öngörülen fonksiyonlarını icra edebilmeleri için çalışmalar devam etmektedir.
2014 BÜTÇE RAKAMLARI
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Şu ana kadar, Bakanlığımızın 2013 yılı içerisinde yapmış olduğu ve önümüzdeki yıllarda yapacağı çalışmaları özet olarak aktarmaya çalıştım.
Şüphesiz, devletimizin halka dönük yüzü olarak, toplumsal alanın hemen her aşamasında sunulan hizmetler ve gerçekleştirilen çalışmalarda Bakanlığımıza önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Bildiğiniz üzere, bu görev ve sorumlulukların layıkıyla yerine getirilebilmesi, ancak yürütülecek faaliyetlerin finansman giderlerinin genel bütçe çerçevesinde karşılanmasıyla mümkündür.
Son olarak, İçişleri Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları için 2014 yılı Bütçe Tasarısında öngörülen rakamlar hakkında bilgi vermek istiyorum.
2014 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısında Bakanlığımıza 3 milyar 550 milyon 923 bin TL ödenek ayrılmıştır.
2013 yılında Bakanlığımıza tahsis edilen ödeneğe göre % 22,92 artış söz konusudur.
Emniyet Genel Müdürlüğümüzün bütçesi, bir önceki yıla göre % 12,04 artışla 16 milyar 557 milyon 013 bin TL,
Jandarma Genel Komutanlığımızın bütçesi, bir önceki yıla göre % 5,4 artışla 6 milyar 156 milyon 691bin TL,
Sahil Güvenlik Komutanlığımızın bütçesi, bir önceki yıla göre % 4,7 artışla 452.488.000 TL,
Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüzün bütçesi ise 125 milyon 634 Bin TL, olarak öngörülmüştür.
Bütçemiz değerli Komisyonunuzun tasviplerine mazhar olduğu takdirde, tahsis edilecek olan kaynakların, Bakanlığımızın görev alanında bulunan hizmetleri yerine getirirken, en tasarruflu ve hizmete en uygun biçimde kullanılması yönünde her türlü gayret gösterilecektir.
Şahsım ve Bakanlığım adına hepinize teşekkür ediyorum.
2014 yılının ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.'