Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni'nde açıklamalarda bulundu.
Sn. Erdoğan, mezun subay ve astsubayların gurur gününde onlarla birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Ülkenin ve milletin istiklali ve istikbali için görev yaparken hayatlarını kaybeden asker, polis, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatının tüm mensuplarına Allah'tan rahmet niyaz eden Sn. Erdoğan, aynı ideal uğruna yaralanan kahraman gazilere ülke ve millet adına şükranlarını sundu, sağlıklı, hayırlı ömürler diledi. Bir tarafta evlatlarının mezuniyet törenine katılan aileler, diğer tarafta şehit aileleri, gaziler ve gazilerin aileleriyle ülkenin istikbali ve istiklalini konuştuklarını ifade eden Sn. Erdoğan, ülkenin dört bir köşesinden, hemen her ilinden evlatların Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisini bitirmenin heyecanını yaşadığını aktardı.
Sn. Erdoğan, akademideki eğitimlerini başarıyla tamamlayan 45'i kadın 462 subay ile 263'ü kadın 2 bin 751 astsubayın her birini tebrik ettiğini, alınlarından öptüğünü söyledi. Zorlu seçim ve eğitim süreçlerini başarıyla neticelendirerek ailelerini ve kendilerini gururlandıran kadın subay ve astsubayları özellikle tebrik eden Sn. Erdoğan, subay ve astsubayların her birine ülke ve millet adına üstlenecekleri tüm sorumluluklarda Allah'tan muvaffakiyetler diledi.
Sel ve Yangınlarda Helikopterlerle Tahliye Operasyonları
Subay ve astsubayları en donanımlı şekilde yetiştiren ailelere, anne babalara, hocalara, komutanlara teşekkür eden Sn. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sizler, ne güzel anneler, babalarsınız. Şurada bulunan evlatlarınızla ne kadar iftihar etseniz, ne kadar gururlansanız azdır. Bunun en güzel örneğini Doğu Karadeniz'de, Batı Karadeniz'de ve Akdeniz'de, Muğla, Antalya'da yaşadık. Az önce İçişleri Bakanı'm da söyledi. Evlerin çatısındaki vatandaşlarımızı, Sahil Güvenliğin, Jandarmanın, Kara Kuvvetlerinin helikopterleriyle anneleri, babaları, çocukları hele hele sepetin içerisinden yavruları çıkartıp güvenli bölgeye götüren kardeşlerimizle iftihar ediyorum. Dünyada bunların örneği yok. Korku nedir bilmiyorlar, korkuyu korkutuyorlar. Bartın, Sinop ve Kastamonu'da bu fedakarlıklarla netice aldık. Aynı şekilde Antalya'da, Muğla'da bütün o yangınların içinden ve o bölgelerden vatandaşlarımızı kurtardılar. Aynı şekilde Doğu Karadeniz'de. Orada da bütün fedakarlıklarını ortaya koyarak Arhavi'den Rize merkeze kadar orada da büyük başarılara kendi imzalarını attılar. Ne kadar iftihar etsek az. Sizler de evlatlarınızla ne kadar iftihar etseniz az."
Sn. Erdoğan, kadrosuna katılan 3 bin 213 yeni personelle Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatının asayişten teröre, düzensiz göçle mücadeleden milletin huzur ve emniyetinin teminine kadar her alanda daha da güçlendiğini dile getirdi.
Toplumsal Olaylara Müdahale
Bugün mezuniyet töreni sevincine ortak olmanın yanında, Akademi'ye kazandırılan yeni hizmet binalarının da açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Sn. Erdoğan, dünyada benzeri olmayan muhteşem bir akademi ve fakülte binası açılışı yaptıklarını vurguladı. Fakültenin isminin Güvenlik Bilimleri Fakültesi olduğunu söyleyen Sn. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yurtlar bir taraftan yapılıyor. Doğrusu ben de iftar ettim. Bu kadar kısa zamanda bu binalarımızın bitmiş olması, 3 yıllık bir çalışmanın ardından resmen hizmete almak Cumhurbaşkanı olarak doğrusu bu kardeşinizi de iftihara sevk etti, gururlandım. Sizlerin vergisiyle, verdiklerinizle bu yatırımları gerçekleştiriyoruz. Toplam 180 bin metrekare alana yayılan fakülte binalarımız, dekanlığıyla, dershaneleriyle, öğretim üyesi odalarıyla, yurtlarıyla, yemekhaneleriyle, spor alanlarıyla her açıdan göz dolduran son teknoloji ile donatılmış bir tesis oldu. Bugün ayrıca Toplumsal Olaylara Müdahale Eğitim Merkezi ve Personel Temin Merkezi binalarını da akademimize kazandırdık. Bu merkez 16 bin metrekare açık eğitim ve tatbikat alanı, 4 bin 200 metrekare kapalı alanıyla bu konuda önemli bir boşluğu dolduracaktır. Burada alınacak teorik ve pratik eğitim sayesinde kolluk kuvvetlerimiz toplumsal olaylara müdahalede etkinlik ve yeteneklerini artıracaktır. Özellikle Batılı ülkelerde çok sık şahit olduğumuz orantısız güç kullanımının da önüne geçilecektir. Tamamen yenilenen Personel Temin Merkezi ise başvuru sürecinin daha hızlı etkin ve düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır."
Sn. Erdoğan, açılışı yapılan güzel eserlerin ülkeye, millete, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatına hayırlı olmasını diledi. Fakülte ile diğer birimlerin inşasında emeği geçenlere teşekkür eden Sn. Erdoğan, "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milletimizin göz bebeği olan kurumları geliştirmeye, güçlendirmeye, vazifelerini en güzel şekilde yerine getirebilmeleri için desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
Sn. Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı'nda düzenlenen Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni'ndeki konuşmasında, Malazgirt Zaferi'nin 950. yılı ile 30 Ağustos Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin 99. yıl dönümünün kutlandığını anımsattı.
Malazgirt Meydanı'nı dolduran binlerce kişinin milletin hem büyüklüğünü hem de ebedi ve ezeli kardeşliğini temsil eden çok kıymetli mesajlar verdiğini belirten Sn. Erdoğan, şunları söyledi:
"Anadolu'nun kapılarının bir daha kapanmamak üzere açıldığı bu büyük zaferin yıl dönümünde 1071 yılındaki duruşumuzdan hiçbir şey kaybetmediğimizi tüm dünyaya gösterdik. Malazgirt Meydanı'nda bir kez daha şahit olduk ki 950 sene önce Sultan Alparslan'a güç ve cesaret veren inanç halen dimdik ayaktadır. Malazgirt ruhu dün olduğu gibi bugün de gençlerimiz başta olmak üzere, milletimizin yolunu aydınlatmaktadır. Nice yokluk ve imkansızlıklara rağmen Dumlupınar'da 30 Ağustos 1922'de kazanılan zafer de Malazgirt ruhunun o dönemde sürdüğünün işaretiydi. 15 Temmuz gecesi yazılan destanı ise Malazgirt ruhunun bu topraklarda kök saldığının en son ve en güçlü ispatı olarak değerlendiriyoruz. Milletimiz 15 Temmuz gecesi tanklara, toplara, ölüm kusan silahlara karşı verdiği mücadele ile hem kanlı ve kalleş bir darbe teşebbüsünü hem de ülkemizin bağımsızlığını hedef alan bir işgal girişimini püskürtmüştür. Bu bakımdan milletimizin motivasyonu ve sonuçları itibarıyla 15 Temmuz'u 30 Ağustos'tan, Çanakkale'yi Malazgirt Zaferi'nden ayrı görmüyoruz."
Bu Milleti Millet Yapan Zaferleri Yarıştırmak Kimsenin Haddi Değil
Sn. Erdoğan, milletin binlerce yıllık mazisi içerisinde kazandığı zaferlerin her birine diğerinin devamı olarak baktıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Malazgirt nasıl bizimse İstanbul'un Fethi de bizimdir. Çanakkale nasıl bizimse 30 Ağustos da bizimdir. Kıbrıs Barış Harekatı nasıl bizimse 15 Temmuz da bizimdir. Suriye harekatları nasıl bizimse Libya ve Karabağ zaferleri de bizimdir. Sınırlarımız içinde ve dışında teröristlere nefes aldırmayan başarılar da bizimdir. Tarihi şahsiyetlerimiz arasında ayrım yapmadığımız gibi zaferlerimiz arasında da ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen devletlerin her birini şanlı tarihimizin altın halkaları olarak görüyoruz. Tarih, millet ve vatan şuuru olmayan kimi çevrelerin ortak zaferlerimiz üzerinden yapmaya çalıştığı provokasyonların gerisindeki sinsi niyetleri de gayet iyi biliyoruz. Bu milleti, millet yapan zaferleri yarıştırmak, kimsenin haddi değildir. Bilhassa da bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin tarihimize çamur atmaya hakkı yoktur. Malazgirt Zaferi'nden beri tam 950 yıldır cesaret, kahramanlık ve mücadeleleriyle, gerektiğinde kanları ve canlarıyla bu toprakları bizlere emanet eden şahsiyetlerin hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ülkemize vakit kaybettiren, dahası milletimizin vaktini ve enerjisini heba eden bu tür suni tartışmasının artık geride bırakılması gerekiyor. Zafer günlerimizi ayrışmanın değil, 84 milyon olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin vasıtası haline getirmekte kararlıyız."
Savunma ve Havacılık İhracatımız 3 Milyar Doları Geride Bıraktı
Üzerinde bugün özgürce yaşanılan vatan topraklarının kahraman şehitlerin bir emaneti olduğunu vurgulayan Sn. Erdoğan, "Hamdolsun ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyüme sağladık. İşte bu nereden nereye geldiğimizin ifadesidir. Türkiye, üretim, yatırım, sağlık, ihracat, diplomasi ve güvenlikte çok daha ileriye gidiyor Dün bize İHA, SİHA vermeyenler vardı. Şimdi artık İHA'mız SİHA'mız Akıncı'mız var mı? Var. Daha da güçleneceğiz, daha da güçlenerek yola devam edeceğiz. Bir dönem meşru terörle mücadele operasyonlarında bile başkalarının desteğine muhtaç bir ülkeyken hamdolsun artık savunma sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkarttık." dedi.
Bu hafta ordunun envanterine katılan Taarruzi İnsansız Hava Aracı Akıncı ile Türkiye'nin insansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesinden biri olduğunu belirten Sn. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece kendi silahımızı, kendi gemimizi, füzemizi üretmekle kalmıyoruz, bunların önemli bir kısmını dost ve kardeş ülkelere ihraç ediyoruz. Daha önce 250 milyon doları bile bulmayan savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar dolar sınırını geride bıraktı. Ülke siyaseti, ekonomi reformlarla ilgili kararlarımızı alırken, nasıl birilerinden işaret beklemiyorsak, terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede de kimsenin icazetini aramıyoruz. Yurt içinde ve dışında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölücü terör örgütünü kıpırdayamaz hale getirdik. Nerede saklanırlarsa saklansınlar teröristleri inlerinde buluyor ve imha ediyoruz."
32 Kişi Örgütten Kaçarak Devletimizin ve Annelerinin Müşfik Kollarına Sığındı
Sn. Erdoğan, terör örgütüne katılımları tarihin en düşük seviyesine indirdiklerini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"İkna çalışmaları yoluyla örgütten kopan ve emniyet teşkilatımıza teslim olanların sayısı da giderek artıyor. Evlatları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin iki yıldır sürdürdüğü cesur mücadele, bölücü örgütün ve siyasi uzantılarının maskelerini düşürdü. Kimi siyasetçiler ve medya organları tarafından sürekli parlatılan örgütün, kanlı ve kalleş yüzü böyle çok daha iyi ortaya çıktı. Sadece ciğer parelerine yeniden sarılmanın peşinde olan annelerin asil direnişi sayesinde şimdiye kadar 32 kişi örgütten kaçarak devletimizin ve annelerinin müşfik kollarına sığındı. Önümüzdeki dönemde bu sayının daha da artacağına inanıyorum. Buradan bir kez daha 3 Eylül 2019'dan beri kesintisiz evlat nöbeti tutan Diyarbakır Annelerini hürmet ve saygıyla selamlıyorum."
Terör örgütlerine karşı sınırlarda ve sınırların hemen ötesinde tarihin en başarılı operasyonlarını gerçekleştirmekle kalmadıklarını belirten Sn. Erdoğan, "Aynı zamanda Karabağ'da 30 yıldır süren işgalin sonuçlandırılmasından, Libya'da darbecilere karşı yürütülen meşruiyet mücadelesine kadar kardeşlerimizle beraber birçok başarıya da imza attık." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dışlamaya yönelik hamleleri kararlı duruşla boşa çıkardıklarını ifade eden Sn. Erdoğan, insanlık tarihinin en büyük sağlık krizlerinden biri olan koronavirüs salgını sürecinde gerek sağlık hizmetlerinin kalitesi, gerekse küresel ölçekte sergilenen dayanışma ile milyarlarca insanın takdirinin kazanıldığını söyledi.
Tarihiyle, değerleriyle, vakarıyla ,mazlum ve mağdurlara kucak açmasıyla Türkiye'nin büyük bir millet ve devlet olduğunun tüm dünyaya bir kez daha gösterildiğini vurgulayan Sn. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Salgının etkilerinin en ağır hissedildiği 2020 yılını yüzde 1,8'lik büyüme oranıyla kapatan Türk ekonomisi büyüme trendini sürdürüyor. İşte bu yılın ilk çeyreğinde elde ettiğimiz yüzde 7,2'lik büyüme oranıyla geçen sene yakaladığımız ivmeyi devam ettirmiştik. Şimdi az önce söyledim, yine söylüyorum, bugün açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamı ise Türk ekonomisinin dinamizmini, üretim gücünü ve dayanıklılığını bir kez daha ispat etmiştir. Türk ekonomisi ikinci çeyrekte reel olarak yüzde 21,7 büyüyerek, dünyada en hızlı büyüyen ikinci ekonomi oldu. Sadece baz etkisiyle açıklanamayacak bu büyüme verisi, Türkiye'nin bir üretim ekonomisi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Sanayi üretimi ikinci çeyrekte yüzde 41 artarak, bu denli güçlü bir büyümenin gelişini önden haber vermiştir. Sanayi üretimimizin aylık olarak son 14 ayda 13 defa artmış olmasına özellikle dikkatlerinizi çekiyorum. İhracatımız ise ikinci çeyrekte yüzde 70 artarak, 55 milyar dolarla tarihimizin en yüksek çeyreklik performansını elde etti. İhracatın ithalatı karşılama oranı ikinci çeyrekte yüzde 74,9'dan yüzde 84,5'e yükseldi. Son 12 aylık ihracatımız tarihimizde ilk kez 200 milyar doları aştı. İhracattaki bu başarımızın da etkisiyle cari açığımız düşüşünü sürdürerek 30 milyar doların altına geriledi. İstihdam, salgın öncesi dönemi de geçerek son 35 ayın en yüksek seviyesine ulaştı ve 29 milyonu aştı."
174 Bin Kişiye İlave İş İmkanı Sağlamasını Öngörüyoruz
Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan, firmaların çoğunun yurt dışından aldıkları siparişleri yetiştirememekten, çalışacak ara eleman bulamamaktan şikayet ettiğini söyledi.
Yatırım talebinin her geçen gün arttığına, özellikle arazi tahsisi konusunda talepleri karşılamakta zorlandıklarına işaret eden Sn. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu yılın ilk 7 ayında düzenlenen yatırım teşvik belgeleri, yüzde 30'a yakın artarak, 6 bin 800'ü geçti. Bu yatırımların tamamı gerçekleştiğinde ise 174 bin kişiye ilave iş imkanı sağlamasını öngörüyoruz. Ekonomimizdeki bu olumlu gidişat 2021 yılının tamamını güçlü bir büyüme oranıyla kapatacağımıza işaret ediyor. Bir dönem Türk ekonomisi hakkında karamsarlık pompalayan uluslararası kuruluşlar, büyüme beklentilerini yukarı yönlü revize etmeye başladı. Vakit yatırım, üretim, ihracat ve istihdam için daha iştahlı davranma vaktidir. Her zaman bulamayacağımız çok ciddi bir fırsatla karşı karşıyayız. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizi yatırımın, üretimin ve ihracatın merkezi haline getirmekte kararlıyız. Bunun için başkaları ne yaparsa yapsın, ne derse desin biz sadece işimize bakıyor ve hedeflerimize odaklanıyoruz."
Türkiye'yi önce 2023 hedefleri ardından da 2053 ve 2071 vizyonlarıyla buluşturmak için gece gündüz demeden çalıştıklarını vurgulayan Sn. Erdoğan, "Bu süreçte sizden beklentimiz, bağrından çıktığınız bu necip milletin değerleri ve hassasiyetleri ışığında görevinizi en iyi şekilde yapmanızdır. Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimizde edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve kabiliyetler, devletimize ve milletimize hizmet mücadelenizde inşallah sizlerin en büyük rehberi ve yardımcısı olacaktır." dedi.
Yahya Kemal'e ait "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi. Galip et çünkü bu son ordusudur İslam'ın." dizelerini okuyan Sn. Erdoğan, "Sizlerden tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz Rabiamıza sahip çıkmanızı istiyorum. Bu toprakları bize emanet eden Türk kahramanlar gibi gerektiğinde canınız pahasına ezanımıza, bayrağımıza, vatanımıza ve bağımsızlığımıza sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum. Rabbim sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, görünür ve görünmez musibetten muhafaza buyursun. Akademinin tüm hocalarını, komutanlarını mezunlarımızın kıymetli velilerini gönülden tebrik ediyorum." diye konuştu.
Bakanımız Sn. Soylu, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni'ne katılarak konuşma gerçekleştirildi.
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı, yaklaşık 2 asırlık mazileri boyunca sürdürdüğü yüksek sadakat ve disiplinleri, vatanımıza ve aziz milletimize olan adanmışlıklarıyla dün olduğu gibi bugün de tüm sorumluluk alanlarında görevlerinin gereğini eksiksiz yerine getirmektedir." diyen Sn. Soylu, terörle mücadeleden huzur ve asayişin teminine, uyuşturucuyla mücadeleden kaçak göçü engellemeye kadar tüm görevlerinde yüzlerini ak eden bu kurumların, deprem, orman yangını ve sel afetlerinde ortaya koydukları gayret, disiplin ve tecrübelerini yakından müşahede etmenin, onlarla aynı yemeği paylaşmanın kendileri için onur nişanesi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan'a "Bu evlatlarınızla ne kadar gurur duysanız azdır." diye seslenen Sn. Soylu, "Cudi'de, Gabar'da, Bestler Deresi'nde, Tendürek'te teröristlere aman vermeyen bu evlatlarınız, aynı zamanda dara düştüğünde selde, afette, yangında yine talimatlarınızla vatandaşının yanındadır." ifadesini kullandı.
Afetlerde görev alan jandarma ve sahil güvenlik personelinin, her türlü canın kurtarılmasında, bu milletin evladının yapması gerektiği gibi davrandığına işaret eden Sn. Soylu, bu personelle bir kez daha gurur duyduklarını kaydetti.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimiz Önde Gelen Akademiler Arasında
Sn. Soylu, şöyle devam etti:
"Bu evlatlarımız, dağda, sınırda nöbet tutarken, elindeki silahla nasıl heybetliyse denizlerde suçlu kovalarken nasıl çevik ve maharetliyse afet bölgesinde ellerinde kazma ve kürekleriyle enkaz kaldırırken, alevlerin arasından vatandaşımızı gemilerle tahliye ederken de aynı heybet, çeviklik ve maharetle milletinin duasını almıştır. Bir gururumuz da odur ki her iki teşkilatımızın beşeri ve teknik kapasitelerinde olduğu gibi tüm bu evlatları eğiten Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimiz de özellikle 15 Temmuz sonrası akademik kadrosunda ve teknik imkanlarındaki genişleme ile dünyadaki emsalleri arasında önde gelen akademiler arasında yerini almıştır."
Sn. Soylu, açılışı yapılan Güvenlik Bilimleri Fakülte ve Yurt Binası, Personel Temin Merkez Binası ile Toplumsal Olaylara Müdahale Eğitim ve Tatbikat Merkezinin dünya standartlarında olduğunu belirterek, 2 bin 500 öğrencinin bugünden sonra dünya standartlarında kaliteye sahip bir kurumda eğitim göreceğini söyledi.
Bu kurumda elde ettikleri öz güvenle milletin huzuru, güveni ve birliği için teröriste aman vermeyeceklerini vurgulayan Sn. Soylu, ülkede artık terör örgütlerinin cirit attığı, milletin canını acıttığı günlerin çok uzakta kaldığını ifade etti.