ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ’NÜN (AMNESTY INTERNATIONAL) 6 ARALIK 2016 TARİHLİ VE “YERİNDEN EDİLENLER VE MÜLKSÜZLEŞTİRİLENLER: SUR SAKİNLERİNİN EVLERİNE DÖNME HAKKI” BAŞLIKLI RAPORUNA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI
GİRİŞ
- Uluslararası Af Örgütü’nün 6 Aralık 2016 tarihinde ülkemizdeki sokağa çıkma yasağı uygulamasına ilişkin yayınladığı, “Yerinden Edilenler ve Mülksüzleştirilenler: Sur Sakinlerinin Evlerine Dönme Hakkı” başlıklı raporun gerçeği yansıtmadığı görülmüş ve bu rapor nedeniyle aşağıdaki açıklamaların yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
- Türkiye, yaklaşık 40 yıldır masum binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan ve başta yaşam hakkı olmak üzere temel hakların ve özgürlüklerinin ihlaline sebebiyet veren PKK terör örgütüyle mücadele etmektedir.
- PKK, AB ile ABD ve diğer birçok ülkenin terör örgütleri listesinde bulunan hain bir terör örgütüdür. Türkiye, yasal ilkeler ile insan hakları belgelerinde yer alan norm ve standartlar çerçevesinde terörle mücadele faaliyetlerini yürütürken; bilhassa PKK terör örgütünün propagandası sonucunda mesnetsiz iddiaların hedefi olmaktadır.
- Türkiye demokratik standartların yükseltilmesi yönünde önemli adımlar atarken; 22 Temmuz 2015 günü terör örgütü tarafından Ceylanpınar TOKİ Konutlarındaki evlerinde 2 polis memurumuz şehit edilmiştir. Temmuz 2015’ten bu yana, PKK terör örgütü, terör şiddetine başvurmayı tercih etmiş ve terör eylemlerini arttırmıştır. Terör örgütü özellikle örgütün Suriye kanadını oluşturan PYD/YPG ile Suriye’de elde ettiği tecrübeyi Türkiye’ye aktarmak amacıyla yeni bir taktik belirleyip; terör şiddetini şehir merkezlerine taşımıştır.
- Bu amaç doğrultusunda terör örgütü, şehir merkezlerindeki yapılanmaları ile kırsal yapılanmaları arasındaki irtibatı kuvvetlendirmiş, kırsaldaki militanların ve işbirlikçilerinin sayısını artırmış, şehir gerillacılığı söylemiyle silahlı/bombalı eylem yapabilecek kabiliyete haiz şehir yapılanmaları oluşturmuş ve adına “Devrimci Halk Savaşı Stratejisi” dediği yeni bir strateji ortaya koymuştur.
- PKK terör örgütü, hukuka ve demokratik anayasal düzenimize aykırı bir şekilde Hakkari/Merkez-Yüksekova, Şırnak/Merkez-Beytüşşebap, Diyarbakır/Sur-Silvan, Mardin/Nusaybin, Ağrı/Doğubeyazıt, Muş/Bulanık-Varto, Van/Merkez-Tuşba-Başkale-Erciş, Bitlis/Hizan, Siirt/Eruh, Adana/Seyhan Batman/Bağlar, Tunceli/Merkez olmak üzere 19 farklı yerde “sözde Öz Yönetimler” ilan etmiştir.
- Güvenlik güçlerinin hareket kabiliyetinin engellenmesi amacıyla PKK mensuplarınca Cizre, Silopi, Sur, İdil, Nusaybin ilçeleri başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde terör örgütü mensupları tarafından yerleşim yerlerinde hendek ve barikatlar oluşturulmuş; halkın güvenliğine kast edilmiş ve yaşam standartları kötüleştirilmiştir. Örgüt mensupları bu hendek ve barikatları tuzaklayarak güvenlik güçlerinin müdahalesini zorlaştırmaya çalışmıştır. Ayrıca; terör örgütü, Suriye’de yaşanan otorite boşluğunu fırsat bilerek ülkemize çok sayıda silah ve patlayıcı aktarımında bulunmuştur. PYD/YPG ve PKK terör örgütleri arasında kadro ve mühimmat aktarımı yapıldığı, bu amaçla Suriye’den sınırımızı geçen tüneller açıldığı tespit edilmiştir. Tünellerde içerisinde patlayıcıların olduğu çok sayıda mühimmat ele geçirilmiş, tünellere yönelik imha çalışmaları yürütülmüştür. PYD/YPG’nin PKK terör örgütünün Suriye yapılanması olduğu su götürmez bir gerçek olarak durmaktadır.
Diyarbakır-Sur
Nusaybin-Kamışlı Tünel Fotoğrafı
- PKK’nın güdümündeki bazı belediyeler hendek-barikat eylemlerinde ve terör örgütünün kanlı saldırılarında aktif görevler üstlenmişlerdir. Seçildikleri ilin, ilçenin hizmetlerini yürütmesi gerekirken belediye imkânlarını, araçlarını terör örgütünün emrine veren belediye başkanları kamu görevinden ziyade örgütün taşeronluğunu yapmışlardır. Halka sunulan belediye hizmetleri büyük ölçüde aksamıştır.
- PKK terör örgütü, tahkim edilen hendek/barikatlar ile sözde kurtarılmış bölgeler oluşturarak şehirlerde kontrolü ele geçirmeyi hedeflemiştir. Bu stratejinin bir sonraki aşamasında ise Suriye benzeri kanton bölgeler oluşturarak sözde Demokratik Özerklik ilan etmeyi amaçlamıştır.
- Terör örgütü bu stratejisi ile bomba düzenekli hendek/barikatlar kurup, kamu düzeninin bozulduğu algısı oluşturarak olumsuz görüntülerle uluslararası alanda ülkemizi zor duruma düşürmeye, kamu kurumlarını iş yapamaz hale getirmeye, sivil vatandaşlara yönelik baskı ve tehdit sonucu halkta can güvenliği konusunda endişe yaratmaya, kurulan hendek ve barikatlarla halkın sağlık, eğitim gibi sosyal ihtiyaçlarını engelleyerek günlük yaşantısını olumsuz etkilemeye ve halkı devletle karşı karşıya getirmeye çalışmıştır.
- Terör örgütü mensupları operasyonlar sırasında çocuk ve kadınların aralarına sızarak güvenlik güçlerine yönelik silahlı eylemlerde bulunmuş, bölge halkı üzerinde baskı kurmaya çalışmış ve bu kişileri aynı zamanda canlı kalkan olarak kullanmıştır.
- Örgüt manevra kabiliyeti kazanmak için bölgede yaşayıp örgüte müzahir olmayan ve destek vermeyen insanları evlerinden göç etmeye zorlamış, boşalan bu evleri kullanarak rahat hareket sağlayabileceği sığınak ve alanlar oluşturmuştur.
- Güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları sonucu köşeye sıkışan terör örgütü her türlü stratejiyi denemiş bu stratejilerini uygularken bölge halkının can ve mal güvenliğini hiçe saymıştır. Boşaltmaya zorladığı evler arası tüneller açmak yoluyla kendine bağlantı hatları kurmuş, bu hatlardan eleman ve mühimmat aktarımında bulunmuştur.
Yüksekova – PKK’lı teröristlerce evlerin içinden kazılan tüneller
14.22 Temmuz 2015 tarihi sonrası PKK terör örgütünün saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 335’e ulaşmış, 2.106 vatandaşımız da yaralanmıştır. Söz konusu saldırılarda 859 güvenlik görevlimiz şehit olmuş, 4.711 güvenlik görevlimiz ise yaralanmıştır.Derik’te yaşayan insanlara en güzel şekilde hizmet etmekten başka gayesi bulunmayan Mardin Derik kaymakamımız hain bir saldırı neticesinde şehit edilmiştir.
- Bağımsız ve hukukun üstünlüğüne bağlı demokratik bir ülke olarak, Türkiye’nin vatandaşlarını terörizme karşı korumak için gerekli önlemleri alma ve anayasal düzen ile uluslararası normlar doğrultusunda topraklarında kamu düzenini tesis etme görevi ve yükümlülüğü vardır. Bu çerçevede Devletimiz, Ülkemizin her köşesinde kamu düzenini bozmaya yönelik eylemleri sonuçsuz bırakmakta kararlıdır.
- Ayrıca, PKK Türkiye'nin bölgede mücadele ettiği tek terör örgütü değildir. Kolluk kuvvetlerimiz eş zamanlı olarak Türkiye'ye yönelik saldırılarında yüzlerce kişinin hayatına kasteden DEAŞ, FETÖ, DHKP/C terör örgütlerine karşı da mücadele etmektedir. Türkiye ayrım yapmaksızın bütün terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele etmeye devam edecektir.
- Tehdidin şiddetine rağmen, bazı Avrupa ülkeleri de terör tehdidiyle OHAL ilan ederken, Türkiye, o dönemde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini sınırlandırma yoluna gitmemiş ve 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen terörist darbe girişiminden önce, PKK terörüne karşı mücadelesini Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini sınırlandırmadan yürütmüştür.
- Türkiye hukuk sınırları dâhilinde ve yasalar ile uluslararası yükümlülükler doğrultusunda, vatandaşlarını PKK teröründen korumak amacıyla etkin bir şekilde terörle mücadele operasyonlarını yürütmüştür. Türkiye’nin terörle mücadele operasyonları çerçevesinde aldığı tedbirler, vatandaşlarını PKK’dan korumaya yönelik meşru, gerekli ve orantılı tedbirlerdir.
Mardin-Derik
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI UYGULAMASININ KAPSAMI
a. Gerekçe ve Hukuki Dayanaklar
- Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması olan YDG-H isimli terör örgütü, kırsal kadrolarıyla takviyeli bir şekilde, Ülkemizin çeşitli bölgelerinde, başta yaşam hakkı olmak üzere, özgürlük ve güvenlik hakkı, konut dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkı gibi temel hakları hedef alan terör saldırıları gerçekleştirmiştir.
- Yine PKK terörü, bu bölgelerde yaşayan insanların sağlık hizmetlerine erişimini ve temel eğitim hakkından faydalanmasını engellemeye çalışmıştır. Okullar, hastaneler, ambulanslar, barajlar gibi altyapılar dâhil olmak üzere kamu binalarını ve özel ticari işletmeleri hedeflemiştir. 22 Temmuz 2015 tarihinden itibaren, PKK, 247 kamu binasına, 6 baraja, 231 özel ticari işletmeye, 19 ambulansa ve 1.643 araca saldırı düzenlemiştir. PKK, ağır silahlar kullanmıştır. Sadece Temmuz 2015’ten bu yana, 2.166 silah (1.117’si Uzun Namlulu ve Ağır (45 Bixi, 44 Kanas, 997 Kaleşnikof, 22 M16, 2 Lançer, 2 G3, 3 Zağros, 1 Doçka, 1 M1), 3 adet havan, 115 adet roketatar, 1.445 adet roketatar mermisi, 3.046 adet EYP (El Yapımı Patlayıcı), 1.341 adet el bombası, 342.016 adet mühimmat, 33.546 kg patlayıcı yapımında kullanılan malzeme ele geçirilmiştir. Sokağa çıkma yasağı uygulanan 1 il ve 11 ilçe merkezinde (Silvan, Varto, Derik, Dargeçit, Bağlar, Sur, Cizre, Silopi, İdil, Yüksekova, Nusaybin, Şırnak Merkez); teröristler ve onların destekçileri (belediyeler) tarafından açılan 3.630 çukur-barikat kaldırılmış ve tuzaklanan 6.187 bomba düzeneği imha edilmiştir.
Diyarbakır-Sur, 16.01.2016 tarihinde park halinde bulunan kapalı kasa bir araçta yapılan aramada ele geçirilen malzemeler.
21.Anayasanın devletin temel amaç ve görevlerini belirten 5 inci maddesinde de ifade edildiği üzere; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sınırlayan engelleri ortadan kaldırmak şeklinde devletin pozitif yükümlülüğünün yasal dayanağı ortaya konulmuştur. Devlet pozitif yükümlülüklerinin bir gereği olarak bölgede huzur ve kamu düzeninin sürdürülmesi ve şiddetten etkilenen kişilerin korunması için çeşitli adımlar atmış ve atmaktadır.
- Bu kapsamda yürütülen operasyonlar esnasında yaşanabilecek çatışmalardan zarar görme ihtimali bulunduğu için bölge halkının tahliye edilmesi öncelikli tedbir olarak uygulanmıştır. Ancak ilerleyen süreçte terörist unsurların yerleştiği mahallerde tahliyeleri önlemesi neticesinde, kamu düzeninin sağlanması, halkın can ve mal güvenliğinin korunması amacıyla PKK terör örgütü mensuplarınca sözde kurtarılmış bölgeler oluşturarak sözde Demokratik Özerklik ilan etme hedefiyle tahkim edilen hendek ve barikatların kaldırılması, hendek, barikat ve bölge halkının evlerine tuzaklanmış EYP’li düzeneklerin imha edilmesi ve bölgede kamu düzenini bozmaya çabalayan örgüt mensuplarının yakalanması veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
23.İl İdaresi Kanunu, ilde valiye, ilçede ise kaymakama huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanması amacıyla, sokağa çıkma yasağı dâhil, somut olayın koşullarına göre gerekli her türlü tedbiri alma ve uygulama yetkisi vermektedir. Ayrıca, kanun, hangi hallerde bu yetkinin kullanılacağını da belirleyerek takdir yetkisinin sınırlarını çizmiştir. Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgelerdeki başta yaşam hakkı olmak üzere, özgürlük ve güvenlik hakkı, konut dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkı gibi temel hakları hedef alan terör saldırılarının yoğunluğu dikkate alındığında, valinin veya kaymakamın bu yetkisini kullanması için gerekli olan tüm fiili şartlar oluşmuştur.
- Bu nedenlerle, sokağa çıkma yasağı tedbiri iç hukukumuzda gerekli yasal dayanaklara sahiptir ve erişilebilirlik ve öngörülebilirlik gibi hukuki gereklilikleri karşılamaktadır. Yerel mahkeme ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından aksini belirten herhangi bir karar bulunmamaktadır. Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması konusundaki ihtiyati tedbir talep eden başvurular, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkememiz tarafından kabul edilmemiştir.
- Avrupa Konseyinin kurucu üyesi olan, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi benimsemiş, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını rehber edinen, Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde olan ve temel hak ve özgürlükleri en üst düzeyde koruma altına almış bir hukuk sistemine sahiptir. Bu bağlamda, Anayasamızın 90. maddesine göre, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalar, ulusal kanunların üstünde görülmüştür.
- Terörle mücadele kapsamında yürütülen tüm operasyonlarda, güvenlik görevlilerimiz, zor kullanma ve silah kullanma yetkilerini hukuka uygun olarak “kanunilik”, “zorunluluk”, “meşru amaç” ve “ölçülülük (denge)” kriterlerine azami özen göstererek kullanmaktadır. Bu yetkilerin kullanılmasında yasal sınırların aşılması ile ölçülülük ve gereklilik koşullarına uygun hareket edilmemesi durumunda ise ilgililer hakkında adli ve idari soruşturmalar açılmakta ve açılan bu soruşturmalar hassasiyetle yürütülmektedir.
- Güvenlik güçlerince yapılan operasyonel faaliyetler sırasında sivillerin zarar görmemesi için gerekli her türlü tedbir alınmış, bu hususa özel önem verilmiştir.
b. Kamu Hizmetlerine Erişim
28.Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak için ilan edilen sokağa çıkma yasakları, sürekli gözden geçirilmekte ve şartlara göre gerektiğinde kaldırılmaktadır. Terörle mücadele operasyonlarında ilerlemeler kaydedildiğinden, bu tedbirin uygulanması önemli ölçüde azaltılmıştır. Siviller hiçbir zaman kanunsuz bir uygulamaya maruz kalmamış, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı yerlerde sivillerin her türlü ihtiyacı karşılanmıştır. Ayrıca bir bölgede uygulanan sokağa çıkma yasağı vatandaşların can güvenliği için terörist unsurlar ve tehdit oluşturan tuzak ve bombalar o bölgede tamamen temizlenene kadar sürmektedir.
- Terör eylemleri veya terörle mücadele operasyonları nedeniyle zarar gören kişilere Devlet tarafından tazminat sağlanmaktadır. "5233 Sayılı Terörizm ve Terörle Mücadeleden Kaynaklanan Zararların Tazmini Hakkında Kanun" uyarınca mağdur olan vatandaşların zararları telafi edilmektedir.
- 5233 sayılı Kanun yürürlüğe girdiği 2004 yılından bu güne kadar Zarar Tespit Komisyonlarına toplam 405.453 başvuru yapılmıştır. Bu başvurulardan 375.964 adedi sonuçlandırılmış olup; bunlardan 211.031 başvuru için tazminat ödenmesine karar verilmiş, 164.933 başvuru ise reddedilmiştir. Komisyonlarca olumu sonuçlandırılan ve sulhname imzalayan vatandaşlarımıza ödenmek üzere 3.731.916.332,- TL talep edilmiş olup, tamamı ilgililere ödenmiştir. (6 Ocak 2016 tarihi itibariyle) Başvurusu reddedilenlerin idari yargıda dava açma hakkı bulunmaktadır.
- Sokağa çıkma yasağı süresince bölgedeki operasyonlar öncesi ayrılmak isteyen insanların hızlı ve güvenli bir şekilde tahliye edilmesi sağlanmıştır. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlık hizmetlerini kesintisiz olarak sağlamak için gerekli önlemler alınmıştır. 155 "Polis İmdat" ambulans çağırmak veya yiyecek istemek için faal olarak kullanılmıştır. Bombalı tuzaklar, hendek ve barikatlara rağmen 112 “Acil Yardım Çağrı Merkezi” faaliyetlerini kesintisiz sürdürmüştür. Binalarda saklanan PKK’lı teröristlerin ateş etmeleri ve bombalı saldırılarda bulunmalarına rağmen günlük ihtiyaçların dağıtımı ile elektrik ve su hizmetleri kesintisiz bir şekilde sağlanmıştır. Sokağa çıkma yasağı süresince ihtiyaçların karşılanması amacıyla açılan eczane, süpermarket ve fırınlardan ihtiyacını karşılayan sivil halk sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle herhangi bir cezai yaptırıma maruz kalmamıştır.
- Sivil halkın sağlık, eğitim gibi en temel kamu hizmetlerini dahi almasını engellemeye yönelik olarak ambulanslara, hastanelere, okullara saldıran PKK terör örgütü, tüm bu terör eylemlerinin sorumluluğundan kaçabilmek için yoğun bir propaganda faaliyeti yürütmektedir.
PKK’nın Hakkari-Şemdinli Hastane Saldırısı 21.10.2015
- Terör örgütünün açmış olduğu hendeklerin can güvenliği riski oluşturması nedeniyle, bölgede yaşayan halk dışarıya çıkamamış veya bulundukları yerlerden bir süreliğine ayrılmak durumunda kalmışlardır. Ailelerin gündelik hayatları durma noktasına gelmiş, çocuklar oyun alanlarına çıkıp sosyal hayata karışma imkânından mahrum kalmış, aile içi ilişkiler olumsuz etkilenmiş, aileler çocuklarının güvenliğinden duydukları endişeden dolayı psikolojik olumsuzluklar yaşamışlardır. Bireyler terörün yol açtığı endişenin beraberinde hendeklerin, tuzaklanmış patlayıcıların oluşturduğu risk nedeniyle işlerine gidememiş, ekonomik açıdan kayıplar yaşamışlardır.
- Sokağa çıkma yasağı uygulanan yerleşim birimlerinde, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması ve özellikle sağlık hizmetlerinden yararlanılması için her türlü tedbir alınmıştır. Çatışma bölgelerine daha hızlı müdahale edilebilmesini teminen, Sur başta olmak üzere sokağa çıkma yasağı uygulanan ilçelerimize zırhlı ambulans araçları tahsis edilmiştir. Bu araçlar sayesinde çatışma bölgesindeki yaralılar zamanında alınarak yerinde tedavi edilmiş veya hastaneye nakilleri gerçekleştirilmiştir.
Zırhlı Ambulans
- Basın yayın organlarına da yansıdığı üzere terör örgütünce bölgedeki pek çok eğitim kurumu hedef alınmıştır. Bu nedenle, terör eylemlerinden zarar gören eğitim kurumlarının tamirat ve tadilatına başlanmış olup, sokağa çıkma yasağı sebebiyle eğitimin aksadığı yerlerde telafi eğitimlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Telafi eğitimleri kapsamındaki öğrencilerin sağlık taramasından geçirilmesi, bu öğrencilere nakdî yardımın yanı sıra, giyim ve özbakım malzemeleri verilmesi, kaynak kitap ve kırtasiye temin edilmesi, her türlü barınma ihtiyaçlarının karşılanması sağlanmıştır.
- Psikolog, sosyal gelişimci, çocuk gelişimci ve sosyologlar tarafından yapılan çalışmalarda halkın operasyonlar sonrası daha huzurlu olduğu, normal yaşamlarına dönmeye başladıkları gözlemlenmiştir.
- Ayrıca Türkiye, kısa bir süre önce PKK teröründen etkilenen şehirlerde yeni bir yatırım ve kalkınma hamlesini harekete geçirerek bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine yönelik çabalarını sürdürmektedir. Bizzat 2016 Eylül ayında Sayın Başbakanımız Binali YILDIRIM tarafından Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi açıklanmıştır.
c. Evlerini Terk Eden Vatandaşlarımıza Sağlanan Olanaklar
38.Terörden zarar gören vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermek amacıyla, terör eylemleri sebebiyle göç etmek zorunda kalan ailelere kira yardımı yapılması da dâhil olmak üzere sosyal ve ekonomik alanda destekleyici tedbirler alınmaktadır. Göç eden aileler gittikleri yerlerde de izlenerek, aldıkları sosyal ve ekonomik yardımların devamlılığını sağlayacak adımlar atılmaktadır.
Konut
39.Çukur açma, barikat oluşturma ve bu alanlarda yerleştirilen patlayıcıların patlaması gibi terörist faaliyetler sonucu ciddi hasarların oluştuğu konut ve işyerlerinde hasar tespiti yapılması amacıyla, ilgili Valiliklerin talebi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ekipler görevlendirilmiştir. İnşaat Mühendisi veya Mimar, Elektrik Mühendisi veya Elektrik Teknikeri, Makine Mühendisi veya Makine Teknikerinden ekipler, çalışmaları öncesinde sahada eğitim verilerek bilgilendirilmişlerdir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlükleri teknik personelinden oluşan bu ekipler, fen adamı vasıfları ile binaların hasar durumlarını tespit etmiş ve buna ilaveten bağımsız bölüm bazlı olarak da maddi zarar miktarlarının belirlenmesi için çalışmalarda bulunmuşlardır. Ayrıca; hasar-zarar tespit raporları, tüm bölgelerde ilgili vatandaşlara Valiliklerce duyurularak, vatandaşların itiraz hakları olduğu belirtilmiştir, raporlara yapılan itiraz başvuruları sahada itirazdan önceki ekiplerden farklı ekiplerce değerlendirilerek ilgililer bilgilendirilmiştir.
40.Diyarbakır Valiliği tarafından Sur ilçesindeki terör olayları sonucunda zarar gören 603 esnafa (Sokağa çıkma yasağı dışından kalan 6 mahalledeki) hasar tespit çalışmaları kapsamında 2.917.497 TL ödenmiştir. Sur ilçesinde ikamet eden 1.730 vatandaşımıza hasar tespit çalışmaları kapsamında 2.873.489 TL nakdi ödeme yapılmıştır.
41.Diyarbakır İli, Sur İlçesi, Suriçi Bölgesi 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamında 22/10/2012 tarih ve 3900 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “Riskli Alan” ilan edilmiş ve karar 04/11/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bununla birlikte söz konusu alan içerisinde bulunan bazı taşınmazlara ilişkin olarak da 2016/8659 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile acele kamulaştırma kararı alınmıştır. Ayrıca, 17/07/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanuna 6475 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 6’ncı maddeyle de söz konusu alanda üstyapı projelerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından resen yaptırılabileceği hükme bağlanmıştır.
42.Sur ilçesinde hasar gören sivil mimari örneği yapıların risk teşkil etmesi nedeni ile fen, sanat, norm ve standartlara uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini oluşturmak için Koruma Amaçlı İmar Planı kararları ile belirlenen yapılaşma koşulları ve kullanım türü doğrultusunda yapıların korunması, sağlamlaştırılarak yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacı ile belgelenmesine yönelik rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri ve mühendislik hizmetlerine ait projelerin ivedilikle elde edilmesi önem arz etmektedir. Bu doğrultuda Alipaşa ve Lalebey mahallelerindeki Kurşunlu Camii çevresindeki tescilli yapıların ve yeni yapılacak yapıların projelendirme çalışmaları hızla devam etmektedir. 26/01/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2013/4125 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Sur ilçesi Alipaşa, Cevatpaşa, Lalebey ve Şemhane mahallelerinde bazı alanlar Bakanlar Kurulunca gecekondu dönüşüm proje alanı olarak belirlenmiş ve buralarda TOKİ tarafından acele kamulaştırmalar yapılmıştır.
43.Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Suriçi bölgesine ait 2013 yılında hazırlattığı proje kapsamında 139 tescil kararı ile 214 adet yapı “Anıtsal Kültür Varlığı”, 382 tescil kararı ile 908 adet “Sivil Mimarlık Örneği” (geleneksel avlulu Diyarbakır Evleri) olmak üzere toplam 1123 adet tescilli yapı bulunduğu belirtilmiş olup 2012 yılındaki Koruma Amaçlı İmar Planından günümüze kadar 14 tescil kararı ile 25 adet yapı daha tescillenmiştir. Söz konusu alanda 97 adet kamu binası ile toplam 8.818 adet yapı bulunmakta ve bu yapıların 907’si ruhsatlı durumdadır. Toplam yapı sayısının %10,29’u ruhsatlı yapılardan oluşurken alanın büyük çoğunluğunun mühendislik hizmeti almadığı görülmektedir.
44.Bölücü terör örgütü tarafından yapılan eylemler nedeniyle bölgede pek çok yapı hasar görmüş, kültürel miras niteliğindeki birçok tarihi yapı tahrip olmuş, hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ve bu durum tarihi doku üzerinde olumsuz etkilerin yanı sıra can ve mal kaybına yol açma riskini arttırmıştır. Yaşanan terör olayları sonucu Suriçi Bölgesi’nde 1.129 adet bina tamamen yıkılmış, 1.269 adet bina az hasar almıştır. Bununla birlikte 626 adet tescilli veya korunmaya değer yapı da hasar görmüştür. Bu rakamlar Suriçi’nde hasarın ve riskin boyutunun ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.
PKK’nın Diyarbakır-Sur Fatih Paşa Camisi Saldırısı (Kurşunlu Cami, 16. yy.)
45.Diyarbakır Sur ilçesinde, 2016 yılında, 31 adet taşınmaz malikleri ile anlaşma tutanağı imzalanarak, 21 adet taşınmaz satın alma yolu ile, 398 adet taşınmaz (gecekondu dönüşüm projesi) acele kamulaştırma yolu ile kamulaştırılarak tescil edilmiştir. 68 adet taşınmaz hakkında hukuk mahkemeleri tarafından kamulaştırma kararı verilmiş olup bu kararlar taşınmaz üzerine şerh edilmiş, ancak tescil işlemi yapılmamıştır. 2015 yılında toplam 12 adet taşınmazda kamulaştırma işlemi yapılmıştır. Sur’un %98’inin istimlak edildiği yönünde raporda yer alan bilgi tamamen asılsızdır.
46.Bölgede yürütülen çalışmalar, bölgenin 1. ve 2. deprem bölgesi kuşağında olduğu unutulmadan, vatandaşlarımızın daha güvenli ve daha yaşanabilir koşullarda yaşayabilmelerini hedeflemektedir.
- Vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi ve düzenli bir yaşama geçebilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığının açtığı ofisler aracılığıyla görüşmeler yapılmaktadır. Sur ilçesinde iki adet irtibat ofisi bulunmaktadır. Vatandaşların beklenti ve ihtiyaçlarının ne olduğunu anlamaya yönelik ön anket yapılmakta, sonraki süreçte hukuki alanda görüşülmeye başlanmakta ve vatandaşlarımıza çeşitli alternatifler sunulmaktadır. Bugüne kadar 5.000 kişi ile görüşme yapılmıştır.
Bu alternatifler;
►Alan içerisinde yaşamaya devam etmek isteyerek konutunu kendisinin inşa etmesi ya da Devlet’in yapmasını tercih etme,
►Diyarbakır içinde TOKİ’nin Çölgüzeli ya da Üçkuyular projelerinden birinden konut edinme,
►Parasını alarak başka çözüm yolu üretilmesini isteme şeklinde, mağduriyetlerin önlenmesi amacı güdülerek belirlenmiştir.
Ayrıca, Suriçi bölgesinde yaşayan vatandaşların bir kısmının tapu sahibi olmasına karşın, bir kısmının ise yıllardır orada ikamet etmelerine rağmen şu an yürürlükte olan mevzuat uyarınca hak sahipliğini kanıtlayıcı belgesi bulunmamaktadır. Bu duruma rağmen her iki grup da malik olarak değerlendirilmektedir.
Süreci devam eden görüşmelerin sonucundaki tercihlere göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışmalarını tamamlayacaktır. Sunulan seçenekler, Devlet’in kişilerin yerinden edilmesi politikası bulunduğu yönündeki ağır ithamların kabul edilemez olduğunu, vatandaşlarımıza Sur ilçesine geri dönüşleri için olanaklar sunulduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bölgede taşınmaz sahibi olan vatandaşlara sunulan seçenekler, raporda iddia edildiğinin aksine vatandaşlarımıza mülk edindirebilmek amacıyla kurgulanmıştır.
- Çatışma sürecinde zarar gören altyapının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ihalesi yapılmıştır. Üstyapı ve yol çalışmaları devam etmekte olup Gazi Caddesinin daha cazip hale gelmesi için sokaklar ve binalar bazalt giydirilerek ilçenin turistik bir bölge haline getirilmesi yönünde çalışmalar sürmektedir. Çalışmalar, 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi tarafından kabul edilen açık ve şeffaf bir plan doğrultusunda yürütülmektedir.
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1 nolu protokolün 1. Maddesi herhangi bir kimsenin kamu yararı amacıyla ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabileceğini düzenlemektedir. Anayasamızın 46. Maddesi, Devlet ve kamu tüzelkişilerinin kamu yararının gerektirdiği hallerde, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkili olduklarını hükme bağlamıştır. Sur ilçesinde yapılan tüm iş ve işlemler kanunlar çerçevesinde yapılmakta olup Sur Tapu Müdürlüğüne müracaat eden gayrimenkul maliklerine talep etmekte oldukları bilgi ve belgeler kanunlar çerçevesinde ve herhangi bir gecikmeye mahal vermeksizin zamanında verilmektedir.
- Özel mülkiyete gayrimeşru şekilde güvenlik güçlerince el konulduğu iddiaları örgüte müzahir kesimlerce maksatlı olarak yapılmış iddialardan ibaret olmakla birlikte teröristlerce üs olarak kullanılan, tuzaklama yapılarak boşaltılan ikametlere tuzaklamaların temizlenmesi esnasında sadece girilerek müdahale edilmiştir.
- Operasyonlar esnasında hiçbir mülkiyet bilerek ve gereksiz yere yıkılmamış, terörist unsurlarca kullanılan, tuzaklama yapılan veya tünellerle başka evlere bağlanan ikametler teröristlerin ve tuzaklamaların temizlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Hiçbir sivil vatandaşın şahsi eşyası gasp edilmemiştir.
Psikososyal Destek ve Maddi Yardımlar
- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşanan terör olaylarına doğrudan maruz kalan, olaylardan dolaylı olarak etkilenen ve terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kalan Bingöl, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Siirt, Muş, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak ve Van illerinde yaşayan vatandaşlarımıza yönelik olayların başlamasını takiben psikososyal destek hizmeti verilmektedir. Diyarbakır ilinde, psikososyal destek hizmeti için 10 günlük süreler halinde görevlendirilen 231 meslek elemanı (Psikolog, Sosyal Çalışmacı, Çocuk Gelişimci, Psikolog) hizmet vermiştir. Bu hizmetler, Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi çözüm ortaklarının İl Müdürlükleri ile koordineli olarak işbirliği içinde yürütülmüştür. Ekipler tarafından sağlık, eğitim, iş bulma ihtiyaçları tespit edildiğinde ilgili İl Müdürlüklerine bildirimler yapılmakta, konuya bütüncül yaklaşılmaktadır.
- Diyarbakır Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından meslek elemanlarının psikososyal destek vermeleri ve acil ihtiyaçların (barınma, gıda, eğitim, sağlık vb.) tespit edilebilmesi amacıyla “Psikososyal Destek Ekipleri” oluşturulmuştur. Ekipler, ailelerle bizzat yaşadıkları ikametgâhlarında mesleki görüşmeler yapmışlardır. Görüşme sürecinde, ailelerin ekonomik olarak desteklenmesinin değerlendirilmesi halinde ivedilikle gerekli iş ve işlemler başlatılmıştır. Kişilerin açtıkları hesaplara ekonomik destek miktarları yatırılmış, bu süreçte çocuklara ilişkin hizmetler aciliyeti nedeniyle öncelikle karşılanmıştır. Ekipler 2016 yılı içinde 3.058 hane ziyareti yapmışlar, 2.575 haneye ikinci kez, 357 haneye üçüncü kez ziyarette bulunmuşlardır. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce sunulan hizmetlerden Sosyal Ekonomik destek kapsamında 15 mahallede 173 aile, 6 mahallede 79 aile sosyal ekonomik destek hizmetinden; 15 mahallede 617 kişi, 6 mahalleden 265 kişi evde bakım hizmetinden faydalandırılmıştır.
- Terör olaylarının yaşandığı Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerindeki bazı illerimizde, herhangi bir mağduriyete neden olmayacak şekilde gıda, barınma ve yakacak gibi temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ilgili Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına sosyal yardım faaliyetleri için her ay gönderilen periyodik kaynaklara ilave olarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan, terörden etkilenen vatandaşlarımızın gıda, barınma ve yakacak gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılmak üzere 2015 yılında 8.519.429 TL, 2016 yılında (12.12.2016 tarihi itibarıyla) ise 162.857.580 TL olmak üzere toplam 171.377.009 TL tutarında kaynak aktarılmıştır (Bu kaynağın 40.181.633-TL’si Diyarbakır il merkezi ve ilçe SYD Vakıflarına aktarılan tutardır). 2016 Ocak ayından itibaren her aileye aylık 1.000 TL nakdi yardım yapılmıştır.
- Sur ilçesinde terör olaylarından etkilenen ailelere yönelik tahsis edilen 6.024 kişilik Toplum Yararına Çalışma kapsamında toplam 5.122 vatandaşımız işbaşı yapmışlardır. 585 kişilik Sur esnafı girişimcilik eğitiminden faydalanmıştır. Sur ilçesinden 370 kişilik İşbaşı eğitim programı uygulanmıştır. Kısa çalışma ödeneği için 96 işyerinin başvurusu kabul edilmiştir.
- Diyarbakır ilinde 6 Aralık 2016 tarihine kadar 38 milyon TL kira yardımı yapılmıştır. Sur ilçesinde evi dışında kalacak yeri olmayan vatandaşlar (942 vatandaşımız) Diyarbakır Valiliği tarafından çeşitli otellerde misafir edilmiştir. Barınma ve yemek ihtiyaçları karşılanmıştır.
- Diyarbakır’da bazı evler eşyalar alınamadan yıkılmış, bazılarından vatandaşlarımız eşyaları ile ayrılmıştır. Zarar gören eşyalar hakkında tutanaklara göre belirlenen makul olması gereken standart bir rakam ortaya konmuştur. Evi tamamen yıkılmış vatandaşın evinin enkaz bedelinin yüzde on ikisi (%12) kadar eşya yardımı yapılmaktadır. Evler ne kadar küçük olursa olsun asgari tutar olarak 5.000 TL ödenmekte, bunun üstündeki kısım için yüzde on iki (%12) önerilmektedir. Vatandaşların büyük bölümünün (%68) kabul ettiği bu yöntemle yaklaşık 8.5 milyon TL (6 Aralık 2016 tarihi itibarı ile) ödeme yapılmıştır. Kabul etmeyen vatandaşlarımızla görüşmeler devam etmekte, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması sağlanmaya çalışılmaktadır.
- Sur İlçe Kaymakamlığınca sokağa çıkma yasağı uygulanan mahallelerdeki vatandaşlara koli ile gıda ve ekmek dağıtımı yapılmıştır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kızılay Genel Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından koli ile gıda, battaniye, giyim yardımı ile nakdi yardım yapılmıştır. Sur İlçe Kaymakamlığınca 2.100 koli gıda ve 11.000 adet ekmek dağıtılmıştır. SYDV, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kızılay Genel Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 17.750 koli gıda, 9.750 adet battaniye, 1 tır giyim yardımı ile 1.050.000 TL nakdi yardım yapılmıştır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ayni yardım kolisi.
- Kadınlara yönelik oluşturulan iki Aile Destek Merkezi Projesi kapsamında 2015 yılı için 443.113-TL, 2016 yılı için 265.405-TL, 2015 yılında sosyal hizmet içerikli Yaşlılara Evde Bakım Projesi kapsamında ise 125.535-TL kaynak olmak üzere bahsi geçen iki yılda 834.053-TL kaynak Sur Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına, Kadınlara yönelik oluşturulan dört Aile Destek Merkezi Projesi kapsamında 2015 yılı için 303.335-TL, 2016 yılı için 239.527-TL olmak üzere bahsi geçen iki yılda 542.862-TL kaynak Diyarbakır Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına aktarılmıştır.
- Bu süreçte SYDV’ler aracılığıyla yapılan diğer yardımlarda aksama olmamıştır. 2015-2016 döneminde, 2022 Sayılı Kanun kapsamındaki aylıklar ve evde bakım yardımları; Diyarbakır il merkezinde 71.590 hak sahibine olmak üzere 630.589.848 TL tutarına ulaşmış olup Sur ilçesinde 5.292 hak sahibine 30.527.065 TL ödeme yapılmıştır. 2015-2016 döneminde Diyarbakır il merkezinde 112.543 hak sahibine 129.282.890 TL, Sur ilçesinde 1.343 hak sahibine 218.200 TL düzenli yardım yapılmıştır (Asker ailesi yardımı, doğum yardımı, eğitim yardımları, gebelik yardımı, sağlık yardımı vb.).
- Her türlü sağlık sorunları, aşı ve izlemleri için ulaşabilecekleri en yakın Aile Sağlığı Merkezi ve hastanelerden hizmet alabilecekleri konusunda 4.627 aile tek tek aranarak bilgilendirilmiş, telefonlara kısa mesaj gönderilmiştir. Aile hekimleri tarafından 6.541 bebek aşısı, 847 gebe izlemi, 2.332 bebek izlemi, 2.685 çocuk izlemi yapılmıştır. Otellerde misafir edilen kişilere genel sağlık taraması ve ağız-diş sağlığı taraması yapılmıştır.
- Ayrıca, ekonomik alanda bölgenin ve bölge esnafının terör nedeniyle uğradığı zararın karşılanmasına önem verilmektedir. Bölge esnafının prim borçları ile kredi ödemelerinin ertelenmesi ve çiftçilere karşı kredi desteği sağlanması hususlarında adım atılmakta, bölge ekonomisini güçlendirecek çalışmalar gerçekleştirilmektedir.
Eğitim
- Terör örgütü PKK’nın 2015 yılı Haziran, Temmuz aylarından itibaren artarak devam eden ilçe ve bölgede halkın huzurunu ve güvenliğini korumak için görev yapan asker, polis ve diğer kamu çalışanlarına yönelik saldırılarını artırması nedeniyle barış ortamı zarar görmüştür. PKK terör örgütü saldırılarını Eğitim Kurumlarına yoğunlaştırmış bunun sonucunda ilçede 3 ilkokul, 1 anaokulu, 1 ortaokul tamamen kullanılamaz hale gelmiştir. Ayrıca 1 ilkokul, 2 Ortaokul, 1 İmam-Hatip Ortaokulu, 1 Anadolu İmam Hatip Lisesi de kısmen tahrip olmuş ancak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onarılarak yeniden eğitim hizmeti vermeye başlamıştır.
PKK’nın Şırnak-Silopi Okul Saldırısı
- Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde yaşanan terör olayları nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kalan 1286 Anadolu İmam Hatip Lisesi ve İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerine telafi eğitimi verilmiştir.
- Ayrıca terör örgütü PKK’nın, bölge halkına yönelik olarak, çocuklarını okullara göndermemeleri baskı ve tehditleri sonucu bölge halkı çocuklarını okullara göndermekte zorluk çekmiş ve çocukların eğitime erişimleri bir şekilde engellenmeye çalışılmıştır. Bu durumda Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi destekleyici çalışmalar yapmış, öğrenci ve ailelerin eğitime erişimini destekleyici, kolaylaştırıcı faaliyetler düzenlemiştir.
- Diğer taraftan, konu hayat boyu öğrenme faaliyetleri açısından değerlendirildiğinde; bu süreçte kapalı olan herhangi bir eğitim kurumumuz bulunmamakta ve yaygın eğitim kurumları vatandaşlarımıza hizmet vermeye devam etmektedir.
- Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin Telafi eğitimi ve yetiştirme programı başlıklı 33 üncü maddesinde yer alan “(1) İlköğretim kurumlarında; eğitim ve öğretimi aksatacak nitelikte olağanüstü durum, sel, deprem, hastalık, elverişsiz hava şartları gibi nedenlerle il veya ilçe hıfzıssıhha kurulunun kararı ile gerekli gördüğü ve mahalli mülkî idare amirinin onayladığı durumlarda okullarda eğitim ve öğretime ara verilir. Bu gibi durumlarda öğrencilerin derslerinde eksik kalan konularda telafisi için okul yönetimleri ve il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince gerekli önlemler alınır. (2) Ortaokul ve imam-hatip ortaokullarında ders yılı içinde doğal afet, öğretmensizlik ve benzeri nedenlerle boş geçen dersler için yetiştirme programları uygulanır.” şeklindeki hüküm ile Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Telafi Eğitimi" başlıklı 61 inci maddesinde yer alan “Ders yılı içinde öğretmensizlik, doğal afet, salgın hastalık, olağanüstü hâl ve benzeri sebeplerle bir ya da iki dönem puanı oluşmayan dersler için, ders yılının ikinci döneminden, yeni öğretim yılının başlamasına kadar olan sürede, telafi programı uygulanır.” şeklindeki hükümler dikkate alındığında anılan sebeplerden dolayı yapılamayan derslerin telafi eğitimi ile tamamlanma imkânı bulunmaktadır.
- Diyarbakır İli Sur İlçesinde Alparslan Anadolu Lisesi ve Vali Aydın Arslan Fen Lisesi bulunmaktadır. Bunlardan Sur Alparslan Anadolu Lisesi olaylardan hemen önce tedbir maksatlı olarak Yenişehir İlçesinde bulunan Kâtip Çelebi Ortaokulu bünyesine taşınmış olup yaşanan olumsuz durumdan etkilenmeden eğitim öğretim faaliyetlerine devam etmiştir. Sur Vali Aydın Arslan Fen Lisesi öğrencilerimiz ise yaşanan olaylara uzak bir bölgede bulunması sebebiyle olaylardan etkilenmeyerek eğitim öğretim faaliyetlerine ara vermeden devam etmiştir.
- Eğitim-öğretim ile ilgili kısmî aksamaların olduğu söz konusu yerleşim yerlerinde eğitime geçici sürelerle ara verilmesinden dolayı öğrenciler okula devam edememişlerdir. Bu kapsamda; Diyarbakır ili Sur ilçesinde, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği çerçevesinde telafi eğitimi yapılmıştır.
- Telafi eğitimleri için fiziki ortamı uygun olan mekânların eğitim öğretim faaliyetleri için tahsis edilmiş, öğrencilerin ulaşım ve gerektiğinde konaklama-iaşe giderlerinin karşılanması için gerekli tedbirler alınmıştır. Öğretmen sayısının yetersiz olması durumunda vekil veya ders ücreti karşılığı öğretmen görevlendirilmesi yoluna gidilmiştir. Tüm bu çalışmalarla Sur’da yaşayan öğrencilerin eğitim-öğretim imkânından en iyi şekilde faydalanmaları sağlanmıştır.
- Öğrencilerden Psikolojik Travma yaşayan çocuklara yönelik olarak İlçede 37 branş öğretmeni ve ayrıca 30 PDR öğretmeni birlikte çalışarak terör mağduru öğrencilere Psikolojik destek hizmeti verilmiştir.
- Terör örgütünün saldırıları sonucu eğitime ilçe dışında devam etmek zorunda kalan öğrencilere ulaşım yardımı verilmiş ve Sur İlçesi dışında ikamet etmek zorunda kalan çocukların eğitime erişimi sağlanmıştır.
- Okula devam oranlarının artırılması için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Devamsız Öğrenciler Komisyonu ve Okullar bünyesinde Okul İkna Ekipleri oluşturularak sorun yaşayan öğrencilere ulaşılmış ve okula devam etmeleri konusunda ikna edici yönde çalışmalar yapılmıştır.
- Yapılan izleme, ikna ve destek çalışmaları sonucunda 2015-2016 öğretim yılında İlçede sürekli devamsız durumda olan 401 ilköğretim öğrencisinin okula devamı sağlanmıştır. Sur ilçesinde öğrenim gören 12.952 öğrenciden 3.501’i sokağa çıkma yasaklarının başlaması nedeniyle Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından farklı okullara nakil edilmiştir. Geriye kalan 9.451 öğrencimiz ise yasak başladıktan sonra ilçe dışındaki okullara devam ettirilmiştir. Sur ilçesinde okullaşma oranında bir düşüş yaşanmamıştır.
- Ulaşım yardımından yararlanan öğrencilere ayrıca Sosyal Yardım çalışmaları kapsamında kırtasiye ve giyim yardımı da yapılarak mağdur olmalarının önüne geçilmiştir.
- Bölgeden diğer illere geçici olarak giden öğrenciler gittikleri iller ve ilçelerde MEB E-okul sistemi üzerinden “Misafir Öğrenci ”sayılarak eğitime erişimleri sağlanmış ve eksik kaldıkları ders konularını tamamlamışlardır.
- Terör nedeniyle eğitimde eksikliği bulunan öğrencilere yönelik Milli Eğitim Müdürlüğü’nce Telafi Eğitimi gerçekleştirilmiş olup ilçe dışına çıkmak zorunda kalan öğrenciler için ise ulaşım yardımı yapılarak eğitime devamları sağlanmıştır
- Diyarbakır'ın Sur ilçesi başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yürütülen terörle mücadele operasyonları nedeniyle eğitimlerine ara verilen öğrencilerimizin eğitimlerini tamamlayabilmeleri için telafi programı uygulaması yapabilmeleri amacıyla valiliklerden gelen talep doğrultusunda Millî Eğitim Bakanlığınca;
Diyarbakır Sur ilçesinde bulunan terör mağduru öğrencilere yönelik telafi programı uygulaması için;
►Diyarbakır Yenişehir İMKB 75. Yıl Yatılı Bölge Ortaokuluna 2016 yılında 18.000,00 TL ödenek gönderilmiştir.
Ayrıca, söz konusu telafi programlarının diğer bölgelerde de uygulanabilmesi amacıyla 2016 yılı içerisinde;
►Mardin Ömerli Yatılı Bölge Ortaokuluna 85.750,00 TL,
►Mardin Yeşilli Yatılı Bölge Ortaokuluna 132.680,00 TL,
►Batman Beşiri Atatürk Yatılı Bölge Ortaokuluna 140.630,00 TL,
►Şırnak Merkez Vali Aydın Aslan Yatılı Bölge Ortaokuluna 230.000.00 TL,
►Şırnak Uludere Şenoba Org. Edip Başer Yatılı Bölge Ortaokuluna 72.912,00 TL,
►Hakkâri Merkez Akçalı Yatılı Bölge Ortaokuluna 53.000,00 TL ödenek gönderilmiştir.
Telafi programına alınan öğrencilerimize psikososyal destek sağlamak amacıyla, telafi eğitimi yapılan 2 okul ve 5 pansiyonumuza 27 rehberlik öğretmeni görevlendirmesi yapılmıştır. Diyarbakır’da 100 rehberlik öğretmenine “Psikoeğitim Eğitici Eğitimi Kursu” hizmetiçi eğitimi verilmiştir. Eğitim alan rehberlik öğretmenlerimizin tüm öğrenci, öğretmen ve velilere ulaşmaları sağlanmıştır. Psikoeğitim çalışmaları esnasında aşırı düzeyde travmatik tepkiler gösteren ve desteğe ihtiyacı olduğu düşünülen öğrencilerle çalışılmak üzere Genel Müdürlüğümüzce 15-18 Şubat 2016 tarihinde Mersin Öğretmenevinde bir üst müdahale programı olan “Grupla Psikolojik Danışma (Toparlanma Tekniklerinin Öğretilmesi) Kursu” düzenlenmiştir. Bu kapsamda Diyarbakır ilimizden 12 Rehberlik Öğretmeni ilgili kursa alınarak mesleki becerileri artırılarak bahsi geçen çalışmaları gerçekleştirmeleri sağlanmıştır.
- Ayrıca, bölgedeki öğrenci ve eğitmenlerin motivasyonlarının arttırılması amacıyla 10’uncu Uluslararası Robot Yarışması’nın bölgede yapılması sağlanmıştır. Mesleki Eğitim Kardeş Okul Projesi çerçevesinde Diyarbakır-Sur, Mardin-Nusaybin, Şırnak-Cizre Mesleki ve Teknik Eğitim Okulları ile Ankara Mesleki ve Teknik Ortaöğretim okulları arasında kardeş okul eşleşmesi yapılmıştır. Kız Çocuklarının Okula Devam Oranlarının Arttırılması Hibe Programının, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki 15 pilot ilde (Muş, Bitlis, Siirt, Batman, Bingöl, Ağrı, Kars, Erzurum, Iğdır, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Van, Şırnak, Hakkari) yoğunlaşacak faaliyetlerine 1 Kasım 2015 tarihinde başlanmıştır. İki yıl sürecek hibe programı kapsamında on binlerce eğitimciye, yerel kanaat önderine, aile ve çocuğa doğrudan ulaşılmakta, saha araştırmaları yapılmakta, eğiticiler eğitilmekte, bilgilendirme toplantıları, seminerler, konferanslar, festivaller düzenlenmektedir.
- Diyarbakır ili Sur ilçesinde Devletimiz, başta güvenlik güçlerimizin ve diğer kamu kurumlarının gayretleriyle tekrar güvenli ortamı tesis etmiştir. Öğrencilerin eğitime erişimleri ve Anayasal hak olan eğitim hakkını kullanmaları önündeki engeller ortadan kalkmış, sorun yaşayan öğrenciler tekrar eğitime kazandırılmıştır. Terör olaylarından dolayı mağduriyet yaşayan öğrencilerin terörden kaynaklı mağduriyetleri ilgili yerleşim yerlerinde telafi eğitimleri uygulanarak hızlı bir şekilde giderilmiştir.
SONUÇ
- Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda, Devletimizin terörizme ve teröristlere karşı kamu düzenini ve vatandaşlarını korumak amacıyla yürütmüş olduğu mücadele sırasında terör örgütünün gerçekleştirdiği hak ihlalleri görmezden gelinmiştir. Raporda, PKK için terör örgütü ifadesini kullanmaktan imtina edilmesi de raporun taraflı ve önyargılı olduğu değerlendirmesini desteklemektedir. Bu itibarla rapor, tarafsız sivil bir gözlemden uzaktır.
- Mevzuatımızda gerekli hukuki dayanaklara sahip olan sokağa çıkma yasağı uygulamasına terörist saldırıların olduğu mahallelerle sınırlı olmak üzere vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla geçici olarak başvurulmaktadır. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde operasyon bölgesinde kalan vatandaşlarımızdan bölgeyi terk etmek isteyenlere her türlü kolaylık sağlanmış, operasyon öncesinde vatandaşımıza duyuru yapılmış ve talepte bulunan birçok vatandaşımız bölgeden güvenli şekilde tahliye edilmiştir. Operasyonlar sırasında vatandaşlarımızın zarar görmemesi amacıyla vatandaşlarımıza yönelik sağlık, gıda, elektrik vb. hizmetlerin kesintisizliği sağlanmıştır. Evlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşlarımızın ihtiyaçları, göç ettikleri yerlerde gereği gibi karşılanmış ve göç ederken geride bıraktıklarından ötürü zarara uğramamaları temin edilmiştir. Vatandaşlarımızın yaşam hakkı başta olmak üzere, özgürlük ve güvenlik hakkı, mülkiyet hakkı gibi temel hak ve hürriyetleri Devletimizin güvencesi altındadır.
- Devletimiz tarafından bölgede yapılan hizmetler, düzenli, koordineli ve bütüncül biçimde yürütülmektedir. Halk, terör örgütlerinin terörist eylemlerinden endişe duymakta, Devletimizin yürüttüğü operasyonlar sonrası oluşan huzurlu ortamın korunmasını istemektedir. Tüm yapılanlar, sürecin halkın rızası doğrultusunda işlemesi hedefiyle yapılmakta ve halkın sürece sahip çıktığı bir yeniden yapılanma gerçekleştirilmektedir.
- Devletimiz, ülkemizin her köşesinde tüm vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almakta kararlıdır. Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi bütün terör örgütleriyle kararlılıkla mücadeleye devam edilecektir. Türkiye mücadelesini özgürlükleri kısıtlayan değil, tam tersine demokrasiyi koruyan bir güvenlik anlayışıyla sürdürmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.